Tempo24 - Galatasaray’ın Brezilyalı yıldızı Casio Lincoln suskunluğunu bozdu. Lincoln, Almanya kampında GS TV’nin sorularını yanıtlarken geçtiğimiz sezonu değerlendirdi. Bu yıldan beklentilerini anlattı. Galatasaray taraftarına olan bağlılığı ve hayranlığının altını özellikle çizdi. Türkiye’ye geldiğinden bu güne ilk kez konuştu. İşte Lincoln’den çok özel mesajlar…
"Ben ilk önce Galatasaray taraftarlarına sıcak bir merhaba göndermek istiyorum. Çok uzun zamandır benim Galatasaray taraftarına seslenme şansım olmamıştı. Bu röportaj sayesinde kendilerine selam gönderiyorum.
Geçen sezon benim için gerçekten çok iyi başlamıştı. Ancak şunu kesin olarak açıklamamız gerekiyor ki, ben ne yazık ki hep maç içersinde sakatlandım. Bana karşı gerçekten çok sert fauller yapıldı. Maçlar dahilindeki sakatlanmaların dışında ben ciddi sorunlar yaşamadım. Benim için sezon tabiî ki daha iyi geçebilirdi fakat bu faullerin bende yarattığı sakatlıkların sıkıntılarını yaşadım. Dolayısıyla yaşadığım bu sakatlıklar nedeniyle geçtiğimiz sezon için “Evet benim istediğim gibi geçti” diyemem.
Biz geçtiğimiz sezon takım olarak çok çalışarak başarıya ulaştık. Geçen sene takımda tek sorun yaşayan ben değildim. Bir çok arkadaşım en az benim kadar ağır sakatlıklar yaşadı. Basının bu noktada Galatasaray’ın aleyhine bir tutum izlediğini gözlemledik ancak buna karşılık biz çok çalıştık. Takımı oluşturan herkes gerçekten kazanmak istedi ve biz çok çalışarak şampiyon olduk. Şampiyonluğu takım olarak hak ettik.
Tüm dünyada şampiyonluk hedefleyen büyük takımların sahip olması gereken bir şey vardır. O da geniş bir kadrodur. Geniş bir kadroda oyuncuların sadece sayısına değil niteliklerine de bakmak gerekir. İyi oyunculardan kurulu geniş bir kadronuz varsa ve oyuncularınızın yaş ortalaması 20 yada 30 olması sizin için fark etmemelidir. Bunun dışında en önemli unsurlardan biri, belki de takımın mümkün olduğunca fazla oyun oynaması, yani birlikte oynamaya alışık olmasıdır. Kendimden bahsetmem gerekirse, takımın içerisinde bulunduğum bu 1 yıllık dönemde adaptasyon sürecini geçirmekte olduğumdan bahsedebilirim. Her geçen gün hepimiz birbirimizle oynamaya daha fazla alışıyoruz ve bu tecrübe, birbirimizle oynama alışkanlığı bizi daha da ileriye götürecek. Yaşın ise ben önemli olduğunu düşünmüyorum. İyi oyuncular 20 ya da 30 yaşında olabilirler. Onların iyi olmalarını yaşları belirlemez. Kaliteleri ve yaptıkları önemlidir.
Geçen yılla ilgili çok değerli anılarımız var. Çok zor zamanlar geçirdik. 1-0 zorlukla kazandığımız birçok maç oldu. Ama bu maçlarda aldığımız puanlar bizi şampiyonluğa götürdü. Sadece bir maçtan ya da birkaç maçtan bahsetmem mümkün değil. Tüm takım olarak gerçekten zor etaplardan geçip sene sonunda şampiyon olduk ki, bence önemli olan geçirdiğimiz sezonun bütünü… Ama yine de Gençlerbirliği maçı bende gerçekten çok fazla yer etmiş bir maçtır. Hatta o maçtaki formalardan birini ben de yıkamadım evde aynı çamurla saklıyorum. Çerçeve yaptırdım ve duvarımda duruyor. Şampiyonluk yolunda unutulmaz bir maçtı.
Benim için ailem çok önemli. Öyle zannediyorum ki bunu da herkes biliyor. Ben yaklaşık 7-8 senedir evimden uzakta Avrupa da top oynuyorum ve ailemi ancak sezon sonlarında görüyorum. Ailemi gördüğüm kısa dönem için kendimi şarj etme dönemi diyebilirim. Yine bu sene kendimi ailemin yanında bir süre şarj edebildikten sonra döndüm ve şimdi önümüzdeki sezona hazırlanmaya gayret ediyoruz.
Brezilya’da ben bölgesel şampiyonluklardan sonra Schalke de iki kez kupa kaldırma şansına eriştim. Fakat hiç ulusal bir ligin şampiyonu olmamıştım. Benim için gerçekten çok değişik bir heyecandı. O gece kaldırdığım kupanın, benim kaldırdığım ilk ulusal lig şampiyonluğu olması açısından çok büyük önemi vardı.
Geçen sezon en iyi çıkış yapan oyuncu derken; 1 veya 2 oyuncudan bahsetmem gerekiyor. Geçtiğimiz yıl bizi gerek saha içersinde, gerekse saha dışında bozabilecek birçok etken vardı. Fakat biz tüm bunlarla başa çıkabilecek kuvvete sahip olduğumuzu gösterdik ve bence bu çok önemli. Geçen sene biz bir şampiyonluk elde ettiysek bunu tüm takım halinde elde ettik. Önemli olan da bunun görülmesi ve anlaşılmasıdır. 1 veya 2 oyuncunun çıkısından bahsetmek yerine bence bir takım başarısından bahsetmemiz daha doğru olur.
Kamp ortamı çok güzel. Çok pozitif bir dönem geçiriyoruz. İyi bir hazırlık dönemi geçiriyoruz. Hiç kimse biz geçen yıl şampiyon olduk diye bu sene kolayca şampiyon olacağımızı düşünmesin. Şampiyon olmuş bir takımın başında her zaman daha büyük dertler, daha büyük sorunlar vardır. Biz bu nedenle daha fazla çalışmalıyız ki, bu şampiyonluk unvanımızı elimizde tutmayı becerebilelim. Bu yıl bizim için çok zor olacak. Ona hazırlanmak için çok olumlu bir dönemden geçiyoruz şu anda.
İstanbul hoşuma gidiyor. Ama bildiğiniz gibi ben çok evden çıkan birisi değilim. Çalışma dönemlerinde benim yaptığım evden antrenmana, antrenmandan eve gidip gelmektir. Fakat arada sırada bir veya iki gün serbest vaktimiz olduğunda İstanbul’da biraz dolaştığım, arkadaşları görmeye gittiğim oldu. Özellikle son dönemde benim dışarı çıktığım hakkında biraz fazla spekülasyon yapıldı. Oysa biliyorsunuz ben gerçekten evcimen bir adamım ve vaktimin çoğunu evde geçirmeyi tercih ederim.
Galatasaray’ın taraftarını sözcüklerle anlatmam imkansız. Ne söylersem söyleyeyim, size onların tam tarifini yapamayacağım. Bir çok takımda oynadım. Ve oynadığım takımlarda seyircinin bana hoş bir ilgisi ve sıcak bir yaklaşımı oldu. Fakat Galatasaray seyircisinin bana gösterdiği yaklaşımı sözcüklerle anlatmak gerçekten mümkün değil. Bu gerçekten farklı bir şey. Bana geldiğim günden beri, sadece saha içinde değil saha dışında da bir yere gittiğim zaman gösterdikleri ilgi gerçekten çok özel. Ben bunu gerçekten anlatacak kelime bulamıyorum. Devamlı olarak bana hep çok güzel çok sıcak yaklaştılar. Kontratlı bir oyuncu olarak benim Galatasaray’da ebediyete kadar kalacağımı düşünmek mümkün değil. Ben bir gün gideceğim veya Galatasaray benimle olan kontratını ister istemez bitirecek. Fakat Galatasaray taraftarının benim kalbimdeki, benim gönlümdeki yeri ebediyete kadar sürecek. İlk gün nasıl karşılandığımı hatırlıyorsunuz. O ilk gün karşılandığımda edindiğim izlenim, o günün görüntüleri benim hala aklımda. Bazen yalnız kaldığımda, evde oturduğumda birden aklıma geliyorlar. Bu benim için çok önemli.
Ne yazık ki futbolda tamam, şimdi hazırım diyemezsiniz böyle bir şey yok. Fakat benim istediğim gerçekten geçtiğimiz yıl yaşadığımız sorunlardan, benim yaşadığım sorunlardan kurtulmuş ve onlardan bir şeyler öğrenmiş olarak kendimi bu önümüzdeki yıla daha iyi hazırlamış olmak. Geçen yıl hepimiz hep beraber bir takım sorunlar yaşadık. Ümit ederim bu sene aynı sorunlarla uğraşmak zorunda kalmayız ve daha iyi bir sezon geçiririm. Fiziki olarak tabiî ki ufak tefek sorunlarım var. Fakat bunlar oynamamı engelleyecek sorunlar değil.
Şampiyonlar Ligi bizim için gerçekten değişik bir tecrübe. Çünkü geçtiğimiz yıl çok iyi bir Süper Lig oynamış, kupada çok büyük başarılar elde etmiş olabiliriz. Ama Şampiyonlar Ligi’nin, UEFA’nın, Süper Lig’in ve Türkiye Kupası’nın oynandığı koşullar tamamıyla birbirinden farklıdır, bunları birbirleriyle karşılaştırmamak gerekir. Ben bu yıl geçtiğimiz yılla karşılaştırıldığında çok daha iyi bir takımımız olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynı takım bir yıl boyunca birbirleriyle oynadı, birbirlerini tanıdı. Dolayısıyla evet bu yıl şansımız çok yüksek ve ümit ederim iyi bir Şampiyonlar Ligi geçiririz bizim ligimizin yanında.
Her oyuncunun aklında bir hedef, her oyuncunun bir hayali mutlaka vardır. Fakat Galatasaray oyuncusunun hedefi olabilecek en iyi noktaya kadar gitmek olmalıdır. Ve ben öyle zannediyorum ki tüm takım arkadaşlarımızın içerisinde bu var. Daha önce ben Schalke’de oynadığımda orada biz büyük başarılar kazandık. Şunu öğrendim her şeyden önce bir futbolcu olarak her zaman başarılı olmanın her zaman galip gelmenin hayalini kurmalıyız. Tamam bir maç kazanmış olabiliriz ama bir maç hedefe ulaşma yolundaki ancak bir adımdır. O maçı kazanıp akşam eve döndüğünüzde bunun o adımlardan biri olduğunu ve başarılı olma yolunda önünüzde başka adımlar olduğunu unutmamanız gerekir. Başarı için eğer adım bu hedefleri görürsek bence başarılı olamamamız için bir sebep yok.
Bizim Şampiyonlar Ligi ön elemesi maçımız bu yıl oynayacağımız en zorlu maçlardan biri olacak. Ama o takım ya da bu takım olsun diye düşünmemeliyiz. Bugün karşımıza bir CSKA, bir Fenerbahçe, bir Gençlerbirliği çıktığı zaman bizim bunların her birini ayrı ayrı ve aynı değerlendirebilmemiz gerekir. Dolayısıyla futbolda bu takım çıksa da onla oynasam, şu takım daha iyiydi gibi hesapları yapmamak gerekir.
Bütün bir yıl boyunca birlikte oynadığımız için bu yıl daha güçlenmiş bir takımla taraftarın karşısına çıkacağımızı söylemiştim. Özellikle Kewell’ın gelişiyle birlikte daha da güçlendik. Ama unutmamak gerek yeni oyuncularımıza bizim sabırla yaklaşmamız gerekir. Çünkü ister istemez takıma uyum süreci yaşayacaklardır. Dolayısıyla onların bizim hedeflediğimiz, bizim hayal ettiğimiz başarıya ulaşmaları için beklemek mecburiyetindeyiz. Dediğim gibi bu yıl hücum hattında olduğu gibi savunma hattımızda çok güçlü. Bunu hep birlikte göreceğiz.
Ben Galatasaray’ın oyuncusuyum. Galatasaray’a mümkün olduğunca faydalı olmak için çalışıyorum. Sonuçta Galatasaray için oynuyorum. Fakat oynarken her zaman Galatasaray taraftarı için, onların gözlerine güzel gelecek bir futbol sergilemek için onların gurur duyacakları sonuçlara ulaşmak için oynuyorum. Ben bunu aklımdan hiç çıkarmıyorum. İlk geldiğim günden beri benim hem aklımda, hem de gönlümde Galatasaray taraftarının çok özel bir yeri çok güzel bir görüntüsü oldu. Ve ben hep bunun hakkını vermek için oynuyorum. Kendilerinden ricamız sadece benim değil, tüm oyuncuların ricası var. Sadece geçtiğimiz yılı düşünerek değil, bu yıl da bizim her maçımızda kendilerine ihtiyacımız olduğunu düşünerek aynı geçen yıl yaptıkları gibi bizi desteklemeye devam etsinler. Sadece saha içinde değil gerekirse saha dışında da bizi desteklediklerini hissettirsinler. Biz de onların yardımıyla yine şampiyonluğa ulaşmak için, kendilerine layık olmak için elimizden geleni yapalım. Ama bizi desteklemeye devam etsinler".