Libya'da ne oluyor: Hafter'in 'Türk hedeflerine yönelik hava operasyonu başlayacak' dediği Libya'da son durum ne?
28 Mayıs 2020 11:36
Ece Göksedef
2014'ten bu yana iç savaşın sürdüğü Libya'da, geçen yılın Nisan ayından bu yana Trablus'u ele geçirmeye çalışan Halife Hafter'e bağlı güçler son birkaç haftada geri çekilmeye başladı.
Bunda, Trablus hükümetine bağlı birliklere destek veren Türkiye'nin payı büyük. Hafter'e bağlı hava kuvvetleri bunun üzerine, bayram sonrası Libya'daki Türk hedeflerine yönelik büyük bir bombardıman düzenleyeceğini açıkladı.
Türk hedeflerine doğrudan saldırı düzenlenmesi durumunda, ülkede birbiriyle çatışan taraflara doğrudan ya da dolaylı destek veren ülkelerden biri ilk kez hedef haline gelmiş olur.
Hem bu riskten kaçınmak, hem de Hafter'in bir yılı aşkın sürede ilerlediği bölgelerin çoğundan birkaç hafta içinde geri çekilmiş olması; Hafter'e destek veren bazı ülkelerin "ateşkes" çağrılarına ağırlık vermesine yol açtı.
Kasım 2019'da Türkiye ile Libya arasında imzalanan askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması kapsamında Türkiye, Trablus'ta Birleşmiş Milletler'in meşru kabul ettiği Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) hem silah hem de istihbarat ve askeri destek vermeye başladı.
Sadece Türk ordusundan güvenlik yetkilileri değil; Suriye'den de UMH'ye destek olmak üzere 5 binin üzerinde silahlı muhalif savaşçı Libya'ya gönderildi.
Yılın sonunda başkent Trablus'a çok yaklaşmış olan Hafter'in ilerlemesi, Türkiye'nin UMH'ye desteği başladıktan kısa bir süre sonra durdu. Bir süre sonra Hafter bazı küçük yerleşim birimlerini kaybetti.
Bu yıl 1 Mayıs'ta UMH, Hafter'e karşı operasyon başlattığını duyurdu. 18 Mayıs'ta Trablus çevresindeki birçok küçük yerleşim yeriyle birlikte Vatiyye Hava Üssü'nün kontrolünü de almıştı.
Operasyonlar sırasında Birleşik Arap Emirlikleri'nin sağladığı Rus yapımı hava savunma sistemleri etkisiz hale getirildi ve Trablus hükümeti, bu sistemlerin görüntülerini paylaştı.
Bu kazanımlardan sonra hedefi daha da büyüterek Trablus'un güneyindeki Kasr Bin Gaşir Havalimanı'nı Hafter güçlerinden geri almak için operasyon başlatıldı. Bu hedef de gerçekleştirilirse sırada Trablus'un güneybatısındaki Tarhuna şehrinin olduğu açıklandı.
Rusya'nın pozisyonu değişiyor mu?
Trablus'un kazanımlarından "insani bir jest yaparak geri çekildiğini" duyuran Hafter'e verilen desteğin bir kısmı da olumsuz etkilendi.
Hafter'in 1 yılı aşkın süredir Trablus'u kuşatma hedefine ulaşamaması ve nihayetinde geri çekilmesi, Moskova'da soru işaretlerine yol açtı.
Son birkaç yıldır Hafter'e verdiği desteğin sonuçsuz kaldığını görmek istemeyen Kremlin, Tobruk'taki sivil meclise yöneldi.
Hafter'in bağlı olduğu Tobruk'taki Temsilciler Meclisi'nin başkanı Akile Salih İssa, Nisan ayı sonunda ülkedeki farklı grupların bir araya gelip görüşmesini ve yeni bir hükümet kurulmasını önerdi.
Bu öneriden birkaç gün sonra, Al Monitor'un haberine göre, aşiret liderleriyle yaptığı bir toplantıda "Rus siyasi danışmanlarının Libya'da olduğu artık bir sır değil, Hafter'in Trablus savaşını kazanamaması üzerine bana destek verdiler" ifadelerini kullandı. Rusların Trablus'taki Fayez el Sarrac hükümetiyle görüşerek ateşkes müzakerelerine başlamayı hedeflediğini söyledi.
Akile Salih'in bu açıklamasıyla aynı gün Hafter de bir açıklama yaparak ordunun komutanı olarak yönetimi ele aldığını açıkladı. Yetkiyi Tobruk parlamentosundan değil ordudan aldığını duyurarak Akile Salih İssa başkanlığındaki meclisin yetkilerini önemsemediğinin mesajını verdi.
28 Nisan'da bir basın toplantısında konuşan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, hem Hafter'in açıklamasını eleştirdi hem de Sarrac hükümetinin eylemlerinin müzakere masasına oturmak için uygun olmadığını söyledi. Akile Salih'in sözlerini de ayrıca hatırlatarak kendisini desteklediklerini belirtti ve "Tüm Libyalıları konuşarak bir ortak nokta bulmaları için teşvik ediyoruz, umarım daha önceki çabalardan ders çıkarılmıştır" dedi.
'Daha önceki çabalar' neden sonuçsuz kalmıştı?
Ocak ayında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rus mevkidaşı Lavrov Moskova'da; şehre davet edilen Sarrac ve Hafter'in masaya oturması ve ateşkes anlaşması imzalaması için çalışmıştı.
Sarrac ateşkes anlaşmasına imza atmış, Hafter ise Rusya'nın telkinlerine rağmen süre istemişti. İki günlük süre boyunca Rusya'nın dışında en büyük destekçileri olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'daki yetkililerle görüşen Hafter, nihayetinde anlaşmaya imza atmayacağını açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem ABD Başkanı Donald Trump'a telefon ederek, Körfez'deki müttefiklerinin Hafter'i ateşkesi imzalamaya teşvik etmesi için görüşmüştü.
Ardından da mecliste yaptığı konuşmada "Ülkenin meşru yönetimine ve Libya'daki kardeşlerimize saldırılarını sürdürmesi halinde, darbeci Hafter'e hak ettiği dersi vermekten de asla geri durmayacağız" demişti.
ABD bu kez dolaylı olarak müdahil oldu
Ateşkes görüşmelerinin çökmesinin üzerinden dört buçuk ay geçti. Hafter hedeflediği ilerlemeyi sağlayamadı, Rus Dışişleri Bakanı ilk kez 28 Nisan'daki basın toplantısında Hafter'i açıkça eleştirdi.
18 Mayıs'ta Vatiyye Hava Üssü'nü ele geçiren UMH birlikleri, Rus yapımı savunma sistemlerinin görüntülerini uluslararası basına verdi. Birkaç gün sonra Hafter'e bağlı hava kuvvetlerinin başındaki Sakr Curuşi, UMH'nin bu ilerleyişinde büyük katkısı olan Türkiye'ye ait tüm hedeflerin bombalanacağını duyurdu. Türkiye de, böyle bir durumda "Hafter'e bağlı tüm unsurların meşru hedef olarak görüleceği" karşılığını verdi.
Son birkaç günde ise Batı'nın Rusya'ya, Libya'daki savaşı körüklediği yönündeki eleştirileri arttı.
25 Mayıs'ta Reuters, Beni Velid şehrinin belediye başkanı Salim Alayvan'a dayandırdığı haberinde, Trablus kuşatmasında savaşan Rus askerlerin silahlarıyla birlikte Beni Velid Havalimanı'ndan üç uçağa bindirilerek daha doğuda, Hafter kontrolünde ancak savaş bölgesine yüzlerce kilometre uzakta olan Jufra bölgesine gittiğini duyurdu.
26 Mayıs'ta ABD ordusunun Afrika Kuvvetleri Komutanlığı, "Rusya'nın devlet destekli projelerle doğrudan Hafter'e askeri destek verdiğini değerlendiriyoruz" açıklaması yaptı.
Kremlin'e yakın Wagner Grubu, Hafter'le birlikte savaşmak üzere Libya'ya hem paralı asker hem de askeri techizat gönderiyor. Rusya ise, Hafter'i Moskova'ya davet edip üst düzey devlet görevlileriyle fotoğraf verse de, savaşa doğrudan ya da dolaylı olarak müdahil olduğunu hiçbir zaman doğrulamadı.
ABD ordusunun açıklamasında, Wagner Grubu'nun bu desteğinin doğrudan Kremlin'den alınan direktifle yapıldığı; hem siyasi hem maddi olarak Moskova'nın desteği olmadan Libya'daki savaşa böyle müdahil olamayacağı; Moskova'nın, Wagner grubunu, Hafter'e verdiği desteğin üstünü örtmek için kullandığı savunuldu.
Türk hedeflerini bombalayacağını duyuran Hafter'e bağlı hava kuvvetlerine destek olmak üzere Rus savaş uçaklarının Libya'ya gönderildiği belirtildi.
Bir gün sonra açıklamayı genişleterek MiG29 ve SU-24 uçaklarının Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü'nde durduğunu, burada kamufle edilerek Rusya'ya ait işaretlerin üzerinin boyandığını, ardından Rus pilotlarının kullandığı bu jetlerin yine Rus uçakları eşliğinde Jufra'daki üsse konuşlandığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler de Libya'yla ilgili raporunda, Rusya'nın ülkeye Suriye'den yüzlerce savaşçı gönderdiğini yazmıştı.
Rusya'dan ateşkes çağrısı
Bu açıklamanın üzerine Moskova hızlıca eyleme geçti ve Fransız haber ajansı AFP üzerinden, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un General Halife Hafter'e "derhal ateşkes ilan edilip müzakerelere başlanması" mesajını ilettiğini bildirdi.
Çarşamba günü de Rus Interfax haber ajansı, daha alt düzeyde yapılan bir açıklamayı; Rus parlamentosunun üst kanadının uluslararası ilişkiler komitesinin başkan yardımcısı olan Vladimir Çabarov'un sözlerini geçti:
"Rusya Libya'ya askeri personel göndermedi. Böyle bir teklif, parlamentonun üst kanadına hiçbir zaman onay için gelmedi."
Rusya, ateşkes çağrılarına ağırlık verirken Hafter'in diğer destekçileri Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fransa'dan henüz tavır değişikliğiyle ilgili bir işaret yok.
Çarşamba günü Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves le Drian, Libya'daki durumdan çok endişe ettiklerini ve krizin derinleştiğini söyledi. "Libya'nın Suriyelileşmesi durumuyla karşı karşıyayız." dedi ancak ülkesinin pozisyonuyla ilgili daha fazla detay vermedi.
BAE'nin Hafter'e gönderdiği askeri techizatın önemli bir kısmı Rusya'dan satın alınıyordu. Bu ticaret ve askeri destek üçgeninde bir değişiklik olup olmadığı da henüz bilinmiyor.
Ancak Hafter'in, Rusya'nın müzakere çağrısına ağırlık vermesi ve Akile Salih'le görüşmeleri sıklaştırması üzerine, daha fazla destek aramak için Mısır ve BAE'deki müttefikleriyle teması arttırdığı biliniyor.
Bu sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan cumartesi günü ABD Başkanı Trump'la bir kez daha telefonda görüştü.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ise "Başkan Trump, Libya'ya yabancı müdahalesinin kötüleşmesine ilişkin endişesinin ve hızla çatışmaların azaltılması ihtiyacının altını çizdi." ifadeleri yer aldı.
ABD Afrika Kuvvetleri Komutanlığı'nın Rusya'nın Libya'ya savaş uçağı gönderdiğine dair açıklaması da, bu telefon konuşmasından birkaç gün sonra geldi.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir