*Mahfi Eğilmez
Belirsizlik; içinde bulunulan durumu tanımlamak ve tanılamayı (teşhis etmeyi) olanaksız kılan veya zorlaştıran bilgi eksikliği sonucunda durumun nereye ve nasıl evrileceğini tam olarak görememek hali olarak tanımlanabilir. Belirsizlik, tanı konulamayan ya da tanı konulsa da durumun nereye gideceği anlaşılamayan durumda ve her alanda geçerlidir. Ekonomi, sosyal yaşamdan siyasal karar ve yaklaşımlardan, ülke dışında olan gelişmelerden etkilendiği bir başka deyişle birden çok alan ve olaydan etkilendiği için belirsizliklerden en fazla etkilenen alanların başında gelir.
İnsanın geleceği tahmin etme yeteneği olsa da bu yetenek eldeki verilerle ve geleceğe ilişkin beklentilerin belirliliğiyle sınırlıdır. Elde yeterli veri yoksa ve geleceğe ilişkin kararlar belirsizse geleceğe ilişkin tahminler anlamsız kalır. Ekonomik bir karar alma mesela bir yatırım yapma aşamasında olan kişiler ve şirketler, eldeki mevcut veriler ile geleceğe ilişkin açıklanmış karar ve yaklaşımlardan yola çıkar. Mevcut veriler geçmişe dayanır. Bunların gelecekte de tekrar edeceğine ilişkin kesinlik söz konusu değildir. Geçmiş koşullar büyük sapmalar göstermeden devam ederse kişilerin ve şirketlerin alacakları ekonomik kararları etkileyecek olan kamu yönetimi sürprizlere yer vermeyecek yaklaşımlar sergilerse belirsizlik büyük ölçüde ortadan kalkar ve karar alıcıların geleceği tahmin etmeleri kolaylaşır. Ne var ki bu koşullar burada yazdığımız kadar kolay bir araya gelmez. Birçok ülkede eldeki veriler ya eksiktir ya da gerçeği tam olarak yansıtmaz. Örneğin enflasyonun yanlış ölçüldüğü ya da yanlış ölçüldüğü düşüncesinin yaygınlaştığı bir ortamda karar alıcılarca geleceğe ilişkin maliyet ve fiyat politikası doğru belirlenemez. Böyle bir ortamda belirsizlik yaygınlaşır. Buna ek olarak ülke ekonomisini nasıl etkileyeceği tam olarak bilinemeyen savaş, genel kriz, doğal afet, salgın gibi dış etkenler de belirsizliği artırır. Belirsizliğin artmasının ekonomideki en büyük etkisi yatırımların düşmesi şeklinde karşımıza çıkar. Bu da ekonomide işsizliğin artmasına ve büyümenin gerilemesine yol açar.
Belirsizliğin her geçen gün arttığı ve küreselleşmeyle birlikte iç içe girmiş olan ekonomilerin birinde ortaya çıkan belirsizliğin diğerlerini etkilediği bir dünyada yaşıyoruz. Bu çerçevede belirsizliğin ölçülmesi önem kazanana çabalardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda geçmişte birçok girişim yapılmış olmasına karşılık bu girişimlerin daha çok makalelerde yer alması ve sürekliliğinin olmaması IMF’yi bu konuda yeni bir endeks üretmeye yöneltmiş bulunuyor: Dünya Belirsizlik Endeksi (WUI.) Söz konusu endeks The Economist Intelligence Unit’in üç ayda bir yayınladığı ülke ekonomik raporlarında değinilen siyasal ve ekonomik belirsizlikleri esas alarak üç ayda bir hazırlanıyor. WUI endeksi 143 ülkeyi kapsıyor ve 1955 yılından bugüne kadar uzun bir zaman dilimini kapsayarak yenileniyor.
Yayınlanan endeks verilerinden hareketle küresel krizin hemen öncesinden (2007 yılının ilk çeyreğinden) başlayarak hazırladığım grafiği paylaşıyorum (WUI endeksi için kaynak: https://www.imf.org/external/pubs/ft/fandd/2020/03/imf-launches-world-uncertainty-index-wui-furceri.htm.)
Bu grafikte yalnızca en önemli olaylara değindim. Grafiğin gidişine ve kırmızı kırıklı çizgiyle gösterilen eğilim çizgisine bakıldığında üç konu çok önemli görünüyor: (1) Dünyada belirsizlik sürekli artış eğiliminde bulunur. (2) Son 14 yılın en büyük belirsizliğini Covid-19 Salgını yaratmış. Ne küresel kriz ne Avrupa’nın Yunanistan krizi sonrası dağılma endişelerine girmesi o kadar etkili olmuş. ABD-Çin ticaret savaşı ve Brexit bir araya gelince ciddi bir risk artışı yaratmış olsa da Covid-19 kadar belirsizliğe yol açmamış. (3) 2020 yılının son çeyreğinde dünyada belirsizlik konusunda ciddi bir düşüş var. Bunun en önemli nedeninin Covid 19’a karşı aşıların geliştirilmesi olduğunu düşünüyorum.
Aşıların yaygın kullanıma girmesiyle belirsizliklerin azalışı daha da hızlanacaktır. Belirsizliğin günümüz küresel sisteminde ortadan kalkması mümkün görünmese de bu şekilde gerilemesi 2021 yılı ve ötesine daha fazla umutla bakmamızı sağlıyor. Birkaç ay içinde ekonomik işleyişin normale dönmeye başlayacağını, hatta birçok ertelenmiş yatırımların devreye girmesiyle birlikte dünya çapında bir toparlanma sürecine girileceğini söylememiz mümkün.
Bu yazı Mahfi Eğilmez'in kişisel blogundan alınmıştır