Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te aydın ve sanatçıların da aralarında olduğu 33 kişinin katledildiği Madımak Katliamı’nın Almanya'da yaşayan üç fail yönünden davası Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti katliamdan kısa süre sonra Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Ağar’ın dinlenmesine yer olmadığına, karar verdi.
Firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş yönünden devam eden davanın duruşmasına HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen ve HDP Ankara il yöneticilerinin yanı sıra, Pir sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Bektaşi Federasyonu, Devrimci Alevi Dernekleri (DAD), Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Hüseyin Gazi Kültür Sanat Vakfı temsilcileri de katıldı. Hollanda Büyükelçiliği’nden kültür ataşelerinin gözlemci olarak yer aldığı salonda çok sayıda izleyici ve gazeteci de bulundu.
Mahkeme heyeti, önceki duruşmada yazılmış müzekkerelere gelen cevapların okunmasıyla duruşmayı başlattı. Heyet, sanık Evren Ceylan ve Fırat Karataş yönünden UYAP’tan Sivas Emniyet Müdürlüğü’ne bildirimde bulunulduğu ve fiziki olarak 16 Kasım 2021 tarihinde sanıklar için müzekkere yazıldığı buna karşın gelen cevaplarda sanıkların belirtilen adreslerde bulunulmadığının anlaşıldığını kaydetti.
"Alevilere zincirleme katliamlala soykırım yapıldı"
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre müzekkerelere gelen cevapların okunmasının ardından ilk olarak katliamda kardeşini kaybeden Hüseyin Karababa söz aldı. Koçgiri, Dersim, Ortaca, Maraş, Malatya, Çorum, Sivas ve Gazi Mahallesi’nde Alevilere karşı zincirleme katliamlarla soykırım yapıldığını söyleyen Karababa, “Bu soykırım davası önümüzdeki süreçte uluslararası ceza mahkemelerine taşınacaktır. 2007 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) çalışırken yakalattığımız sanıklardan İhsan Çakmak Sağmacılar cezaevine konulmuştu. Ön kapıdan giren sanığı arka kapıdan bıraktınız. Daha sonra bu sanık tekrar İBB’de de iş başı yaptı. Bu da gösteriyor ki Sivas Katliam’nın sanıklarını devletin koruduğu görülmektedir” dedi.
Bu katliamın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve zaman aşımının mümkün olmadığını ifade eden Karababa, “Ayrıca sanık Cafer Erçakmak’ın öldüğüne inanmıyoruz” diye ifade etti.
"Çiller en büyük sorumlulardan biri"
Karababa’nın vekili avukat Özgür Piroğlu, Tansu Çiller’in katliamın en büyük sorumlularından biri olduğunu vurguladı. Çiller’in tanık olarak dinlenmesini talep eden Piroğlu, Sönmez Köksal’ın da dönemin MİT müsteşarı olduğunu hatırlattı. Piroğlu, “Köksal, bu katliamdan sonra da uzun süre görevini yürütmüştür. Kendisine soracağımız önemli sorular var. Mehmet Ağar, Madımak Katliamı’ndan kısa bir süre sonra emniyet genel müdürü olmuştur. Çok uzun bir süre bu görevi yürütmüştür. Mehmet Ağar’ın da tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum. Bu 3 kişinin de Madımak katliamına ilişkin çok ayrıntılı bilgileri vardır. Bu 3 kişi konuşursa katliamın arkasındaki güçler ortaya çıkar” şeklinde konuştu.
Almanya’da bulunan sanıklara ilişkin konuşan Piroğlu, “Almanya Beşar Esad’ın adamlarını Suriye’de insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçiyle yargılayıp cezalandırırken, Sivas’ta soykırım yapan katilleri korumayı sürdürmektedir. Almanya bu sanıkları ya kendisi yargılamalıdır ya da Türkiye’ye teslim etmelidir” ifadelerini kullandı.
Davaya müdahil olma talebi
Avukat Hüsniye Şimşek ise, gelen evraklarda Kültür Bakanlığı’nın Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ni katliam öncesi etkinliği organize ettiği için sorumlu tuttuğuna dikkati çekti Şimşek, “Derneğin bu davanın yürüyüşünde söz söyleme hakkı olmalıdır. Katliamın kurumsal mağdurudur. Derneğin bu davada müdafiliğinin kabul edilmesini talep ediyoruz” diye belirtti.
"Sanık Murat Songur Almanya’dadır"
Bu davada adil yargılamanın olmadığını ve hakkın yerini bulmadığını belirten dava avukatlarından Şenal Sarıhan, bu katliamın bir grup “çapulcu”ya mal edilmemesi gerektiğini söyledi. Sarıhan, “Örgütlü planlı ve gerici örgütlerin organize ettiği bir katliamdı. Hangi örgütlerin gerçekleştirdiği açığa çıkmadı. Davanın ilk aşamasında idam cezası alan sanıklar ilk serbest bırakılanlar oldu ve örgütlü bir biçimde yurtdışına kaçtılar. Çok önemli bir görevle ve sorumlukla karşı karşıyız. Murat Songur Almanya’dadır. Sanıkların iadesinin sağlanmasını olmuyorsa da orada bu suç sebebiyle yargılanmaları konusunda girişimde bulunmanızı talep ediyorum” diye aktardı.
Müşteki ve müdafi savunmalarının ardından mütalaasını sunan iddia makamı Pir Sultan Abdal Derneği’nin davaya katılma talebinin reddini talep etti.
Çiller için karara gerek duyulmadı
Mütalaanın ardından heyet, Sanıklar Eren Ceylan, Eren Karataş ve Murat Songur hakkında tutuklama amaçlı yakalama kararının devamına, sanıklar hakkında yakalama kararı infaz edildiğinde 1 ay süre içerisinde katılan müvekkillerin ve sanık müdafilerin yeni duruşma tarihi bildirilerek duruşma yapılmasına, Tansu Çiller’in dinlenmesi hakkında daha önce karar edildiğinden yeninden karar verilmesine gerek olmadığına, Mehmet Ağar’ın dinlenmesine yer olmadığına, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin doğrudan doğruya zarara görmemesi gerekçesiyle müdahil olma talebinin reddine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 20 Nisan’a ertelendi.