TBMM'nin yeni başkanı Mustafa Şentop, Meclis çatısı altında yumuşak bir lisanın şart olduğunu söylerken "Sataşmadan, kişiselleştirmeden, rencide etmeden, hakaret etmeden eleştirmek mümkün" dedi.
Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Meclis'in yeni başkanı Mustafa Şentop ile konuştu. "Şentop’tan nezaketli dil uyarısı: Kavgayla, çatışmayla sonuç alınmaz" başlıklı yazısında Şentop'un ifadelerini aktaran Zeyrek'in köşesinin ilgili kısmı şöyle:
Yeni sistemde TBMM'nin geri planda kaldığına dair güçlü bir algı var. Öyle ki İstanbul Büyükşehir Başkanlığı, TBMM Başkanlığı'nın önüne geçebiliyor ve TBMM Başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı tercih edebiliyor.
AK Parti, İstanbul adayı Binali Yıldırım'dan boşalan TBMM Başkanlığı için TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop'u tercih etti.
Hukukçu Şentop, üslubu ve hukuk devleti konusundaki tavırlarıyla muhalefetin de sıcak baktığı bir isim.
TBMM'de dün yapılan seçimler öncesinde kendisiyle konuşma fırsatı buldum. Başkanlığı döneminde önceliklerinin ne olacağını sordum.
Sözlerine TBMM Başkanlığı'nın icracı bir makam olmadığını hatırlatarak başladı. Yeni sistemde yürütme ile yasamanın uyumunu sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Yürütmenin yanında yasamanın da güçlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bütün görüşlerin, eleştirilerin TBMM'de dile getirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Şentop, “Kavgayla, gürültüyle, çatışmayla sonuç almak mümkün değil. Sataşmadan, kişiselleştirmeden, rencide etmeden, hakaret etmeden eleştirmek mümkün. Yumuşak bir lisan şart” dedi.
Şentop'un “güçlü yasama” arzusuna katılmamak mümkün değil.
Çünkü anayasamızın değiştirilemez maddelerinden birinde Türkiye Cumhuriyeti'nin “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti”olduğu yazar. Anayasanın koyduğu bu normun korunabilmesi için gerekli “denge ve denetleme” mekanizmasının güvencesi de millet adına TBMM'dir.
TBMM'nin kurtuluş ve bağımsızlık savaşının adeta ana karargahı olmasından, Cumhuriyeti ilan, devleti inşa etmesinden aldığı bu gücü yeniden görünür hale getirmeye ihtiyacımız var.