Eğitim-Sen'in raporunda, Marmara Üniversitesi'ndeki öğretim görevlilerinin kapılarının kırılarak eşyalarına el konulmasından, sosyal medyadaki paylaşımlarından dolayı öğrencilerin okuldan uzaklaştırılmasına kadar birçok uygulama sıralanıyor.
Eğitim-Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesi Marmara Üniversitesi’ndeki hak ihlalleriyle ilgili bir rapor hazırladı. Birgün gazetesinden Ulaş Gürşat'ın haberine göre, "İhlallerin ve antidemokratik uygulamalar"ın sıralandığı 27 maddelik raporda çarpıcı tespitler yer alıyor. Raporda öğretim görevlilerinin kapılarının kırılarak eşyalarına el konulmasından, sosyal medyadaki paylaşımlarından dolayı öğrencilerin okuldan uzaklaştırılmasına kadar birçok hak ihlali sıralanıyor. Rektör ve idarenin siyasal iktidardan yana tavır aldığını açıkça deklare ettiği üniversitede, okuldaki hukuksuzluklara karşı çıkan akademisyenlerin sözleşmeleri kısaltılıyor, greve destek veren öğretim üyeleri hakkında soruşturmalar açılıyor.
‘Kötü kokan bir şey var’
“Marmara Üniversitesi’nde kötü kokan bir şeyler var. Üniversite kendisini siyasal iktidarın arka bahçesi olarak görmekten vazgeçmiyor” denilen raporda şu ifadelere yer verildi: "Hukuki süreçlerin yerini keyfi teamüllere bıraktığı, yönetimin siyasi kaygılarına uyum göstermeyen herkesin gerekçesiz biçimde kriminalize edildiği bu iklimde Üniversite, akademik açıdan ufkunu yitirmiş, irikıyım bir liseye dönüşmüştür."
‘Hedef gösteriliyorlar’
Aylar süren bir çalışmanın ardından hazırlanan raporda "hak ihlalleri ve antidemokratik uygulamalar" başlığı altında yer alan iddialar şu şekilde:
- Bölümlere, bölüm veya anabilim dalı başkanlarının haberi olmadan ve inisiyatifleri dışında dışarıdan öğretim üyesi atanıyor.
- Öğretim elemanları, öğrenciler üzerinden hedef gösterilerek “terörist” ilan edilip hukuksuz soruşturmalara maruz bırakılıyor.
- Gezi Parkı eylemlerine katılmak, yüksek lisans eğitimine “kabul edilmeme” sebebi.
- Bir dekan, öğretim elemanlarına sosyal medyadaki ifadelerinden dolayı düzenli biçimde şantaj uyguluyor.
- Kürtçe Dil Hakları ile ilgili tez yazmak isteyen doktora öğrencileri üniversite tarafından bölücülük suçlamasıyla mahkemeye verildi.
- Personel yükseltme sınavları 4 yıldır neredeyse hiç yapılmıyor, yükseltmeler yönetmeliğe aykırı olarak keyfi bir biçimde oluyor.
- Her türlü basın açıklamasına katılmak otomatik olarak soruşturma konusu ediliyor.
- Üniversitedeki politik saldırıları ve hak ihlallerini takip eden üniversite personelleri fişlendi.
- Öğretim elemanları keyfi bir şekilde takip edildi, telefonlarının dinlenmesine müsaade edildi, öğretim elemanları bununla tehdit edildi.
- Dekanlıkların kişisel kanaatleriyle, akademik faaliyet amaçlı yurtdışı başvuruları keyfi olarak sürüncemede bırakıldı.
- Bir araştırma görevlisi bir ders yılında 3 bine yakın sınav kağıdı okumak zorunda bırakılıyor.
- Bazı fakültelerde yer yokluğundan dolayı öğrenciler fakülte koridorlarında sınava giriyor.
- Binlerce üniversite çalışanının ve on binlerce üniversite öğrencisinin bilgileri ve izinleri olmaksızın kişisel bilgileri bir bankaya satıldı.
- Üniversite, güvenlik görevlileri, kameralar ve çevik kuvvetten geçilmezken öğrenciler her gün yeni bir saldırıya uğruyor.
- Üniversitede satırla saldırıya uğrayanlar da en az saldıran kadar ceza alıyor.
- “Üniversitede satır istemiyoruz” diyen 6 öğretim elemanı hakkında soruşturma açıldı.
- Rektörlük hak ihlalleri ile ilgili olarak yapılan görüşme taleplerini ısrarla cevapsız bırakıyor.
- Diğer sendikaların afişleri indirilmezken, yalnızca Eğitim-Sen afişleri ve panosu indiriliyor.
- Üniversitenin yerleşkeleri satılarak yerinin değiştirilmesi konusunda üniversitenin hiçbir bileşeninin fikri alınmadı.
‘Sınav sonuçları değiştirildi’
Eğitim-Sen'in raporunda yer alan olaylardan bazıları ayrıntılı olarak şöyle aktarıldı:
Akademisyenin kapısı kırıldı, odası dağıtıldı: İletişim Fakültesi Dekanı Yusuf Devran doktora ve yüksek lisans sınavında ‘kabul edilecekler’ listesi hazırladı. Sınavları kazanan bazı öğrencilerin puanını düşürerek, yerlerine başka öğrencilerin isimlerini yazdı. Dekan jüri üyelerine kendi listesini dayattı. Doç. Dr. Gözde Yılmaz, hazırlanan listeyi imzalamadığı için dekan tarafından tehdit edildi.
Dekan, Doç. Dr. Gözde Yılmaz’ın fakültedeki odasının kapısını çilingir yardımıyla açtırarak eşyalarını dışarı attırdı. Doç. Dr. Yılmaz, savcılığa başvurdu. Savcılık Yılmaz’a, bir polisi koruma olarak verdi. Yılmaz’la birlikte oda arkadaşı Yrd. Doç. Emel Güler’in de bilgisayar ve eşyaları, bodrumdaki depoya kaldırıldı.
Öğrenciler fişlendi: Sınava giren öğrencileri fişleyen Dekan, 32 kişinin adının olduğu listede yedi öğrencinin yanında çeşitli harfler koydu. İsminin yanına ‘p’ harfi konarak PKK ’lı fişlemesi yapılan Azad Bedirhan ve 5 öğrenci Dekan hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ekşi Sözlük’teki yazı nedeniyle uzaklaştırma: Dekan Devran, öğrencisi Mikail Boz’u, Ekşi Sözlük’e hakkında yazdığı yazı nedeniyle okuldan uzaklaştırdı. 15 yıldır fakültenin TV Stüdyosu’nda uzman olarak görev yapan Sinan Binay’ın Twitter ’a yazdığı iletiler nedeniyle fakülteye girişi yasaklandı. Bir öğretim görevlisi hakkında da Facebook’ta dekanı eleştirdiği için suç duyurusunda bulunuldu.
11 akademisyene Gezi soruşturması: Gezi direnişine destek vermek için KESK’in aldığı karar kapsamında 4-5 Haziran’da iş bırakan Eğitim Sen üyesi sendikalı 11 araştırma görevlisi hakkında soruşturma açıldı.
Sendikalı akademisyenin sözleşmesine sınırlama: Eğitim-Sen’de aktif rol alan ve Marmara Üniversitesi’nin ticarileşmesine karşı verdiği hukuki mücadeleyi kazanan Çalışma Ekonomisi Anabilim Dalı’nda görev yapan Öğretim Görevlisi Dr. Miris Meryem Kurtulmuş Kıroğlu’nun sözleşmesi rektör tarafından Akademik Kurul kararına aykırı ve keyfi bir şekilde 6 ayla sınırlandırıldı. Bölüm Başkanlığı ve Dekanlık’ın da onayladığı 1 yıllık sözleşme, Rektörlük tarafından 6 ay olarak işleme alındı.
Büşra Ersanlı’nın odası dağıtıldı: KCK operasyonları kapsamında tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın üniversitedeki odası da “kimliği bilinmeyen kişilerce” dağıtıldı ve duvarlara çeşitli sloganlar yazıldı.
Sınav var öğrenciler giremez: İletişim Fakültesi’nde, sınav günleri yalnızca sınavı olan öğrenciler kampüse alınıyor. Dekanlık yasağı resmen duyurdu.
Seminere yasak: Kendileri de okulun vaktiyle öğrencisi olmuş gazeteciler Mete Çubukçu, İsmail Saymaz ve Alper Turgut’un katılımıyla, öğrencilerin girişimiyle yapılması planlanan “Gazetecilik, İktidar ve İfade Özgürlüğü: 10 Yılın Bilançosu” başlıklı seminer için okulun imkânlarının kullanılmasına izin verilmedi.