* Mahfi Eğilmez
Dış güçlerin (ki onların üstü kapalı olarak Amerika ve Avrupa olduğu anlaşılıyor) bizi zor duruma düşürmeye çalıştığına ve o nedenle TL’nin değerini düşürmek için spekülatif atak düzenlediğine ilişkin yaygın kabul edilen kuramı bilimsel çerçevede ele alıp değerlendirelim.
Öncelikle iki konuyu birbirinden ayıralım. İlki bir ekonomiyi zor duruma düşürerek bu durumdan yararlanmak için faaliyette bulunmak, ikincisi zor duruma düşmüş bir ekonominin bu durumundan yararlanarak spekülatif ataklarla para kazanmak.
Öncelikle dış güçlerin Türkiye’yi zor duruma düşürüp düşürmeyeceğini ve bu yolla bir çıkar elde edip etmeyeceklerini inceleyelim.
Eldeki ilk bilgiye göre Türkiye’de yaklaşık 5 milyon dolayında Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmen yaşıyor. Türkiye bu göçmenleri barındırıyor, besliyor ve elinden geldiğince iyi koşullarda yaşamalarını sağlıyor. Sonuçta bu göçmenler Türkiye’de kalıyor ve Avrupa’ya göç etmiyorlar. Türkiye bir anlamda bu göçmenler için Avrupa’ya göçmelerini önlemiş oluyor.
Eldeki ikinci bilgiye göre Türkiye’nin yüksek miktarda dış borç stoku var. Bu konuda elimizdeki en güncel veriler bize Türkiye’nin toplam dış borç stokunun, 325 milyar dolarlık bölümü özel kesime ait olmak üzere, toplam 466 milyar Dolar olduğunu gösteriyor. Ortada borçlular varsa alacaklılar da var demektir. Türkiye’nin borçlu olduğu bu 466 milyar doların alacaklısı büyük ağırlıkla Amerikalı ve Avrupalı bankalar ve kurumlardır.
Amerikalılar ve özellikle de Avrupalılar Türkiye’yi zor duruma düşürürse ne olacak? (1) Türkiye’deki göçmenler Avrupa’ya doğru yola çıkacak ve Avrupa ülkelerinden sığınma hakkı isteyecek. Bu Avrupa’nın asla istemediği bir duruma yol açar. (2) Türkiye 466 milyar Dolarlık dış borcunu ödeyemez hale gelecek ya da bir başka deyişle Türkiye’ye borç vermiş olanlar alacaklarını alamaz duruma düşecek. Bu da Türkiye’ye borç veren Amerikalı ve Avrupalı yatırımcıların kesinlikle istemeyeceği bir sonuç yaratır. İş bununla kalmayacak, küresel krizden yeni yeni çıkmakta olan Amerika ve Avrupa bu alacakları tahsile edememenin darbesiyle yeniden ciddi sıkıntılarla karşılaşacaklar.
Bu durumda Türkiye’nin zor duruma düşmesi Amerikalıların ve Avrupalıların işine gelmez. Bir başka ifadeyle Amerikalı ve Avrupalıların Türkiye’yi güç duruma düşürmeye çalışması olanak dışı bir şeydir. Hatta tam tersine Amerika ve Avrupa, Türkiye’nin zor duruma düşmemesi için elinden geleni yapmak durumundadır.
Sherlock Holmes ne diyor? “Olanaksız olanı elediğinizde geriye kalan olanaksız gibi görünse de gerçektir.” Bu durumda geriye tek bir olasılık kalıyor: Dış güçler, Türkiye’nin güç duruma düşmesini istemiyor ama Türkiye güç duruma düştüğü için de bu durumdan yararlanarak kazançlı çıkmak için spekülatif ataklara devam ediyor.
Spekülatif atakları önlemenin yolu, paraya itibar kazandırmaktan, onun da yolu ekonomiye itibar kazandırmaktan geçer. Ekonomiye itibar kazandırmak için maliye ve para politikasını aynı yönde kullanmak, çelişkiler yaratmaktan kaçınmak, dış politikada çok daha barışçı bir yöntem izlemek, söylemlere dikkat etmek, çelişkiler yaratmamak, bilim dışı yaklaşımlardan kaçınmak gerekiyor.
Bu yazı Mahfi Eğilmez'in kişisel sitesinden alınmıştır