Helin Alp / ANKARA
Diyarbakır'da iki gündür devam eden "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı” dün son erdi. Konferansa katılan farklı etnik grup ve inançlardan temsilciler, çözüm ve barış sürecine ilişkin görüşlerini toplantıda ifade etti ve konferans sonuç bildirgesi yayınlandı. Ancak dünkü toplantıya Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın yaptığı konuşma damgasını vurdu.
Çözüm sürecine katkı sunmak ve süreçte Kürtlerin taleplerinin masaya yatırıldığı toplantıda, katılımcılar, özerklik, federasyon ve bağımsızlık gibi farklı görüşlerini dile getirdi. ‘Statü’ tartışmalarının yaşandığı oturumda söz alan Leyla Zana, Kürtçe bir konuşma yaparak statü talebinin ne olduğunu açıkladı.
Kürtlerin dünya ve bölge şartlarına göre taleplerde bulunması gerektiğini söyleyen Zana, "Herkesin gönlünden bir şeyler geçebilir. Bana sorarsanız senin gönlünden ne geçiyor diye; ben 'bağımsızlık' derim. Ancak Ortadoğu’nun da, dünyanın şartları da buna uygun değil. Şartlar ve koşullar düşünüldüğünde gücümüz neye el veriyorsa onu istemeliyiz" dedi.
Konuşmasında, siyasetçilerle halkın talepleri aynı olmayacağının da altını çizen Leyla Zana, "Kürtler ne istiyor, diye bir referandum yapılsa ve halk bağımsızlık ya da federasyon istemezse bunu dünyaya anlatamayız” dedi.
“Önemli olan, halkın ne istediğidir” diyen Zana, siyasetçilerin talepleri ile halkın taleplerinin arasında uçurum olmaması gerektiğini vurguladı. Zana, toplantıda şöyle konuştu:
“Halkın, talepleri öncelikli olmalı. Bugün, referandum olsa ve Kürtlere nasıl yaşamak istiyorsunuz diye sorulursa, halk birlikte yaşamak istediğini söyleyecektir. Herkesin gönlünden bir şeyler geçebilir. Burada günümüzün ihtiyaçları neyse onlar dile getirildi. Bana sorarsanız senin gönlünden ne geçiyor diye, ben 'bağımsızlık' derim. Ancak Ortadoğu’nun da dünyanın şartları buna uygun değil. Şartlar ve koşullar düşünüldüğünde gücümüz neye el veriyorsa onu istemeliyiz
200 yıldır bizler düşüncelerimizi kendimizle bile paylaşamıyorduk. İlk defa kendi düşüncelerimizi burada, birlikte yüz yüze paylaşıyoruz. Bu çok büyük başarıdır. Kürdistan toplulukları bu toplantıda özgürce kendi fikir ve düşüncelerini açıklıyor.
Bu konferansta Kürtlerin varlığı değil, varlığının kabul edilmesi konuşuluyor. Kimseden sadaka istemiyoruz. Sınırların kaldırılmasını istiyoruz. Türkiye'de daha özgür ve demokratik bir yaşam yaşamak için mücadele ediyoruz. Birliğin üç ayağı vardır; ekonomik, siyasal ve sosyal.”