Gündem

'Kurumların imamları var, cenneti cehennemi satabilirler'

Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu mitingde 'Hırsız var' pankartı açan bir kişi gözaltına alındı

03 Mart 2014 22:20

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bunların kendilerine göre imamları var, kainatın imamı var Pensil. Kıtaların imamları var, bir de Türkiye'nin de imamı var, Türkiye'deki kurumların imamları var. Bende şaşırdım, bayağı safmışız. İllerin, ilçelerin imamları var. Bu arada cenneti, cehennemi satabilirler" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu miting sırasında 'Hırsız var' pankartı açan bir kişi gözaltına alındı.

Erdoğan, Osmaniye Devlet Bahçeli Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

 

"İstikbalimizi aydınlatacağımız bir seçime giriyoruz. Burada şu çok önemli hususları sizlerle paylaşmak istiyorum. 30 Mart seçimlerinin sonucu şimdiden belli oluyor. Bütün saldırılara rağmen, hücumlara rağmen AK Parti bir kez daha gümbür gümbür geliyor. AK Parti mahalli seçimlerde yeni bir rekora hazırlanıyor, AK Parti sandıktan bir kez daha birinci parti olarak çıkıyor. Anketler bunu gösteriyor, sokak bunu gösteriyor, meydanlar bunu gösteriyor. Bunu biz, ne kadar biliyorsak, siz ne kadar biliyorsanız, inanın muhalefet de çok iyi biliyor. 30 Mart'ta bir kez daha yenileceklerini anladılar.

Bitlis'te bir araya geldiler. Nasıl da birleşiyorlar CHP, MHP, BBP, DSP ve Demokrat Parti beşi bir olmuşlar. Topunu bir yere koysan yüzde 7 yapıyor. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olur mu? Olay bu, olmaz. Kaybedeceklerini bildikleri için kara propagandaya başladılar. Ne diyorlar 'sandıkta hile olacak' iftiralarını yaymaya başladılar. CHP'nin genel müdürüyle MHP'nin genel başkanı ruh ikizidirler. Bunlar yanlarına bir üçüncüyü buldular. Kim o? Pensilvanya. Şimdi 3 kafadar bir araya geldiler ve sokakları kendilerine göre hareketlendirecekler."

 

‘Kainatın imamı var Pensilivanya'da’

 

Başbakan Erdoğan, vatandaşların evlerinin kapılarını çalıp, "AK Parti'ye oy vermeyin de CHP'ye, MHP'ye oy verin" diyenler olabileceğini ifade ederek, "30 Mart'ta bunlara şunu söyleyeceksiniz; 'Benim başörtümle siz uğraştınız, siz. Sizin imamınız bizim başörtümüze 'furuattır' dedi. 28 Şubat'ta imam hatipler kapatılırken, üniversiteler kapatılırken, başörtülülerin önü kesilirken sizin imamınız başörtüsü 'furuattır, açın başınızı girin' dedi. Öyle mi? Hadi sen kardeşim, sen git' deyin" diye konuştu.

Erdoğan, kendilerinin sadece cami imamlarını bildiklerini ama paralel yapının kendilerine göre imamları bulunduğunu vurgulayarak, "Şimdi bunların kendilerine göre imamları var, kainatın imamı var Pensilvanya'da. Kıtaların imamları var, bir de Türkiye'nin de imamı var, Türkiye'deki kurumların imamları var. Ben de şaşırdım, bayağı safmışız. İllerin, ilçelerin imamları var. Bu arada cennet, cehennem satabilirler" diye konuştu.

Alandakilerin "Dik dur eğilme, imam hatip seninle" tezahuratları üzerine Erdoğan, "Hiç endişeniz olmasın. Bu Başbakanınız oradan geldi mi, 4 çocuğu oradan geldi mi? Endişeniz olmasın. Biz, bu işte çok çile çektik, fakat biz ayrım yapmadık" dedi.

 

‘Okyanus ötesine verip veriştiriyordu ama şu anda araları kıyak’

 

"Bu kâinatın imamı başların açılmasını tavsiye etti, üniversitelere öyle girin dedi. Şimdi de sıkılmadan, utanmadan kapılara geliyorlar" diyen Erdoğan, merhum gazeteci Savaş Ay'ın, 1991'de Fetullah Gülen ile yaptığı bir röportajı hatırlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu röportajda çok enteresan ifadesi var. Ben de 1-2 gündür meydanlarda anlatıyordum, ama sesli olduğunu bilmiyordum. Çok enteresan, 'Ben, Hazreti Cebrail'i çok severim, hatta o hatırıma geldiği zaman burnum sızlamaya başlar. Hayatımda bir kere oy kullandım, bunun dışında oy kullanmadım. Hazreti Cebrail parti kursa ona bile oy vermem.' Şimdi ben bu zata gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; 'Hazreti Cebrail parti kursa oy vermem' diyen zat, kalkıyor 'CHP'ye ve MHP'ye oylarınızı verin' diyor. Bunu nasıl anlatacaksın, aklıselim kardeşlerime sesleniyorum, oraya gönül veren saf, temiz, ihlaslı kardeşlerime sesleniyorum; Gelin 30 Mart'ta bu oyunu bozun diyorum. 30 Mart bundan dolayı başka. Çok daha ilginç bir yanı var. MHP'nin Genel Başkanı bizim şu andaki durumumuza daha önce düşmüş, okyanus ötesine verip veriştiriyordu ama şu anda araları kıyak. Demek ki bir an oluyor öyle, bir an böyle. Öyle ya da böyle 30 Mart'ta bu çarkı tersine çevirmek için gece gündüz demeden kapı kapı dolaşmaya var mıyız?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Osmaniye'den MHP'nin Genel Başkanına çok basit bir soru soruyorum: Sayın Genel Başkan neden susuyorsun? Milletvekillerinin görüntülerini yayan bu alçaklar karşısında  neden susuyorsun? Milletvekili seçimlerinde senin milletvekillerinin görüntülerini bunlar yayınladılar, neden susuyorsun? Milletvekilliklerini, il başkanlarını dinleyen bu hainler karşısında neden susuyorsun?” dedi.

Erdoğan, Osmaniye Devlet Bahçeli Meydanı'nda düzenlenen partisinin mitinginde yaptığı konuşmada, ekonomik gelişmelere değinerek göreve geldiklerinde Türkiye'de milli gelirin 230 milyar dolar olduğunu şimdi ise 800 milyar doları bulduğunu belirtti.

CHP ve MHP'ye gönül verenlere seslenen Erdoğan, “Biz iktidarı kimden aldık? MHP'den aldık. MHP 5 yıllığına orada durması gerekiyordu ama duramadı. 3,5 yılda kaçıp gitti. 5 yıllığına iktidar oldun. Neden kaçıp gidiyorsun? 230 milyar dolardan bize teslim etti. Biz bunu 10 senede 800 milyar dolara çıkardık. İhracatımız 36 milyar dolardı, 79 senede 36 milyar dolar ama biz onu şu 10 senede 152 milyar dolara çıkardık” diye konuştu.

MHP'nin kendilerine borç bıraktığını ifade eden Erdoğan, bu borcu kendilerinin ödediğini söyledi.

Merkez Bankasının kasasında 124 milyar dolar olduğunu belirten Erdoğan, “Şimdi soruyorum: yolsuzlukların olduğu bir iktidar bu borçları ödeyip, Merkez Bankasının döviz rezervini buraya getirebilir mi?” ifadesini kullandı.

 

‘Sayın Genel Başkan neden susuyorsun?’

 

Göreve geldiklerinde Türkiye'nin bölünmüş yolunun 6 bin 100 kilometre olduğunu, 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını belirten Erdoğan, “Farkımız bu. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapabilir mi” diye sordu.

İşçi ve memurların yıllarca sömürüldüğünü, CHP, MHP, DSP, ANAP ve Doğru Yol'un zorunlu tasarruf adı altında para kestiğini aktaran Erdoğan, devletin işçisine, memuruna borçlu olamayacağını ve bu nedenle borçları ödediklerini anımsattı. Erdoğan, konut edindirme yardımı adı altında kesilen paraların da ödendiğini dile getirdi.

Yatırımların devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, okul kitaplarının ücretsiz dağıtıldığını, üniversite öğrencilerine verilen burslarının arttığını anlattı.

Adalet, emniyet saraylarının yapıldığını aktaran Erdoğan, göreve geldiklerinde 9 ilde bulunan doğalgazın şu anda 73 ilde olduğunu kaydetti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdi bakıyoruz, kirli kirli işler peşinde CHP dolaşıyor, MHP dolaşıyor. Bunları anlamak mümkün değil. Türkiye'yi bu tür montaj kasetlerle esir almak istiyorlar. Şimdi buradan, Osmaniye'den MHP'nin Genel Başkanına çok basit bir soru soruyorum: Sayın Genel Başkan neden susuyorsun? Milletvekillerinin görüntülerini yayan bu alçaklar karşısında  neden susuyorsun? Milletvekili seçimlerinde senin milletvekillerinin görüntülerini bunlar yayınladılar, neden susuyorsun? Milletvekilliklerini, il başkanlarını dinleyen bu hainler karşısında neden susuyorsun? 450 MHP'li yol arkadaşını dinleyenler karşısında neden sus pus oluyorsun? Ey Genel Başkan, yahu Geziciler'e sahip çıkmak sana mı kaldı? İstanbul'un fethinden rahatsız olanlara sahip çıkmak sana mı kaldı? Bizans kostümleri giyenlere karşı neden sesin çıkmıyor?”

 

‘Sessiz kalmamız mümkün değil’

 

Erdoğan, merhum Said-i Nursi'nin neredeyse tüm hayatını zindanlarda, sürgünde geçirdiğini, çok cefalar çektiğini belirtti. Nursi'nin Osmaniye'ye gelişini anlatan Erdoğan, “Orada şöyle bir şey anlatıyorlar: çeşmenin başında durdu, 'Bu dağın adı nedir?' diye sordu. 'Gavur Dağı' dediklerinde, 'Buranın ismi Nur dağı olsun' dedi. Arkasından da şunu söyledi, bu da çok manidar: 'Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır' dedi” diye konuştu.

Osmaniye'den Şanlıurfa'ya giden Nursi'nin polisler tarafından yeniden Isparta'ya götürülmek istendiğini anlatan Erdoğan ancak Şanlıurfa halkının ona sahip çıktığını belirterek şöyle devam etti:

“Demokrat Parti il başkanı silahını masanın üzerine koyuyor, 'Götüremezsiniz' diyor. Bu münakaşa devam ederken, Said-i Nursi Şanlıurfa'da Hakk'a yürüyor, son nefesine kadar mücadele ediyor. Sibirya'dan kaçıp vatanına geliyor ama vatanının hapishanelerinden dahi kaçmayı düşünmüyor. Şimdi ise onun izinden gittiğini iddia edenler hiçbir sebep yokken, vatanlarından kaçıyor. Hiçbir sebep yokken Pensilvanya'yı bırakıp ülkeye dönmüyorlar. Dönmedikleri gibi burayı da karıştırıyorlar. Ülkeyi karıştırmanın, fitne çıkarmanın, ülkeye ihanet etmenin gayreti içine giriyorlar. Bu olaylar karşısında tabii ki bizim de sessiz kalmamız mümkün değil.”

CHP'nin darbelerin partisi olduğunu, kasetlerin partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, “Şu andaki zat kaset ile geldi ama unutmayın kasetle de gidecek. Hiç endişeniz olmasın. Ama ben şunu anlayamıyorum: MHP'nin bir ihanet şebekesiyle hareket etmesini hiç kimse izah edemez. MHP bu yanlış ortaklığın altında kalır. MHP, eğer dönüş yapmazsa alnına bu işbirliğiyle çok kara bir leke kondurur” değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, MHP'ye gönül verenlerin, bu süreç içerisinde gerekli dersi MHP yönetimini vereceğini kaydetti.