Ekonomi

Maliye Bakanı gözünü 'yüksek' emekli maaşlarına dikti

Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’deki yüksek emekli maaşlarının çılgınlık olduğunu söyledi...

13 Aralık 2010 02:00

T24 - Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’deki yüksek emekli maaşlarının çılgınlık olduğunu söyledi. Türkiye’yi ziyaret eden yabancı gazetecilerle görüşmelerinde Şimşek, “Bazı emekliler son maaşlarının yüzde 106’sına kadar maaş alıyor. Bir çılgınlıktır. Türkiye’de bu yıl, çalışanlar, 50 yaşında emekli olabiliyor. Bu ülkenin yaptığı büyük hatalardan biridir” yorumunu yaptı.


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk ekonomisinin temel göstergelerinin sağlam olduğunu, “tek dikenli” konunun ise cari açık olduğunu söyledi. Hürriyet gazetesinde yayımlanan haber şöyle:

Türkiye’nin bu yıl hızlı büyüyeceğini ancak tasarrufların yetersizliği nedeniyle her yıl çok hızlı büyümenin mümkün olmadığını anlatan Şimşek, “Sosyal güvenlik, genel sağlık sigortası olmayan Çin gibi değiliz. Bazı Türk emeklileri son maaşlarının yüzde 106’sına kadar maaş alıyor. Bir çılgınlıktır. Ortalama yaşı 44 olan 9.5 milyon emeklimiz var. Türkiye’de bu yıl, çalışanlar, 50 yaşında emekli olabiliyor. Bundan hiç gurur duymuyorum. Bu ülkenin yaptığı büyük hatalardan biridir” dedi. 

Şimşek, “Büyümeye devam edeceğiz ancak şimdiye kadar gibi değil çünkü her yıl yüzde 8 büyüme lüksümüz yok. Yapabilirdik çünkü bunun için gerekli iştahımız, irademiz, dinamik ve genç bir nüfusumuz var ancak yeterli tasarruflarımız yok. Ne zaman hızla büyürsek dış finansmanın elinde oluyoruz” diye konuştu.

Şimşek’in Türkiye’yi ziyaret eden bir grup yabancı gazeteciyle görüşmesinin bir bölümü İspanya’nın en büyük gazetesi el Pais tarafından yayımlandı. Mehmet Şimşek, çeşitli sorular üzerine Avrupa’da yaşanan borç sorununun Türkiye’deki etkilerinin şimdiye kadar “sınırlı” kaldığını belirterek bunun nedeni olarak da sorunların, Avrupa’nın, Almanya, İngiltere ve Fransa’dan oluşan merkezinden çok kenarında yoğunlaşmasını gösterdi. Buna karşın Şimşek, Avrupa’nın, Türkiye’nin ihracatı ürünlerimizin çoğunu satın aldığı için zayıflığının Türkiye için “negatif” olduğunu da ifade etti.


Cari açık dikeni

Mehmet Şimşek, Türk ekonomisine ilişkin herhangi bir kaygısının olup olmadığının sorulması üzerine de “Türk ekonomisin temel göstergeleri sağlamdır. Bir tek dikenli konu var o da cari işlemler açığı” dedi. Türkiye’nin hızla büyüdüğü dönemlerde büyük cari açıkların yaşanmasının geleneksel olduğunu söyleyen Şimşek, bu yılda da yüksek bir büyüme kaydedileceğini, Türkiye’nin ticaret ortaklarından çok daha hızlı büyüdüğünü, bunun Türkiye’nin daha fazla dış finansmanına ihtiyacının olduğu anlamına geldiğini belirtti.

Cari açık dışında Türkiye’nin sağlam bir büyümesinin olduğunu vurgulayan Şimşek, “Niye? Çünkü çok sağlıklı bir bankacılık sistemiz var ve ailelerimizin gelirleri de hiçbir erozyona uğramadı. Birçok Avrupa ülkesi, memurlarının maaşlarını düşürürken biz artırdık” şeklinde konuştu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’de kamu sektörünün de sağlıklı olduğunu belirterek bu yıldaki kamu açığı hedefinin yüzde 4.9 olduğunu, ancak uzun vadeli kalkınma için çok yararlı olan eğitim, araştırma ve geliştirme ile altyapıya yönelik yatırımlar artırılmasaydı bu oranın daha da aşağıya çekilmiş olacağını da ifade etti.


Türkiye AB’ye canlılık katar

Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Avrupa’da politikacılar dahil birçok vatandaşın, Türkiye’de meydana gelen değişiklikleri anlamadığını, bugünkü Türkiye’nin, 60’lı yıllarındaki Türkiye gibi algılandığı karşılığını verdi. Türkiye’nin üyesi olması halinde AB’ye büyük bir canlılık katacağını söyleyen Şimşek, Türklerin, kitlesel olarak Avrupa’ya göç etmesini arzu etmediklerini belirterek Türkiye, refah içinde bir ülke olduğunda insanların göç etmek istemeyeceğini de söyledi. Şimşek, konuk gazetecilerin “Ancak Türkiye’nin ödevlerini yapmadığını düşünenler var” demeleri üzerine “Avrupa, Türkiye için hazır değil ve bize haksızlık yapıyor. Adil olsa, Kıbrıs sorununun arkasında saklamazlardı. Birçok başlık, siyasi nedenlerle bloke edilmiş durumda. AB daha büyük bir irade gösterse eğer, biz de hükümet olarak, insanlarımızı (AB’ye) katılmak için fedakarlık yapmanın, değer olduğuna daha kolay ikna ederdik” değerlendirmesini yaptı.