Futboldaki şike davasında aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 4'ü tutuklu 93 sanık hakkında açılan davanın 21. duruşması Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. Davada bugün sona eren duruşmanın ardından yarın ara verilirken Mahkeme Başkanı, ''Bir aksilik olmazsa cuma günü karar vermeyi planlıyoruz'' dedi
Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci, duruşmayı 29 Haziran Cuma gününe bıraktığını belirterek, "O gün, geriye kalan sanıkların savunmalarını alacağız. Müdahillerin diyeceklerini soracağız. Sonra sanıkların son sözlerini alacağız. Bir aksilik olmazsa cuma günü karar vermeyi planlıyoruz. O gün biraz uzun sürebilir duruşma. Olmazsa, pazartesi gününe de duruşma tarihi verebiliriz" diye konuştu.
Duruşmadan detaylar
Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Aziz Yıldırım, Olgun Peker, İlhan Ekşioğlu ve Yusuf Turanlı getirildi.
Tutuksuz sanıklardan Serdar Kulbilge, Abdullah Başak, Haldun Şenman ve Halil Köntek’in de aralarında bulunduğu bir kısım tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu.
Sanıkların ve avukatların salona alınmasının ardından ilk olarak yoklama yapıldı ve duruşmaya gelen sanıklar tespit edildi. Salona tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatlar ve tutuklu sanıkların yakınları alındı.
Duruşma nedeniyle adliye çevresinde de yoğun güvenlik önlemleri alındı. Spor polisi, çevik kuvvet ve sivil polisler adliyeyi sıkı bir güvenlik çemberine aldı. Polis köpekleri de adliye çevresine yerleştirildi. Adliye içinde de duruşmanın yapılacağı salonun katında barikatı oluşturuldu. Öte yandan salonun dolu olması nedeniyle duruşmaya sadece ajans muhabirleri alındı.
Duruşmaya sanık avukatlarının mütalaaya karşı savunmalarının alınması ile devam ediliyor.
Ümit Karan’ın avukatı Ayhan Sağıroğlu, Haldun Şenman ve Korcan Çelikay’ın avukatı Ali Rıza Dizdar savunma yaptı.
Emre Belözoğlu, Aziz Yıldırım'la hasret giderdi
Duruşmaya eski Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu geldi. Aziz Yıldırım’a sarılarak hasret gideren Belözoğlu, bir süre Yıldırım ile sohbet etti. Emre Belözoğlu daha sonra duruşma salonundan ayrıldı.
Aziz Yıldırım'dan elma
Duruşmaya verilen arada Aziz Yıldırım’a kardeşi tarafından adliye yemekhanesinden meyve getirtildi. Aziz Yıldırım, yeşil elmalardan bir tanesini avukat Ali Rıza Dizdar’a verdi.
Sakal diyaloğu
Öte yandan duruşmayı izlemeye gelen eski Fenerbahçe Spor Kulübü yönetici Murat Özaydınlı’nın uzun sakalları mahkeme başkanı Mehmet Ekinci’nin dikkatini çekti. Ekinci’nin “Yas mı tutuyor sunuz?" sorusuna Özaydınlı, “Yas değil, adaleti bekliyorum" diye yanıt verdi.
Mahkeme mi, 'court room' drama mı?
Mahkeme Başkanı ise bu sözlere, “Hiç şüpheniz olmasın. Dünya yıkılsa da adaleti buluruz." diye karşılık verdi. Mahkeme Başkanının bu sözleri hem sanıklar hem izleyiciler tarafından alkış aldı. İzleyicilerden bazılarının ‘inşallah’ dediği duyuldu.
Duruşma verilen öğle arasının ardından devam ediyor. Duruşmada tutuksuz sanıkların avukatları savcılık mütalaasına karşı savunmalarına devam ediyor.
Sanık Şükrü Ongan’ın avukatı Savaş Adalet, müvekkili hakkında soruşturma sürecinde yeterli araştırma yapılmadığını savunarak “İddianamede müvekkilim Eskişehirspor’da Bülent Uygun’un yardımcısı olarak gösterilmiş. Oysa yeterli araştırma yapılsaydı, kendisinin amigo gibi olduğu öğrenilirdi ve müvekkilim belki de sanık olmazdı" dedi.
Aziz Yıldırım'ın avukatı savunma yaptı
Duruşmada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatı Köksal Bayraktar savunmasına başladı. Yazılı savunmalarını duruşma öncesinde sunduklarını belirten Bayraktar, “Duruşma arasında da yine mütalaaya karşı beyanlarımızı genişleterek sunduk. Bunları tekrar ediyorum" diye konuştu. Yıldırım’ın “Örgüt kurmak ve yönetmek, dolandırıcılık, şike yapmak ve teşvik pirimi vermek" ile suçlandığını hatırlatan Bayraktar, “Bu duruşma tarihi bir duruşma. Aynı zamanda 25 milyon bu davayı takip ediyor" dedi.
'Yasal süreden 4 gün fazla gözaltında kaldı'
Yıldırım’ın yasal süre 4 gün olmasına rağmen 8 gün gözaltında tutulduğunu ifade eden Bayraktar, müvekkilinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bodrum katta 2 gece ve 2 gün tutulduğunu ve daha sonra birçok kez hastaneye götürüldüğünü söyledi.
Müvekkilinin mahkeme sorgusunu, kolunda serum ve izleyiciler için ayrılan bandın üzerinde yatarak ifade verdiğini kaydeden Bayraktar, “Bu durumda davada delil olarak yer alan müvekkilimin ifadesi kanuna aykırıdır" dedi.
'Telefon kayıtlarında hatalar var'
“Bir spor kulübüne üye olan bir savcının aynı kulüple ilgili soruşturma yürütürken çekilme hakkı yok mudur? İçinde taşıdığı taraflılık olgusunu da ortaya koymuş mudur?" diye soran Bayraktar, bu gibi olguların soruşturmayı şüpheli hale getirdiğini vurguladı.
Soruşturmada bazı isimlerin Kasım 2010’da dinlenmeye başlandığını anlatan Bayraktar, oysa ki bu tarihte Sporda Şiddet Yasası’nın çıkmadığını ve dolayısıyla ortada da bir suç olmadığını belirtti. Telefon kayıtlarının hukuka uygun kayıtlar olmadığını kaydeden Bayraktar, tarihlerde ve kayıtlarda birçok hatalar olduğuna ve bu kayıtlara hiçbir şekilde itibar edilmemesine dikkat çekti.
Yanlış mahkeme
Davanın 93 sanığının özel yetkili mahkemelerde yargılanmaması gerektiğini savunan Bayraktar, “Buradaki 93 kişi de, Kadıköy Asliye Ceza ya Sulh Ceza Mahkemelerinde yargılanma hakkına sahip. Ama biz sizin karşınıza getiriliyoruz. Bir varsayım olarak karşınıza çıkıyoruz. Bu insan haklarına ne kadar uygundur?" dedi. Örgütün olması için bir hiyerarşinin, ast – üst ilişkisinin olması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, “Söz konusu davada ne çıkar amaçlı suç ne de çıkar amaçlı örgüt vardır. Kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
'Aleyhimizde ifade veren yok'
“Şike ve teşvik pirimi vermek" suçlamalarını da kabul etmeyen Bayraktar, “Biz dolandırıcılık suçunu işlemedik. Hiçbir zaman örgüt yoktur. Biz şike ve teşvik pirimi vermek suçlarını işlemedik. Bunun en güzel kanıtı da ifadelerdir. Hiç kimse ‘Aziz Yıldırım bana para verdi’ demedi. Kimse Aziz Bey’in aleyhine ifade vermedi. Bizimle ilgili olarak 12 tanık dinlediniz. Sorularınıza muhatap olurken ayakları titriyordu belki de. Bunların içinde TFF Başkanı da vardı. Bunların hepsi kamu tanığı. Biz çağırmadık, siz çağırdınız. Hiçbiri müvekkilimin aleyhine beyanda bulunmadı" dedi.
Şike yapıldığı iddia edilen hakem raporlarının, temsilci raporlarının da dosyaya geldiğini hatırlatan Bayraktar, bu raporlarda da şikeye dair bir ifadenin olmadığını kaydetti. “Bu raporlara da itibar etmeyeceksek neye itibar edeceğiz?" diyen Bayraktar, sadece telefon tapelerine itibar edilmemesini talep etti.
Hüküm geri bırakılamayacak
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın avukatı Prof. Dr. Köksal Bayraktar, "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" muvafakat etmediklerini bildirdi.
Bayraktar, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını içeren CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına muvafakat etmediklerini bildirdi.
"Futbolda şike" iddiaları üzerine aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 4'ü tutuklu 93 sanık hakkında açılan davanın 21. duruşmasında avukatların mütalaaya karşı savunmaları tamamlandı.
Aziz Yıldırım'ın mütalaaya karşı savunması
Daha sonra sanıkların mütalaaya karşı savunmasını yaptı. İlk olarak tutuklu sanık Aziz Yıldırım savunma yaptı.
Yıldırım ilk olarak, “Olgun bey silahlı terör örgütün başkanlığından istifa ediyor ve bana bırakıyor" dedi. Bu söz üzerine mahkeme başkanı, “Kendisi bilir. Siz kabul ediyorsanız..." dedi. Yıldırım ise, “Fark etmez. Her şey olabilir" diye yanıt verdi.
Mahkeme Başkanının, “Örgüte üye olmak için izin gerekmez ama" sözlerine Yıldırım, “Örgüte üye olacakları ben seçeceğim. Böyle örgüt olmaz. Kötü bir örgüt." ifadelerini kullandı.
'Derin devletten bahsediyoruz'
“Dün 40 telefon kullanıyorsunuz dediniz. Ben baktım öyle bir şey yok" diye konuşan Yıldırım, “2007 yılında ben dinlendiğime dair konuşma yaptım devletin üst kademelerinde. Savcılığa başvurdum böyle bir şey yok dediler. Biz devlet dinliyor derken, Başbakan'ın da söylediği ‘derin devletten’ bahsettik. Ben bu durumu devletin büyüklerine anlattım. Benim iki tane telefonum var." diye konuştu.
Sporda şiddet kanunun çıkarılma çalışmalarında bulunduklarını belirten Yıldırım, “Ama bizim hazırladığımız kanunda şike ve teşvik maddeleri yoktu. Sporu bilmeyen kişiler bu kanunu çıkardılar. Bu kanun emrivaki ile çıkartıldı.Sporcular yoktu bu kanun çıkartılırken. Bu kanunu çıkartanlar bana şimdi yanlış olduğunu söylüyor. Bu kanun çok yakında değişecektir. UEFA’nın verdiği karar ile bu kanunun bir değeri kalmamıştır artık."
'Türk adaletine güvenmek istiyorum'
‘Biz futboldan almak için değil vermek için bu işin içerisindeyiz’ diye konuşan Yıldırım, “Suçluysam yatarım önemli değil ama doğru suçlanalım. Bu karar tarihe kalacak. Doğru yazmazsanız kul hakkı yersiniz. Siz beni olmayan bir şeyden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Yeter ki, doğru olsun 1 maç veya 15 maçtan suçlanmak önemli değil benim için. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum" dedi.
'Nasıl olsa ceza alacağım belli'
İBB-FB maçındaki şike suçlamasına değinen Aziz Yıldırım, “Akın’ın 100 bin euro karşılığında şike yaptığı mütalaada belirtiliyor. Akın, 50 bin dolar aldım dedi bir kere. Nereden aldığı belli değil. Bari onları doğru yaz. Ben 100 bin euro vermedim. MASAK araştırıyor bunun doğru olmadığını göreceksiniz. Ben vermediğim halde nasıl yazılıyor. Savcı olarak vicdanınız kabul ediyor mu? Bunu yazanlar ispat etsin ben kendimi Boğaz Köprüsü'nden atarım dedim. Ama ispatlayamayanlar istifa edecek mi? Ben ceza alabilirim. Yatarım da sorun olmaz. Bizi lütfen ciddi suçlayın. Hiç ciddiyet yok ya. Ben parayı vermedim. Ben ispat etmeye mecbur muyum? Yoksa iddia makamımı ispat etmek zorunda. Vermediğim bir şeyi ispatlamaya çalışıyorum. İlle beni mahkum mu edeceksiniz? Adalet için üzülüyorum. Nasıl olsa ceza alacağım belli" dedi.
Mahkeme Başkanı'nın Yıldırım'la tartıştı
Bu sözlere sinirlendiği görülen Mahkeme Başkanı, “Anlamadım nasıl?" diye sordu.
Yıldırım ise, “Ceza alacağım belli" dedi. Bu sözlere sinirlenen Mahkeme Başkanı, “Böyle savunma olmaz. Savunmanızı düzgün yapacaksınız. Biz karar vermeden siz kendi hakkında karar vermişsiniz" diye konuştu.
Sinirlendiği gözlenen mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
"Futbolda şike" iddiaları üzerine görülen davada Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım mütalaaya karşı savunması aranın ardından devam etti.
Yıldırım yazılı bir kağıttan okuduğu savunmasında şunları söyledi:
“3 Temmuz sabahı evlerimizden alındık. Kime ne zarar verdiğimizi bilmeden. Birkaç polis kulağımıza fısıldadı: Siz silahlı suç örgütü kurdunuz. Evlerimizi aramadılar, bahçelerimizi kazmadılar. Bu örgütün silahlarını kimse aramadı. Sorgular başladı. Gördük ki şike yapmışız. Tutuklandık. Anladım ki en özgür olduğum tarihin başlangıcı 3 Temmuz’muş. Sonra zulüm başladı. İtibarsızlaştırma başladı. Kampanyalar başlatıldı. Savcı Berk de söyledi basının yazdığının yüzde 90’ını yanlış diye.
Ancak bu yalanlara müsaade etti. Bizlerin suçu sabitti. Fenerbahçeli olmak. İddianame açıklanınca rahatladık. Suçlamalar tutarsızdı, eksikti. Tıpkı savcının mütalaasındaki gibi. Yargılama başladı. İlk defa savunma yapabiliyorduk en azından saygı gösteriliyordu. Bu seferde hızlı bir şekilde yargılanma yapıldı ki ceza verilsin diye dedikoduları çıktı. Şimdi karşınızdayız. Şike olmadığını siz bizden daha iyi biliyorsunuz. Bunları hak etmediğimizi biliyorsunuz.
Türk sporuna bu kadar katkı yapan, devletten kuruş almadan stadını yapan Yıldırım’ın örgüt kurmadığını çok iyi biliyorsunuz. Bizlerin mahkum olmasının önemli olmadığını sadece Fenerbahçe’nin zarar görmemesini istediğimizi biliyorsunuz. Sizlerden ricam bildiğinizi okuyun, bildiğiniz gibi davranın. Karar sadece benim için değil bağımsız Türk mahkemeleri için verilecektir.
Bizler neden Özel Yetkili de yargılandığımızı bilemedik.Benzer konularda 1 gün bile tutuklu yargılanmayanlar varken, 1 yıldır süren esareti anlayamadık. UEFA ders niteliğinde bir karar verdi. Önemli olan kararın sonucu değildir. Bu kararda özel yetkili mahkemelerin tasarrufunun adı bile anılmıyor. Vereceğiniz karar Türk futbolunu etkileyecektir.
Sizlerin, polis ve savcıları incitmemek, kamuoyunun bir kısmını tatmin etmek veya Aziz Yıldırım’ın tasviyesini sağlamak için vereceğiniz karar Türk futbolunun belki sonu olacaktır. Son sözüm ‘bu sevda bitmez ve Fenerbahçe’dir. Bunu dosta düşmana ilan ederiz. Hiçbir maçta şike ve teşvik yoktur" dedi. Yıldırım savunmasını tamamladı."
İlhan Ekşioğlu'nun savunması
"Futbolda şike" iddiaları üzerine görülen davada Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım mütalaaya karşı savunması aranın ardından tutuklu sanık İlhan Ekşioğlu savunmasını yaptı.
Ekşioğlu’nun savunmasından önce araya giren mahkeme başkanı, “Eleştiri yapabilirsiniz burada. Sanık olan insan zor durumdadır çünkü. Hepiniz kusurlu değilsiniz. Buradaki uygulamaları da bilmiyorsunuz. İçinizde ben konuşamadım derdimi anlatamadım diyen varsa onu da sonuna kadar dinleriz. Ne istiyorsanız söyleyebilirsiniz" diye konuştu.
Savunmasını yapan Ekşioğlu, “Ben örgüt üyesi değilim. Örgüt çıkar amaçlı olunca daha can yakıyor. Allah’a şükür hiçbir maddi ihtiyacım yok. Bugüne kadar Fenerbahçe’yi kendi menfaatinden arkada tuttu diyemez. Şüpheden sanık yararlanır denildi. Hem ben hiçbir şüpheden yararlanamadım henüz. Şüphelerin yarısından bari yararlanmak istiyorum.Ben cezamı çok fazlasıyla çektim. 17 kişiydik biz Metris Cezaevi’nde ancak iki kişi kaldık. Rezil bir hayatın içindeyim" dedi.