Ağrı'da, yeğeni Leyla Aydemir'i (4) öldürdüğü iddia edilen amcası Yusuf Aydemir, hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıl hapis cezasının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesi'nce bozulmasının ardından bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada, Aydemir ile birlikte tüm sanıkların beraatine karar verildi.
Türkiye'nin yakından takip ettiği Leyla Aydemir davasının ikinci duruşması, bugün Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz sanıklar Yusuf Aydemir, Musa Aydemir, Mehmet Ali Aydemir, Ayşe Artam, Hatun Dursun, Besim Dursun ve Yıldırım Artam katıldı. Leyla'nın anne ve babasının katılmadığı duruşmada avukatları Erdoğan Tunç yer aldı. Mahkeme heyeti, önceki duruşmada sunulan, AFAD görevlilerine ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarının delil niteliği taşımadığına karar verdi. Cumhuriyet savcısının mütalaasında sanıklar Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun'un suçu birlikte işledikleri için ayrı ayrı cezalandırılması istendi. Ayşe ve Yıldırım Artam'ın da suça yardım ettikleri gerekçesiyle cezalandırılmaları talep edildi. Savcı, Musa ve Hatun Dursun'un beraatini istedi.
Duruşmada geçen celse mahkeme sunulan ve olayla ilgili olduğu öne sürülen bir ses kaydının çözümlemesi okundu. Mahkeme heyeti daha sonra bu ses kaydına karşı diyeceklerini sorduğu Leyla Aydemir'in ailesinin avukatı Erdoğan Tunç, şunları söyledi:
"Geçen celse sunulan ilk ses kaydını AFAD görevlisi olmayan biri vermişti. Bu ses kaydını doğrulayan yeni 4 farklı ses kaydı var. Bunları ismini vermek istemeyen bir AFAD görevlisi verdi. Ses kayıtlarının sunulduğu CD’de AFAD görevlilerinin ses kaydı olduğu söyleniyor. Ses kayıtlarını dinledim. İki önemli unsur dikkatimi çekti. Biri diğerine soruyor 'kiler meselesi nedir bilgin var mı' diye. Diğeri de 'evet bizimkiler ilk gün görmüşler nasıl olsa bırakılacak diye müdahale etmemişler.' Bizimkilerden kastının AFAD'da görevli bir kaç başka kişi olduğunu düşünüyorum. Diğer ses kaydında “biz avukat yerinde olsak ekiplerdekileri çağırır görüşürdüm.' diyen birine diğeri 'avukat çağıramaz savcı çağırır' diyor. Diğeri de 'biz konuşmayız, avukat ses kaydı alır' diyor.”
"Soruşturmayı mahvettiniz, konuşmama izin vermiyorsunuz, başkanlık taslıyorsunuz"
Tunç, mahkeme heyeti başkanının ses kayıtlarıyla ilgili sorular sorması üzerine "Soruşturmayı mahvettiniz, soruşturma başka tamamlandı. Konuşmama izin vermiyorsunuz, başkanlık taslıyorsunuz” deyince mahkeme heyeti başkanı, Tunç'un ifadesinin sonra alınacağını söyledi. Bu karara tepki gösteren Tunç'un “Siz bu yetkiyi nereden alıyorsunuz?” demesi üzerine mahkeme heyeti başkanı "Bunu yetkilerden alıyorum" yanıtını verdi.
Duruşmada sanıklar ile avukatlarının söz konusu ses kayıtları hususunda beyanlarının alınması sonrası yeniden Tunç'a söz verildi. Duruşma ifadelerinin alınmasıyla devam etti.
Mahkeme heyeti, kısa aradan sonra davayla ilgili kararını açıkladı. Heyet, 7 sanığın da cezalandırılması için yeterli delil olmadığını belirterek, beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyeti, istinaf yolunun da açık olduğunu bildirdi. Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili faillerin bulunması için Cumhuriyet Savcılığı'na ihbarda bulunulduğu da belirtildi.
Leyla Aydemir davasında tüm sanıklara beraat
Leyla Aydemir davasının duruşmasından sonra açıklama yapan UCİM Genel Başkan Danışmanı avukat Ayşegül Aydoğan, “Leyla tam 4 yaşındaydı ve bir dere kenarına öldürülüp acımasızca atıldı. Bugün okula gidecekti ama yok aramızda ama Leyla’ya bunu yapanlar 4 senedir aramızda. Bizler gibi markete gidip otobüslere biniyorlar. Bu insanları, bir başka çocuğa yine zarar vermek için halkın arasına saldık. Biz verilen kararı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ne utançtır ki Leyla davası, bugün faili meçhul bir cinayet olmuştur. Asla peşini bırakmayacağız. Bu dünyada adalet sağlanmadı ama öbür tarafta mutlaka sağlanacak” dedi.
"Şaşkınlık içindeyiz"
Mahkemenin beklemedikleri şekilde hızlıca beraat kararı verdiğini söyleyen Leyla Aydemir’in anne ve babasının avukatı Erdoğan Tunç da "Bugün duruşma yapıldı. Şaşkınlık içindeyim. İstinafın bozma ilamından sonra dosyaya yeni deliller sunduk ancak bunlar incelenmeye alınmadan önceki kurulan ara kararlardan vazgeçilerek yangından adeta mal kaçırılırcasına tüm sanıklar hakkında hızlıca beraat kararı verildi. Tüm sanıklar hakkında verilen beraat kararlarını bir üst mahkeme olan istinaf mahkemesine taşıyacak, hukuk mücadelemiz devam edecek. Şu anda her şey bitmiş değil. Karara çok şaşırdık. Dosyada eksik bulunan birçok eksik vardı. Karar duruşması beklemiyorduk ancak mahkeme kendi kurduğu ara kararlardan vazgeçerek bugün sırf bir karar vermek adına dosyada çok önemli delilleri görmezden gelerek bu kararı verdi. Hatta bizi neredeyse hiç konuşturmadı bile. Dolayısıyla bu karar üzerine şaşkınlık içindeyiz" diye konuştu.
18 gün donra cesedine ulaşılmıştı
Ağrı'da 15 Haziran 2018'de Ramazan Bayramı dolayısıyla ailesiyle dedesini ziyarete gittiği Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in bulunması için çalışma başlatılmıştı. Bu kapsamda ekiplerce bölgedeki dere yatakları, sazlık alanlar, otla kaplı araziler, köydeki metruk yapılar, tandır evleri, ahır ve çocuğun gidebileceği bütün alanlar, kadavra köpekleri de kullanılarak aranmıştı. Leyla Aydemir'in cesedi, kaybolduktan 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların arasında bulunmuş, vücudunda darp ya da yara izine rastlanmayan çocuğun cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti.
Olayın ardından minik Leyla'nın ölümüne ilişkin 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Davanın 2 Ekim 2020'de bu mahkemede görülen karar duruşmasında tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, diğer sanıklar Y.A, B.D, H.D, M.Aydemir, M.A.Aydemir ve A.A. ise delil yetersizliğinden beraat etmişti.
Yerel mahkeme gerekçeli kararında, amca Yusuf Aydemir'in husumetli olduğu ağabeyini tehdit maksadıyla kızını oyun oynama bahanesiyle kaçırıp sakladığı, ölümü üzerine de serin bir alanda beklettiği, aramaların gevşetilmesi ve köyde normal hayata dönülmesini fırsat bilerek de cesedini dereye attığı kanaatine varıldığını vurgulamıştı.
|