Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD ve müttefiklerinin, Suriye’nin Duma yerleşim yerinde düzenlendiği bile kesinleşmeyen bir kimyasal saldırı iddiasını gerekçe göstererek bu ülkenin vurulması emrini verdiklerinde Suriye’deki çatışmaların sona erdirilmesi için BM himayesinde düzenlenen Cenevre barış görüşmelerini de bombaladığını söyledi.
Sputnik'te yer alan haberlere göre, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile Moskova’da yaptığı görüşme sonrasında düzenlenen bir basın toplantısında, 14 Nisan’da Suriye’de kimyasal silah üretiminde kullanıldıklarını iddia ettikleri tesisleri vuran ABD, İngiltere ve Fransa’ya yüklendi.
Lavrov, “Rusya, Türkiye ve İran liderlerinin 4 Nisan’da Ankara’da bir araya geldikleri zirve sonrasında Cenevre’de Suriyeliler arasında gerçek bir diyalog kurulmasına yardımcı olacak görüşmeleri yeniden başlatmaya çok yaklaşmıştık” dedi.
Rus Dışişleri Bakanı, O nedenle ismini andığım ülkeler (ABD, İngiltere ve Fransa) sadece Suriye’deki uydurma ‘kimyasal tesisleri’ değil Cenevre’deki görüşmeleri de bombaladılar” ifadelerini kullandı.
Moskova’da Lavrov’un yanı sıra Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’yla da bir görüşme yapan De Mistura ise, ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye saldırısı sonrası BM’nin önceliğinin ‘tansiyonu düşürmek’ olduğunu söyledi.
De Mistura şu ifadeleri kullandı: “Geçen hafta olanlara rağmen, ki bu henüz çok yeni bir olay, Rusya’nın (Suriye’deki) siyasal sürece güçlü bir biçimde bağlı olmasını duymaktan çok memnumum. Bu kimyasal saldırı iddiasını geride bırakmamız önemli. Zira temel bir süredir odaklanamadığımız temel meselelere (siyasal süreç) geri dönmeliyiz.”
ABD, İngiltere ve Fransa, Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki Doğu Guta’da o dönemde silahlı grupların elinde kalan son yerleşim yeri olan Duma’da ordunun kimyasal saldırı düzenlediği iddialarını gerek göstererek Suriye’de kimyasal silah üretiminde kullanıldığını ileri sürdükleri çeşitli tesisleri vurmuşlardı.
Rusya ve Suriye, düzenlendiği iddia edilen saldırının kurmaca olduğunu söylüyor. Nitekim Duma’daki pek çok görgü tanığı ve doktorların ifadeleri, Duma’da meydana gelenin kimyasal saldırı olmadığı görüşünün güçlenmesine yol açıyor.