Soma faciası sonrası korku içinde madene inen işçiler, “Artık ‘insan’ muamelesi görüyoruz. Mesai başlamadan ‘Kolay gelsin’ diyerek elimizi dahi sıkıyorlar” dedi.
Milliyet gazetesinden Damla Yur’un haberine göre, Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciası madenlerdeki şartları değiştirmiş. Facianın ardından korkuyla yerin altına inen madenciler, artık ‘insan gibi muamele’ gördüklerini söylüyor. Bölgenin en büyük madeninde çalışan maden işçisi A.K., “Amirler şimdi bize moral veriyor. İşe başlamadan önce ‘Haydi kolay gelsin’ diyerek elimizi dahi sıkıyor” derken bir başka bir maden işçisi Y.D. ise “Yeni gaz maskesi siparişi vermişler” diyor.
Soma’da yaşanan maden felaketinde yaşamını yitiren 301 kişiden 32’si madene yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Balıkesir’e bağlı Savaştepe’de yaşıyordu. Savaştepe de iş sahası bakımından Soma’dan farksız değil. Bölgedeki hemen hemen her erkek madenciliğe ucundan kıyısından bulaşmış. Yaşanan felaket sonrası madencilerin aileleri için en zor olan şey de yakınlarını tekrar Soma servisine uğurlamak.
Vardiyalara göre kalkış yapan servislerin öğle vardiyasını almak için geleceği meydandayız. İşçiler meydanda saat 14.00’a doğru yavaş yavaş gelmeye başlıyor. Korku ve kaygı hepsinin yüzünden okunuyor. Maden kiminin arkadaşına, kiminin köylüsüne mezar olmuşken onlar için madene gitmek artık bir hayli zor. Eşleri ve çocukları için de madenler artık büyük bir endişe kaynağı.
‘Acele etmeyin’ diyorlar
İşçilerden A.K. ise facia sonrası kendi madenlerinde önlemler alındığını ama en büyük yeniliğin ise vardiya sorumlularının ve amirlerinin davranışlarında yaşandığını söylüyor. Tatil günü olan 19 Mayıs’ta da çalışmalarının istendiğini anlatan K., “Ama zorla değil isteyenler gitti. Ben gitmedim. Salıdan beri madene gidiyorum. Bu faciadan önce ‘Daha fazla üretim’ diye baskı görüyorduk. Şimdi ‘Acele etmeyin’ diye bir destek görüyoruz. Ve üretim arttı. Demek ki amir baskı kurunca değil, işçi insan gibi muamele görünce üretim artıyormuş. Amirler şimdi bize moral veriyor. İşe başlamadan önce ‘Haydi kolay gelsin’ diyerek elimizi dahi sıkıyor. Olan ölenlere oldu” diye konuşuyor.
Maske sipariş edilmiş
Servis bekleyenlerden Y.D. ise erkek kardeşinin Soma Kömür’de çalıştığını ancak hamile eşini doktora götürmek için izin almasıyla hayatta kalabildiğini söylüyor. Kardeşinin birlikte çalıştığı arkadaşlarının hepsinin ölmesi nedeniyle ‘Bir daha madene inmem’ dediğini anlatan D, “O madende çalışsam eşim beni de kesin göndermezdi. Ama bu firmaya biraz daha güveniyor, geçinmek için gidiyoruz” diyor. D., facianın çalıştığı firmaya etkisini de şu sözlerle ifade ediyor; “Yeni gaz maskelerinin siparişinin verildiğini öğrendim. Olaydan sonra bu maskeleri hemen alıp kontrollerini yaptılar. Şimdi yeniler ne kadar süreli bilmiyorum. Ama alacaklarına göre 45 dakikadan uzundur herhalde.
Şimdi madene işçi sokmak zor ama bu 1 haftaya da biter. İnsanların alternatifi olmadığı için eşleri de korksa, kendileri de korksa girerler. Ancak bizim isteğimiz firmaların korkup gerekli önlemleri alması. Kendi firmamın zaten bu konularda hassas olmasına rağmen bu faciadan sonra ekstra dikkatli olduğunu görüyorum.”
‘Keşke devlet madeninde çalışsak’
Özel şirketlere ait madenlerde çalışan işçiler, devlete ait madenleri daha güvenli buluyor. Servis bekleyenlerden usta Y.D. madende özelleştirme istemediklerini belirterek, “Firmaların işçiymiş, güvenliğiymiş umurunda değil. Bu maden de eskiden devletindi. Emin olun devletin olmaya devam etseydi, böyle bir şey olmazdı. Keşke devlet madeninde çalışsak” diyor. Devlete bağlı bir madende çalışan İsmail G. ise servise şunları kaydediyor:
“Burada insanların derdi özelleştirmeyle. Herkes devlete bağlı çalışmak istiyor. Devlete bağlı yerler hep daha güvenli. Şirketler güvenliğe bakmıyor pek. Ben kendi adıma şanslıyım ve güvendeyim. Ancak başka madenlerde çalışan arkadaşlar için kaygılıyım. Ufak tefek kazalar ne yazık ki hep oluyor ama bu denli can yakıcı bir olay umarım tekrarlanmaz.”
‘Ruh gibi gidip geliyoruz’
Servis bekleyen işçilerden K.A. geçtiğimiz salı gününden itibaren tekrar madene girmeye başlamış. Yaklaşık 2 bin metreye kadar inen A., içinde bulunduğu psikolojik durumu, “Ruh gibi gelip gidiyoruz. Madene de girerken ruh gibiyiz. Hepimizin moralleri çok bozuk. Madende yediğimiz yemekten, içtiğimiz sudan keyif alamıyoruz. Ama yapacak bir şey yok. Ekmek parası” sözleriyle anlatıyor.
Bir başka işçi Z.T. ise “Korku madende hep var. Eşim hep korkardı beni uğurlarken şimdi onda korku daha fazla. Yoksa ben yerin altının tehlikeli olduğunu oraya giren biri olarak hep biliyorum. Ancak firmam iyi bir yer. Kontrollerini güzel yapar. Şimdi de bu olay sonrası hemen maskeleri kontrolden geçirmeye başladılar” diyor.