Gündem

Lastiğe ateş açmış, kurşun başına gelmiş!

Baran Tursun davasında özel bilirkişi direk kafaya ateş edildiğini belirtirken, savcı, 'Lastiğe ateş açılmış, kurşun başına gitmiş' dedi

08 Mayıs 2009 03:00

Baran Tursun davasında özel bilirkişi kurşunun sekmediğini, kafatasında 1,5 cm'lik delik olduğunu söyledi. Savcı ise, polisin "kanunun emrini yerine getirirken kast olmaksızın aşarak öldürme" suçundan yargılanmasını istedi.

İzmir'de "dur" ihtarına uymayan ve polisle girdiği kovalamacada başından vurularak yaşamını yitiren Baran Tursun davasının bugünkü duruşmasında, Tursun'un babası Mehmet Tursun'un avukatlığını yaparken görevinden istifa eden avukat Alper Bağıran ifade verdi.

Olayın gerçekleştiği gün Baran Tursun'un kullandığı cipte bulunan ve tanık olarak ifadesi alınmak üzere karakola götürülen Atilla Doğan ile Emre Ökçelik'in yakınlarının isteği üzerine Bayraklı Polis Karakolu'na gittiğini kaydeden Bağıran, şunları söyledi:

Ben ne konuşacağını söyledim

"Karakolda tanıklarla görüşmek için girişimde bulunurken hilal şeklinde bir grup polisin sıralandığını gördüm. Takım elbiseli bir kişinin 'Ben arkadaşa ne konuşacağını söyledim. Bu olaydan hiçbir şey çıkmayacak' dediğini duydum. Bunun üzerine oradaki polis memurlarından birine 'Bu nasıl iştir. Siz adaletin sağlanması için görevlisiniz' diyerek tepki gösterdim. O da bana yanlış anlamış olabileceğimi söyledi. Daha sonra takım elbiseli kişinin Bornova Asayiş Şube Müdürü Bülent Girgin olduğunu öğrendim."


Duruşmada, olaya müdahale eden ambulansta görevli doktor Sabit Solak ile itfaiye görevlileri de ifade verdi.

Özel bilirkişi raporu mahkemede

Mehmet Tursun'un avukatları, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ufuk Katkıcı'nın hazırladığı bilirkişi raporunu mahkemeye sundu.

Prof. Dr. Katkıcı, mahkeme heyetine raporuyla ilgili bilgi verdi. Katkıcı, "Sekme olsaydı kafatasında bu kadar düzgün şekilde 1.5 santimetre çapında delik oluşmazdı" dedi.

Sanık avukatlarından Tolga Yurdakul'un "Adli Tıp Kurumunda görevli kendi branşlarında uzman 9 kişinin hazırladığı raporda kesin ifadelere yer verilemezken siz nasıl kesin görüşler öne sürebiliyorsunuz?" sorusu üzerine Prof. Dr. Katkıcı, "İncelendiğinde benim raporumla Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki olmadığı görülür. Ben daha açıklayıcı bir rapor hazırladım" diye konuştu.

Tursun ailesinin avukatları, sunulan raporun da göz önünde bulundurularak otopside görev alan uzman doktorların dinlenmesini talep etti. Özel bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini belirten ve değerlendirmeye alınmamasını isteyen sanık avukatları ise otopside görev alan doktorların dinlenmesinin dosyaya yenilik getirmeyeceğini savundu.

Mahkeme heyeti, Tursun ailesinin avukatlarının talebini reddetti.

Savcı: Kasıt yok, lastiğe ateş etmiş

Cumhuriyet Savcısı Sedat Bacaksız, esas hakkındaki mütalaasını yazılı olarak mahkemeye sundu.

Sedat Bacaksız, daha önce de iki kez alkollü olduğu belirlendiği için ehliyetine el konulan Baran Tursun'un olay gecesi 147 promil alkollü olduğu halde sürücü belgesiz olarak arkadaşlarıyla seyrederken trafik ekibi tarafından durdurulmak istendiğini ancak Tursun'un otomobilini bağlatmamak için ilk olarak Haydar Aliyev Caddesi kavşağında polisin "dur" ihtarına uymayıp kaçtığını savundu.

Aracın kaçtığının anons edilmesi üzerine birden fazla ekip otomobilinin tepe lambasını yakarak Tursun'un kullandığı cipi takibe aldığı, olayın meydana geldiği Manas Bulvarı yakınlarına polisin dubalar yerleştirdiği ancak Tursun'un hızını kesmeyip barikatı geçmeye çalıştığı öne sürülen mütalaada, olay anıyla ilgili olarak özetle şunlar kaydedildi:

"Polis memuru Oral Emre Atar ile ekip arkadaşı Veysel Aydın, aracın durmayacağını anlayınca durdurmak için Atar'ın tabancasıyla 2 el, Aydın'ın ise 3 el havaya ateş ettiği, aracın durmayıp polis araçlarından oluşan barikatın arasından geçtiği sırada polis memuru Atar'ın aracın arkasından durdurmak amacıyla lastikleri hedef alarak ateş ettiği, Atar'ın kullandığı tabancadan çıkan merminin arabanın arka camını kırıp bir parçasının Baran Tursun'un başına isabet ettiği, bunun üzerine Tursun'un kullandığı aracın yolu ikiye bölen orta refüjdeki ağaçlara çarptığı anlaşılmıştır."

Cumhuriyet savcısı, "olası kasıtla adam öldürmek suçundan" hakkında dava açılan polis memuru Atar'ın bu suç yerine "kanunun emrini yerine getirirken görev sınırını kast olmaksızın aşarak öldürme" suçunu işlediği kanaatine vardığını belirterek, sanığın Türk Ceza Kanunu'nun 24/1, 27/1, 85/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Sanıklar ile Tursun ailesinin avukatlarının süre talebini yerinde gören mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Mayısa erteledi.

Avukat: Yazılı mutala hukuk gafı

Duruşmanın ardından Mehmet Tursun ile ailenin avukatları basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Avukat Aysu Koç, cumhuriyet savcısının duruşma öncesinde yazılı olarak mütalaasını hazırlayıp dosyaya koymasını "hukuk gafı" olarak değerlendirdiklerini söyledi.

Mehmet Tursun ise mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirerek, kendilerine destek verenlere teşekkür etti.

İzmir Bayraklı'da 25 Kasım 2007'de polis ekiplerinin "dur" ihtarına uymadığı için takibe aldığı Baran Tursun yönetimindeki 35 AL 9207 plakalı araç, ağaçlara ve elektrik direğine çarpmıştı.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan ve başının arkasında kurşun yarası tespit edilen Tursun, bir süre yaşam destek ünitesine bağlı kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti. Kovalamaca sırasında ateş açtığı için tutuklanan polis memuru Oral Emre Atar, ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Olaya müdahale eden 10 polis hakkında "suç delillerini gizledikleri" iddiasıyla dava açılmıştı. (dha)