-KÜRTÇE SAVUNMA TALEBİNE RET İZMİR (A.A) - 20.07.2010 - İzmir'de geçen yıl Aralık ayında düzenlenen operasyonla gözaltına alınan ve ''terör örgütüne üye olmak'', ''yasa dışı gösteri düzenlemek'', ''Bayrak yakmak'' gibi suçlardan haklarında dava açılan sanıklar, Kürtçe savunma yapmayı talep etti. Mahkeme heyeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararını gerekçe göstererek, talebi reddetti. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinde, çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan ve ''terör örgütüne üye olmak'', ''Korsan gösteri düzenlemek'', ''Bayrak yakmak'' gibi suçlardan yargılanan 11'i tutuklu 18 öğrencinin yargılandığı duruşmada, öğrencilerden 7'si anadillerinin Kürtçe olduğunu belirterek, Kürtçe savunma yapmak istedi. Mahkeme başkanı Güngör Tosunoğlu, ''Türkçe'yi gayet güzel konuşuyorsun. Halen üniversitede Türkçe eğitim görüyorsun. Neden Kürtçe savunma yapmak istiyorsun?'' şeklindeki sorusuna sanıklardan Turan Kaygısız, ''Ben Türkçe savunma yapmak istemiyorum. Anadilim olan Kürtçe'de savunma yapmak istiyorum. Kendimi Kürtçe daha iyi ifade edebileceğim kanaatindeyim. Bu hakkın tanınmaması halinde savunma yapmak istemiyorum'' şeklinde karşılık verdi. Bazı sanıklar ise arkadaşlarının taleplerini desteklediklerini ancak Kürtçe bilmedikleri için Türkçe savunma yapacaklarını dile getirdiler. -ARA KARAR- Mahkeme heyeti, sanıkların Türkçe bildikleri halde Kürtçe savunma yapma taleplerini oybirliğiyle reddetti. Gerekçedeyse şu ifadelere yer verildi: ''Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 202. maddesinde sanık ve mağdurun meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilmemesi halinde, mahkeme tarafından atanan tercüman aracılığıyla savunması veya iddiasının alınacağı belirtilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinin 3-e bendinde, duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşmadığı takdirde bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanma hakkının bulunduğu belirtilmiştir. Bu maddeyi yorumlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 7 Aralık 1983 tarihli kararında, başvuranın Fransa'da doğduğu ve eğitim gördüğü ve Fransızca dilini konuşmakta sıkıntısının olmadığının anlaşılması karşısında bir tercümanın yardımından yararlanma hakkının, açıkça sanığın mahkemenin kullandığı dili anlamadığı veya konuşamadığı durumlarda geçerli olacağını belirtmiştir. Anayasamızda da bu yasalara ve AİHS'ine aykırı bir hüküm bulunmayıp, paralellik arz etmektedir. Savunmasını Türkçe yapmayan sanıkların Türkiye'de eğitim gördükleri ve resmi dil olan Türkçe'yi okullarda okudukları, bu şekilde Türkçe'yi bildikleri anlaşılmaktadır. Türkçe'yi bilmelerine rağmen resmi dil haricinde savunma yapmak istekleri, AİHS'nin 17. maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamındadır.'' Sanıklar ise Kürtçe savunma yapmak konusunda ısrarlı olduklarını ifade ettiler. Yargılama sonunda mahkeme heyeti tutuklu yargılanan sanıklardan 3'ünün tahliyelerine karar vererek duruşmayı erteledi. Sanıkların avukatlarından Nezahat Paşa Bayraktar, müvekkillerinin Kürtçe savunma yapmak konusunda ısrarlı olduklarını, konuyu AİHM'e taşıyacaklarını bildirdi.