Ekonomi

Maliye Bakanı Ağbal: Milli Piyango ve at yarışlarının özelleştirilmesini bir pakette gerçekleştireceğiz

"Sicil affı uygulamasında bankalarla ortak çalıştık"

10 Ocak 2017 13:04

Maliye Bakanı Naci Ağbal, KHK'yla at yarışları ve şans oyunlarına ilişkin lisans haklarının Türkiye Varlık Fonu'na devredilmesinin itici bir güç olacağını anlattı. Varlık Fonu kurulurken birtakım varlıkların buraya devrini öngördüklerini belirten Ağbal, "İki şans oyunun özelleştirilmesini bir paket olarak Varlık Fonu üzerinden gerçekleştirmek. Bu iki lisansın Varlık Fonu tarafından bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi, bu varlıklara olan talebi de artıracaktır, ayrıca bu alanda daha kapsamlı bir özeleştirmeye de imkan sağlayacaktır" dedi.

Milliyet'te yer alan habere göre, Maliye Bakanı Ağbal "(Sicil affı uygulaması) Yapmış olduğumuz düzenlemede bankalarımız geçmiş sicil kayıtlarında yer alan olumsuz kayıtları dikkate almadan müşteriye kredi kullandırabilecek ama burada koşul şu, bu durumda olan vatandaşımız veya esnafımız geçmişten kalan borçlarını yeniden yapılandıracak ya da 6 ay içerisinde bunları ödeyecek. Milli Piyango'nun özelleştirilmesiyle ilgili normalde mart ayı içerisinde tekliflerin alınması söz konusuydu ancak hükümet olarak yapmış olduğumuz değerlendirmede (at yarışları ve şans oyunları) iki özelleştirme uygulamasının bir bütün olarak yapılmasını öngördük" dedi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, sicil affı konusunda hem vatandaşlara hem de işletmelere imkan sağlandığını belirterek, "Yapmış olduğumuz düzenlemede bankalarımız geçmiş sicil kayıtlarında yer alan birtakım olumsuz kayıtları dikkate almadan, kayıtları kullanmadan doğrudan doğruya müşteriye kredi kullandırabilecek, bankacılık işlemleri yapabilecek. Burada koşul şu, bu durumda olan vatandaşımız veya esnafımız geçmişten kalan borçlarını yeniden yapılandıracak ya da 6 ay içerisinde bunları ödeyecek" dedi.

Bakan Ağbal, NTV'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Fiili hizmet süresi 30 yıldan fazla olan emeklilere fazla süreler içinde bir ikramiye ödenmesi uygulamasındaki son durumun sorulması üzerine Ağbal, düzenlemenin yaklaşık 400 bin emekliyi ilgilendirdiğini ve şu ana kadar 31 bin civarında kişiye ödemelerin yapıldığını söyledi. Ağbal, söz konusu düzenlemenin kamu maliyesine yaklaşık 2 milyar liralık bir yük getireceğini bildirdi.

Ağbal, işverenlere asgari ücret desteğindeki son durumun sorulması üzerine, "Bu desteğe 2017 yılında da devam etme kararı aldık. Bu amaçla bütçeye gerekli ödeneği de koyduk. Şu anda bu amaçla bütçemizde 7,8 milyar liralık bir ödenek öngördük. Bu, 2016'dan devam eden ödemeleri de ihtiva ediyor. Hesaplamalarımıza göre bu yıl asgari ücret desteğini devam ettirmemizin 12 aylık maliyeti 7,8 milyar lira." diye konuştu.

"Sicil affı uygulamasında bankalarla ortak çalıştık"

Maliye Bakanı Ağbal, Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararlarında getirilen düzenlemelerin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Hazine Müsteşarlığı tarafından Kredi Garanti Fonuna 25 milyar lira tutarında bir nakdi teminat veriliyor. Bu nakdi teminat sayesinde bankalarımız önümüzdeki süreçte bütün işletmelerimize yaklaşık 250 milyar lira tutarında kredi açma imkanına kavuşuyor. Burada yaptığımız hesaplamaya göre 3 yıllık bir süreçte kamu maliyesine 17,5 milyar liraya kadar bir maliyet geliyor ama bu düzenlemenin ekonomide meydana getireceği etki çok ciddi manada olumlu yönde olacak ve işletmelerimiz nakde erişecek, krediye erişecek."

Sicil affı uygulamasının detaylarının sorulması üzerine Ağbal, bu düzenlemeyi yaparken bankacılık sektörü ile müşterek hareket ettiklerini anlattı. Ağbal, burada hem vatandaşlara hem de işletmelere imkan sağlandığına işaret ederek, "Yapmış olduğumuz düzenlemede bankalarımız geçmiş sicil kayıtlarında yer alan birtakım olumsuz kayıtları dikkate almadan, kayıtları kullanmadan, doğrudan doğruya müşteriye kredi kullandırabilecek, bankacılık işlemleri yapabilecek ama burada koşul şu, bu durumda olan vatandaşımız veya esnafımız geçmişten kalan borçlarını yeniden yapılandıracak ya da 6 ay içerisinde bunları ödeyecek." ifadelerini kullandı.

Düzenlemeyi yaparken bankacılık sisteminde herhangi bir risk algısının oluşmamasına dikkat ettiklerini kaydeden Ağbal, "Yasa çıkar çıkmaz bankalar, ilgili sivil toplum örgütleri ve bizler hep beraber bu sürecin hızlı bir şekilde hayata geçmesi için büyük bir gayret göstereceğiz ama burada esas olan bankayla müşterinin anlaşmasıdır. Devlet olarak bankayla müşterinin arasına girip de şöyle olacak, böyle olacak diye herhangi bir şekilde karışmamız asla söz konusu değil ama bankalarımız da reel sektör de biliyor ki hepimiz bu geminin içindeyiz, bu geminin yüzmeye devam etmesi için karşılıklı iyi niyet içerisinde bu imkanı kullanmak gerekiyor." değerlendirmelerinde bulundu.

Ağbal, uygulamanın çok geniş kesimleri ilgilendirdiğini vurgulayarak, uygulamadan 12,5 milyon veya daha fazla kişinin yararlanacağını dile getirdi.

Milli Piyango özelleştirmesi süreci

Maliye Bakanı Ağbal, at yarışları ve şans oyunlarına ilişkin lisans haklarının Türkiye Varlık Fonu'na devredilmesinin itici bir güç olacağını anlattı. Varlık Fonu kurulurken birtakım varlıkların buraya devrini öngördüklerini belirten Ağbal, şöyle devam etti:

"Buradaki amacımız, hem Milli Piyango lisansı hem de at yarışları lisansını Türkiye Varlık Fonuna devretmek suretiyle burada bir varlık oluşturmak. Biz bu fonu kurduk, burada bir varlık ve kaynak oluşturacağız ve onu kullanmak suretiyle de fonun amaçlarına varacağız. İkinci önemli olan unsur da iki şans oyunun özelleştirilmesini bir paket olarak Varlık Fonu üzerinden gerçekleştirmek. Bu iki lisansın Varlık Fonu tarafından bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi, bu varlıklara olan talebi de artıracaktır, ayrıca bu alanda daha kapsamlı bir özeleştirmeye de imkan sağlayacaktır."

Ağbal, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye Jokey Kulübü arasındaki sözleşmenin 1 Ocak 2018'de sona ereceğine işaret ederek, "Dolayısıyla sözleşmenin bitim süresine kadar lisansla ilgili bir tasarrufta bulunmak doğru değil. Diğer taraftan, Milli Piyango'nun özelleştirilmesiyle ilgili yürütülen bir ihale süreci var. Normalde mart ayı içerisinde tekliflerin alınması söz konusuydu ancak hükümet olarak yapmış olduğumuz değerlendirmede iki özelleştirme uygulamasının bir bütün olarak yapılmasını öngördük. Fırsatları, ihtimalleri birlikte değerlendirecek Türkiye Varlık Fonu. Her birisiyle ilgili tabii ki bu varlıkların kaynağa dönüştürülmesiyle ilgili hazırlıklar yapılacak." diye konuştu.

Ağbal, ayrıca Milli Piyangonun özelleştirmesindeki mevcut sürecin de ortadan kalkmış olduğuna işaret etti.

KOBİ'lerin birleşmesi

KOBİ'lerin birleşmesi konusunu çok önemsediğini belirten Ağbal, "İmalat sanayinde bugün çok sayıda KOBİ'miz ayrı ayrı rekabet etmeye çalışıyorlar. Halbuki bizim ölçeği büyütmemiz, kurumsallaşmayı artırmamız lazım. Onun için bir düzenleme yaptık. Dedik ki imalat sanayinde faaliyet gösteren iki KOBİ, iki ayrı şirket bir araya gelip daha büyük bir şirket kurarlarsa, birleşme yılından itibaren üç yıl süreyle Kurumlar Vergisi oranını yüzde 20 değil yüzde 5 alırız. Özellikle imalat sanayinde faaliyet gösteren birçok işletme açısından son derece cazip bir vergilendirme imkanı sağlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Maliye Bakanı Ağbal, engellilerin eğitimi ve bakımı için bütçeden ciddi katkılar verdiklerini de belirterek, "Yaklaşık 400 bin vatandaşımız halihazırda yıllık 6 milyar liralık bir bütçeyle bu imkandan yararlanıyor. Bir engelli vatandaşımıza bakan yakın akrabasına biz bu desteği veriyoruz, yaklaşık asgari ücret düzeyinde bir destek. Eve giren gelir kişi başına ortalama asgari ücretin üçte ikisinden az ise vatandaşlarımız bu imkandan yararlanıyorlar. Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 400 bin vatandaşımız da düzenli bir şekilde bu ödemeden yararlanıyor." dedi.

Burada yapılan ödemelerde geriye dönük bazı hatalar, eksiklikler ve yanlışlıkların tespit edilebildiğini belirten Ağbal, "Yani vatandaşımız engelli bakım parasını almış ama bir şekilde ya kişinin ölümü ya adres değişikliği ya da sair şekillerle idare o kişinin geriye dönük birtakım ödemeleri geri yapmasını isteyebiliyor. Burada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı olarak bir değerlendirme yaptık, yaklaşık 9 bin 700 kişiyi ilgilendiren bir düzenleme bu. Vatandaşlarımızın geriye dönük herhangi bir sahte belge veya rapor düzenleme hali hariç olmak üzere geriye dönük olarak yapılan takibatlarından vazgeçiyoruz" ifadelerini kullandı.