Ekonomi

MB: 2009'da dalgalı kur sürecek

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2009 yılı para ve kur politikasını açıkladı.

16 Aralık 2008 02:00

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bir basın toplantısı düzenleyerek 2009 yılı para ve kur politikasını açıkladı ve özellikle son 2 yıldır enflasyonun hedeflerin üzerinde çıkmasının nedenleri konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Önümüzdeki dönemde küresel finansal krizin Türkiye'ye olumsuz etkisinin gözlenmesi halinde döviz satım ihalelerine, sürecin olumlu seyretmesi halinde ise döviz alım ihalelerine başlanabileceğini bildiren Yılmaz, döviz kuru politikası ve döviz alım ihalelerine ilişkin bilgi verirken, Merkez Bankasının 2009 yılında da enflasyon hedeflemesi ile birlikte dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edeceğini belirtti.

Bu rejim altında döviz kurlarının politika aracı veya hedef olmadığını, piyasadaki arz ve talep koşullarınca belirlendiğini kaydeden Yılmaz, döviz kuru uygulamasında, koruması gereken bir kur seviyesi bulunmamasına rağmen güçlü döviz rezervine sahip olmanın, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde karşılaşılabilecek iç ve dış şokların olumsuz etkilerinin giderilmesine ve ülkeye duyulan güvenin artırılmasına büyük katkı sağladığını belirtti.
Yılmaz, 2008 yılı içinde döviz alım ihaleleri yoluyla alımı yapılan toplam döviz tutarının 7 milyar 584 milyon doları bulduğunu, döviz satım ihalesi yoluyla da toplam 100 milyon dolar satıldığı belirtti ve döviz piyasasına doğrudan müdahale edilmediğini vurguladı.

"ÖNCELİK, BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN DÖVİZ LİKİDİTESİNİ DESTEKLEMEK"

Yılmaz, Merkez Bankasının YTL likiditesini doğrudan kontrol edebildiğinden gerekli likiditeyi sağlayarak, finans ve kredi piyasalarının akışkanlığını destekleyebildiğini, döviz likiditesine ilişkin gelişmelerde ise daha çok dış dünya koşulları belirleyici olduğunu kaydetti.
Merkez Bankası Başkanı, "Bu nedenle Merkez Bankası küresel ekonomideki belirsizliklerin yüksek seviyelerde de olduğu bir dönemde, döviz rezevlerinin öncelikli olarak bankacılık sektörümüzün döviz likiditesini desteklemek amacıyla kullanma stratejisini benimsemiştir" dedi.

Döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışmasına ve likidite akışında yaşanabilecek sorunların önlenmesine yönelik yaptıkları düzenlemeler hakkında da bilgi veren Yılmaz, bu zorlu dönemde gelişmekte olan ülkelerin döviz rezevlerinin etkin kullanımının büyük önem taşıdığının altını çizdi.

Yılmaz, "Merkez Bankasının bu gerçeği gözardı etmeksizin, her zaman olduğu gibi bundan sonra da döviz piyasasının sağlıklı çalışması ve döviz likiditesinin desteklenmesi amacıyla gerektiği takdirde ilave önlemleri, imkanları ölçüsünde ve basiretli bir şekilde almaya devam edecektir" diye konuştu.

OLASI TEDBİRLER

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, önümüzdeki dönemde uluslararası piyasalardaki sorunların derinleşme veya hafiflemesi hallerinde atılacak adımları açıkladı.

Buna göre, sorunların derinleşmesi ve sürecin Türkiye'yi olumsuz yönde etkilemesi durumunda alınacak tedbirler şöyle:

- Dalgalı döviz kuru rejimiyle çelişmeyecek şekilde, döviz kurlarının piyasada belirlenmesi ilkesi çerçevesinde, ancak döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde döviz satım ihalelerine başlanabilecek.
- Bankaların döviz ve efektif piyasalarında işlem yapma limitleri artırılabilecek.
- Yabancı para zorunlu karşılık oranları, sınırlı bir miktar daha indirilebilecek.

Durmuş Yılmaz, döviz kurlarındaki gelişmelerin, 2009 yılında da Merkez Bankasınca yakından izleneceğini ve kurlarda sağlıksız fiyat oluşmaları gözlenmesi durumunda "piyasaya doğrudan müdahale edilebileceğini" vurguladı.

Yılmaz, uluslararası piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak likidite koşullarının iyileşmesi durumunda yapılacakları ise şöyle sıraladı:

- Döviz arzının döviz talebine kıyasla arttığı dönemlerde güçlü döviz rezervi pozisyonuna sahip olma genel stratejisi çerçevesinde döviz alım ihalelerine önceden duyurularak yeniden başlanabilecek.
- Döviz depo piyasasında aracılık işlevine son verilebilecek. Ancak Merkez Bankasının döviz depo piyasasında aracılık işlevi sona erse dahi, bankalar kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde merkez bankasından döviz depo alabilecek.
- Yabancı paraların zorunlu karşılık oranları artırılabilecek.

YÜKSEK ENFLASYON PARA POLİTİKASINDAN DEĞİL

2007-2008 yıllarında Türkiye'de yaşanan görece yüksek enflasyonun para ve kur politikasından değil, daha çok küresel faktörlerden kaynaklandığını vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Türkiye'de enflasyon hedeflemesi rejimi hedeflemesinin maruz kaldığı ilk ciddi şok 2006 yılı Mayıs ayından itibaren uluslararası sermaye koşullarının gelişmekte olan ülkeler aleyhine değişmesi ve bunun sonucunda Türkiye'nin de dahil olduğu birçok ülkede sermaye çıkışları yaşanması olmuştur. Bu dönemde YTL'nin yaklaşık olarak yüzde 30 değer kaybı yaşaması yaşanan finansal türbülansın yol açtığı güvensizlik ortamı ve gıda fiyatlarındaki kuraklıktan kaynaklanan fiyat artışlarıyla birleşerek enflasyonun yükselmesine ve enflasyonun hedeflenenden yüksek çıkmasına neden olmuştur.
Merkez Bankası bu durumun fiyatlama davranışları üzerinde kalıcı etkiler oluşturmaması amacıyla para politikasında belirgin bir sıkılaştırmaya gitmiş ve ek olarak bir dizi önlemler almıştır. Bu önlemler döviz alım ihalelerine ara verilmesinden YTL ile döviz likiditesine ilişkin çeşitli düzenlemelere kadar uzanmıştır. Yaşanan dalgalanma sonrasında enflasyon beklentileriyle hedefler arasındaki farklar açılmış olsa da alınan önlemlerle enflasyon ve enflasyon beklentileri büyük ölçüde kontrol altına alınmıştır. 2007 yılı ve sonrasını kapsayan dönemde ise enflasyondaki düşüşü engelleyen temel unsur uluslararası piyasalarda petrol ve diğer emtia fiyatlarında yaşanan artışlar ile yönetilen yönlendirilen fiyat ayarlamaları olmuştur."