-LİBYALI MUHALİFLER KARA HAREKATI İSTEDİ MİSRATA (A.A) - 20.04.2011 - Muammer Kaddafi'ye bağlı kuvvetlerin kuşatması altındaki Misrata kentini kontrol eden muhalifler, ilk kez Batılı kara birliklerinin yardımlarına koşmalarını istediler. Trablus'un 200 km doğusundaki Misrata kentindeki direnişçilerin şeflerinden Nuri Abdullah Abdullati dün akşam gazetecilere yaptığı açıklamada, muhaliflerin "insani yardım" ilkesi temelinde Fransız ve İngiliz askerlerinin gönderilmesini istediklerini belirterek, "Öncesinde yabancıların karışmasını istemiyorduk, ama bu Kaddafi'nin Grad roketleri ve uçaklar kullanmasından önceydi. Şu an durum ölüm kalım meselesine döndü" dedi. Kuşatma altındaki kentte dün yoğun çatışmalar meydana geldi. Kaddafi kuvvetlerinin ambülansları bile hedef aldıkları haber veriliyor. -NATO, İLETİŞİM ALTYAPISINI HEDEF ALDI" Libya devlet televizyonu, NATO savaş uçaklarının birkaç kentteki iletişim (telekomünikasyon) ve radyo, televizyon yayını altyapısını hedef aldığını duyurdu. Televizyonun acil koduyla ve alt yazıyla geçtiği haberde, saldırının zamanı ve diğer ayrıntılara yer verilmedi. SEYFÜLİSLAM KADDAFİ ZAFER KAZANACAKLARINA İNANIYOR Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam, muhalefet güçlerini yenilgiye uğratacakları konusunda "çok iyimser" olduğunu söyledi. Seyfülislam Kaddafi, El Libya televizyonunda yaptığı açıklamada, "Çok iyimserim, kazanacağız. Durum her gün lehimize işliyor" dedi. Oğul Kaddafi, "muhaliflerden ve özellikle de Bingazi'dekilerden öç almaya çalışmadıklarını, amaçlarının öç almak olmadığını, kimseyi öldürmeyeceklerini" söyledi. Seyfülislam Kaddafi, ancak silah ve güç kullanımının aynı şekilde karşılık bulacağı ve 2007'de "Kaddafi, İslam dini, devletin güvenliği ve ulusal birlik" olarak belirlenen 4 kırmızı çizgiyi aşanların bunun sonucuna katlanacakları uyarısında bulundu. Seyfülislam, Misrata ve Zenten'deki muhalif liderlerin "ya uyuşturucu kaçakçısı ya da on milyonlarca dolarlık borçlarını ödemekten kaçmak isteyen işadamları olduğunu" iddia etti. Seyfülislam Kaddafi ayrıca, ülkedeki güvensizlik ortamı ve on binlerce yabancı işçinin ayrılışı nedeniyle milyarlarca dolarlık projelerin askıda olduğunu söyleyerek, "herşeyin düzene gireceğini, projelerin ve işlerin yeniden başlayacağını ve yabancı işçilerin geri döneceğini" belirtti.