Lice'de Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında olduğu 16 kişinin 1993'te öldürüldüğü olaylara ilişkin dönemin Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu ile o sırada üsteğmen olan Tünay Yanardağ'ın yargılandığı davada, o günün tanıklarından Fesih Ersönmez konuştu. O sırada ilkokul öğrencisi olan Ersönmez, "Okulun yanındaki evler yanıyordu, insanlar okula doğru kaçtılar. Helikopterden ateş açtılar" dedi. Mağdur Murat Canpolat ise askerlerin ''Taş üstünde taş bırakmayacağız'' dediğini söyledi. Mahkeme heyeti, mağdur avukatlarının dönemin Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal ile OHAL Valisi Ünal Erkan'ın ifadelerine başvurulmasını istemesi ve olayların ardından bölgede bulunan gazeteci Tayfun Talipoğlu ile Mithat Bereket'in de dinlenmesini talep etmesi üzerine, talepleri değerlendirmek için duruşmayı 17 Kasım'a erteledi.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin öldürüldüğü olayla ilgili İzmir'de görülen davaya devam edildi.
1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuksuz sanık dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu yer almazken, bazı mağdur ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmayı HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan da izledi.
Tanık olarak ifadesine başvurulan Fesih Ersönmez, o dönemde ilkokul 3'üncü sınıfta okuduğunu ve olayın olduğu gün okulda bulunduğunu aktardı. Teneffüste oldukları sırada silah seslerini duyduklarını ve öğretmenlerinin bahçedeki öğrencileri okul binasına aldığını aktaran Ersönmez, "Okulun yanındaki evler yanıyordu, insanlar okula doğru kaçtılar. Helikopterden ateş açtılar. Saat 2 gibi öğretmenler bizi bıraktı evimiz okula yakındı, arkadaşımın evi daha uzaktı o da bizim eve geldi. Eve gittiğimizde çatının kurşunlanmış olduğunu gördüm. Bütün mahalleli ahıra saklanmıştı, sabaha kadar hayvanlarla beraber kaldık. Babam beni aramak için evden çıkmış dönmemişti, onun gelmemesinin nedeni de helikopterden açılan ateş sonucu seken bir mermi amcamı yaralamıştı. Bugün polis, asker görünce içimizde titreme oluyor" dedi.
Mağdur Murat Canpolat ise saldırının askerler tarafından yapıldığını belirterek, "Sabah saat 9.00'da çarşıdaydım. Askeriyeden anons geldi. Herkes evine girsin denildi. Eve gittik silah sesleri duyduk. Amcamların evine roket atıldığı için amcam ve çocukları öldü. Dört kişi ailemizden kaybettik. Askerler geldiğinde 'Taş üzerinde taş bırakmayacağız' dediler. Üç gün emniyette gözaltında kaldım. Herhangi bir olay olmadan heryeri yakmaya başladılar. Şikayetçiyim. Lice'nin yüzde 70'i bu durumdan dolayı mağdur. Bir kişi değil herkes sorumlu. Yapanların cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.
Mağdur avukatı Suat Çetinkaya, dönemin Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal ile OHAL Valisi Ünal Erkan'ın ifadelerine başvurulmasını ve olayların ardından bölgede bulunan gazeteci Tayfun Talipoğlu ile Mithat Bereket'in de dinlenmesini talep etti. Mağdur avukatı Gül Kireç Kaya is olay yerinde keşif yapılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, Şaban Maltaş, Murat Canpolat ve Abdurrahman Ayaz'ın davaya müdahilliğini kabul etti. Mahkeme Başkanı Hatice Demir, talepleri değerlendirmek üzere duruşmayı erteledi.
İddianame ve davanın geçmişi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin ölümü nedeniyle dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu ile o dönem üsteğmen olan emekli Jandarma Kurmay Albay Tünay Yanardağ hakkında, "taammüden öldürme", "halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıla kadar hapis cezası istenmişti. Güvenlik gerekçesiyle Eskişehir'e nakledilen davanın, bu kentte TMK ile görevli mahkeme olmaması nedeniyle Yargıtay tarafından İzmir'de görülmesine karar verilmişti.
İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan davanın ilk duruşmasında, sanık avukatının talebi üzerine "soruşturma izni alınması" için yargılama durdurulmuştu. Sanığın dosyası Adalet Bakanlığına gönderilmiş, HSYK, "soruşturma iznine gerek olmadan yargılamanın yapılabileceği" yanıtını verince dosya yeniden görülmeye başlanmıştı.