Londra belediye başkanlığı seçimini kazanarak, partisinin yeni lideri Jeremy Corbyn'e örgüt içi mücadelede nefes alma fırsatı veren Sadiq Khan, aynı zamanda İngiltere'de Müslüman bir politikacının yükseldiği en güçlü pozisyona yerleşmiş oldu.
Sadiq Khan, Pakistan göçmeni yoksul bir ailenin sosyal konutlarda büyüyen oğlu.
Babasının otobüs şoförü maaşıyla büyüyen Khan, İşçi Partisi içinde parlayıp Londra'nın Tooting bölgesi milletvekilliğine seçilmişti.
Khan'ın Londra Belediye başkanlığı yarışındaki en yakın rakibi Muhafazakar Parti Richmond milletvekili Zac Goldsmith ile çizdiği zıtlık ise göz kamaştırıcı.
"Zengin ve Yoksul"
Londra Belediye başkanlığı için yarışan Muhafazakar aday Goldsmith, eski başbakanlardan Margaret Thatcher'ın yakın arkadaşı olan büyük bir bankerin oğlu ve tıpkı Başbakan David Cameron ve görevi bırakan Londra Belediye Başkanı Boris Johnson gibi, zengin ve soylu ailelerin çocuklarını gönderdiği prestijli Eton kolejinde okumuş biri.
Belediye başkanlığı yarışında Khan sınıf farklılığını sembolize eden bu çarpıcı zıtlıktan yararlanırken, Muhafazakarların kampanyası da her fırsatta, eski bir insan hakları avukatı olan Sadiq Khan'ın "radikal görüşlü Müslümanlar" ile aynı platformları paylaştığı, güçlü bir makama gelmesi tehlikeli bir kişi olduğu temaları üzerinden yürütüldü.
Öyle ki Muhafazakar Parti içinde bile bu stratejinin yanlış olduğu, ırkçılık olarak yorumlandığı ve partiye zarar verebileceği görüşleri dile getirilmeye başlandı.
Müslüman ve 'sol' olmak
Seçimden kısa bir süre önce YouGov tarafından yapılan bir kamuoyu yoklaması Londralıların yüzde 55'inin, belediye başkanının Müslüman olmasını sorun olarak görmediğini ortaya koydu.
Eşcinsel evliliklerini savunan, içki içmemesine rağmen, kampanyasını seçim bölgesinde yıkılmaktan kurtardığı bir pubda başlatan Khan, Londralı seçmenin çoğunluğu nezdinde Müslümanlara atfedilen önyargıları yıkmayı başarmış görünüyordu.
Ama aynı yoklamanın bir diğer önemli sonucu katılanların yüzde 31'inin Müslüman aday konusunda rahatsızlık ifade etmesiydi.
Sadiq Khan'ın İşçi Partisi içindeki konumlanışı da oyların yönünde etkisi olabilecek bir faktör olarak zaman zaman gündeme geldi.Khan partinin sol kanadından. Ama 8 ay önce büyük kitle desteğiyle parti liderliğine getirilen Muhafazakarların "fazla sol" buldukları Jeremy Corbyn'den çok, önceki lider Ed Milliband'a yakınlığıyla biliniyor. Yine de kampanyası sırasında rakipleri, sendikalara yakınlığı nedeniyle onun "fazla solda" olduğunu belirterek bir kısım seçmeni etkilemeye çalıştılar.
Khan burada da enerjikliği ve esnekliğiyle "pratik bir solcu" izlenimi vermeyi başarmış görünüyor.
Khan, kampanyasında öne çıkardığı, ucuz kamu taşımacılığı, konut krizine sosyal çözümler getirme ve hava kirliliği ile mücadele gibi "halkçı" öncelikleriyle seçmene ulaşmakta etkili olmuş görünüyor.
Londra belediye başkanının elinde, düşünüldüğü kadar geniş olmasa da, çok önemli yetkiler var:
Britanya sınırları içindeki en büyük polis teşkilatı Londra belediye başkanına bağlı.
Başkentte neyin yapılacağı ve neyin yıkılacağına ilişkin çerçeveyi çizme ve denetleme yetkisine sahip.
Ülkenin tümünün bağımlı olduğu kent ekonomisi ve ulaştırma ağları üzerinde sıkı bir denetim gücü var.