Gündem

Mahçupyan: 2016'da en fazla kötüye giden ülkeler listesinde Türkiye uzak ara birinci sırada

"2006 koşullarına geri dönseydik Meksika, Kolombiya ve Paraguay’ın bugünkü seviyesine varmış olacaktık"

30 Mayıs 2017 16:55

Karar yazarı Etyen Mahçupyan, merkezi ABD'nin başkenti Washington'da bulunan sivil toplum kuruluşu Freedom House’un geçtiğimiz günlerde yayınlanan ‘Freedom in the World 2017’ raporuyla ilgili olarak "Açıkçası raporda Türkiye ile ilgili fazla söz yok. 2017’de mercek altına alınması tavsiye edilen ülkeler arasında da adı geçmiyor. Ancak 2016 yılında en fazla kötüye giden ülkeler listesinde Türkiye uzak ara birinci sırada" dedi.

Etyen Mahçupyan'ın "Özgürlükler liginde aşağı doğru" başlığıyla yayımlanan (30 Mayıs 2017) yazısı şöyle:

Yabancı kurumların Türkiye’yi değerlendiren raporlarına yıllar boyunca haklı tepkiler duyduk. Çünkü genelde ülkenin karmaşık yapısını tahlil etmekten aciz, yüzeysel ve mekanik metinlerle karşılaştık. Eleştirilerden en fazla nasibini alanlardan biri de,  ABD içindeki güç ağlarıyla da bağlantılı görülen Freedom House oldu. Ancak bu kurumun dünya geneline baktığı raporları nispeten daha objektif ve geçenlerde yayınlanan ‘Freedom in the World 2017’ da buna bir örnek.

***

Kullanılan yöntem her ülkede belirli gözlemcilerin 25 kriterle ilgili puanlama yapmasına dayanıyor. Dolayısıyla ‘gözlemci’ olarak kimi seçtiğiniz çıkacak sonucu da etkiliyor. Öte yandan toplam 195 ülkeye bakılırken,  gözlemcileri de olabildiğince benzer kıstaslarla seçilmek durumunda. Sonuçta bulgulara birer bir anlam atfetmekten ziyade, eğilimlerin ve karşılaştırmaların anlamlı olduğunu düşünmek lazım... 

‘Popülistler ve Otokratlar: Küresel Demokrasiye İkili Tehdit’ alt başlığını taşıyan rapora göre bugün ülkelerin yüzde 45’i ‘özgür’, yüzde 30’u ‘kısmen özgür’, geri kalan 25 ise ‘özgür değil’ kategorisinde. Bu dünya geneli açısından pek de karamsarlık yaratacak bir tablo değil. Ancak son on bir yılda özgürlük açısından kötüye giden ülke sayısı iyiye gidenlerden daha fazla ve 2016 aradaki açığın en fazla olduğu ikinci yıl. İyiye giden 36 ülke varken, özgürlük ortamları kötüleşen 67 ülke olduğu kayda geçmiş. Rapor daha da önemsenmesi gereken bir detayın daha altını çiziyor: İlk kez kötüye gidenler arasında ‘özgür’ kategorisinde olanlar ülkeler var… Yani dünyanın birçok gelişmiş ve demokrasisi yerleşik toplumunda özgürlük açısından olumsuz bir gidişat yaşanıyor.

Freedom House bu bağlamda projektörlerini doğal olarak ABD ve Avrupa’ya çeviriyor. Trump sonrası çalkantıların yanında Polonya ve Macaristan’daki özgürlük alanı daralmasının altı çiziliyor. Açıkçası raporda Türkiye ile ilgili fazla söz yok. 2017’de mercek altına alınması tavsiye edilen ülkeler arasında da adı geçmiyor… Ancak 2016 yılında en fazla kötüye giden ülkeler listesinde Türkiye uzak ara birinci sırada. Bir yılda 15 puan kaybederek toplam puanını 38’e düşürmüş ki bu ‘1 en iyi 7 en kötü’ skalasına taşındığında ‘siyasi haklar’ alanında 4, ‘sivil özgürlükler’ alanında ise 5’e tekabül ediyor. Kısacası mukayeseli tablolara bakıldığında, her iki kategoride de vasatın altında yer alan, medya ve internet açısından ‘özgür değil’ grubuna giren, toplamda ise ‘kısmen özgür’ konumunda bir ülke…

***

Bu düşüşün nedeni Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında alınan yığınsal tutuklama, işten çıkarma ve kurum kapatmalar… Ancak mesele sadece geçen yılla sınırlı değil. 2006-16 mukayesesi Türkiye’nin özgürlükler açısından en kötüye giden ikinci ülke olduğunu söylüyor (ilk sırada Orta Afrika Cumhuriyeti var).  Toplamda 28 puan azalma olmuş. Eğer bu kaybı telafi ederek 2006 koşullarına geri dönseydik Meksika, Kolombiya ve Paraguay’ın bugünkü seviyesine varmış olacaktık.

Freedom House’un verilerinden yola çıktığınızda sanki Türkiye’nin çağlar boyu süregelen tarihsel macerasının da izdüşümlerini görüyorsunuz. Çevremizde özgürlükler açısından Rusya, İran, Suudi Arabistan ve Mısır’dan daha iyiyiz… Buna karşılık Gürcistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Kıbrıs’tan kötü durumdayız. Bir batı çemberi ile doğu çemberi arasında sıkışıp kalmışız. Ve maalesef son yılın hadiseleri ve iktidarın ona verdiği tepkilerle hızla doğudaki çembere yaklaşmışız…

Freedom House’un bu tür genel değerlendirmeleri isteyenlere uyarıcı bir ayna sunuyor. Bakıp bakmamak bize bağlı...