Dr. Mahfi Eğilmez
Merkez Bankası’nın (TCMB) 23 Aralık 2021’de açıkladığı USD/TL kuru 11,64 idi. 23 Mart 2022’de kur 14,82 oldu. Bu hesabın, faizi ödeyen bankaya ve kurdan doğan farkı (ek faizi) ödeyen Hazine’ye maliyeti ne oldu? Bu soruların yanıtını aşağıdaki tablo yardımıyla vermeye çalışayım:
Tabloya göre uygulamanın yürürlüğe girdiği günün hemen ertesi günü (23.12.2021) bankada 100.000 TL’lik KKM hesabı açan bir kişi bu hesabı açmak yerine dolar alsaydı eline (100.000 / 11,64 = ) 8.591 dolar geçecekti. Bankalar TL’den geçilen KKM hesaplarına TCMB’nin politika faizinin (% 14) en çok 3 puan üzerinde faiz verebiliyor. Bu bankanın da buna uygun olarak % 17 yıllık faiz verdiğini varsayalım. Bu yıllık faizin 3 aylık vadeye isabet eden kısmı % 4,25 olur. Bu kişi 100.000 lirasını KKM hesabında 3 ay vadeyle tuttuğunda bankadan % 4,25 dönem faizi karşılığı olarak 4.250 lira alacak. Eğer işin içinde kur koruması olmasaydı bütün alacağı faiz bundan ibaret olacaktı. KKM devreye girince bu faize ek geliyor. Hesabın açıldığı tarihte 100.000 liranın karşılığının 8.591 dolar olduğunu göstermiştik. Bu tutarın 23.03.2022’deki karşılığı (8.591 x 14.82=) 127.320 lira eder. 100.000 liralık KKM hesabı açtırmış olan kişinin 3 aylık vade sonunda alacağı anapara + faiz + kur koruması (ek faiz) toplamı budur. Bu 127.320 liralık toplamın 100.000 liralık kısmı kişinin yatırdığı anapara 27.320 liralık kısmı ise faiz + kur koruma bedelidir. Söz konusu 27.320 liralık tutarın 4.250 liralık bölümünü paranın yatırıldığı banka mevduat sahibine faiz olarak ödeyecek, kalan (27.320 – 4.250 =) 23.070 liralık kısmını da Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçeden karşılayacaktır.
Bugüne kadar KKM hesaplarına yatan toplam para tutarının 591 milyar lira olduğu açıklandı. Bu para, farklı tarihlerde yatan ve bugün itibarıyla ulaşılan tutarı gösteriyor. Bunun tamamının en başından beri yatırılmış olduğunu varsayarak üç aylık bir tahmin yapabiliriz. 591 milyar lira ile 23.12.2021’de dolar alınsaydı ele geçecek tutar (591 x 11,64 =) 50,8 milyar dolar olacaktı. 591 milyar liraya bankanın ödeyeceği faiz tutarı (591 x 0.425) = 25,1 milyar lira. Bunu anaparayla toplarsak (591 + 25,1 =) 616,1 milyar lira eder. 23.03.2022 tarihi itibarıyla bu tutarı dolara çevirirsek (616,1 / 14,82 =) 41,6 milyar dolar buluruz. Aradaki fark olan (50,8 – 41,6 =) 9,2 milyar doları 23.03.2022 kuruyla liraya çevirirsek (9,2 x 14,82 =) 136,3 milyar lira hesaplarız. Bu farktan bankanın ödeyeceği faiz tutarını düşeresek kalan (136,3 – 25,1 =) 111,2 milyar lira, Hazinenin ödemesi gereken miktar olarak karşımıza çıkar. Bunun bir yıl aynı şekilde devam ettiğini varsayarsak Hazine’ye yıllık yükü (111,2 x 4 =) 445 milyar lirayı bulacaktır. (Buradaki hesaplamamızın baştan beri 591 milyar liralık bir toplamı esas aldığı ve bunun değişmeden yılsonuna kadar devam ettiği, USD/TL kurunun ilk üç aydaki gibi bir artış sergilediği, 591 milyar liralık hesapta dövizden geçiş, liradan geliş gibi bir ayrım yapılmadığı varsayımlarına dayandığına bir kez daha dikkat çekelim.)
TCMB’nin kurun ve dolayısıyla enflasyonun yükseldiği bir ortamda faizi artırmak yerine düşürmesinin maliyeti ne yazık ki tahminlerin çok ötesine geçecek gibi görünüyor: (1) TCMB kurun yükselmesini önlemek için milyarlarca dolar tutarında döviz satışı yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bunun sonucu olarak TCMB’nin swaplar hariç net rezervleri eksi 44 milyar dolar dolayında bulunuyor. (2) Hazine, KKM dolayısıyla hiçbir şekilde muhatap olmaması gereken bir fark ödemesi yapmakla yükümlü tutulduğu için bütçeye yüksek bir ek yük gelecek gibi görünüyor. Bunun bugünkü durumun devamı halinde yıllık maliyeti 445 milyar lirayı geçiyor. (3) KKM hesaplarında gelir vergisi kesintisi (stopaj) sıfırlandığı, döviz işlemlerine uygulanan BSMV kaldırıldığı ve şirketlerin KKM hesaplarına geçmesi halinde kur farkı nedeniyle doğacak kazanç kısmı kurumlar vergisinden istisna edildiği için bütçede önemli bir gelir kaybı ortaya çıkacak.
TCMB’nin rezervlerini eritmesinin ve Hazine’nin karşılaşacağı olağanüstü gereksiz yüklerin tek bir nedeni var: Faizin doğru belirlenmemesi. Faiz tek başına sorunları çözemez ama eğer yanlış belirlenirse inanılmaz sorunlara yol açar. KKM uygulaması bize bu sözün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtlamış bulunuyor.
Bu yazı Mahfi Eğilmez'in kişisel blogundan alınmıştır