Kürtaj oranlarının doğum oranını geçtiği ülke: Grönland
Peki neden ülkede hamile kalan kadınların yarısı gebeliklerini sonlandırmayı seçiyor?
16 Mayıs 2019 14:17
Dünyanın en büyük adası Grönland, kürtaj oranının da en yüksek olduğu ülkelerin başında geliyor. Ülkede hamile kalan kadınların yarısından fazlası gebeliklerini sonlandırmayı seçiyor.
Grönland'da resmi verilere göre 2013 yılından bu yana her yıl yaklaşık 700 doğum, 800 de kürtaj kayda geçti.
Peki ülkede kürtaj oranları neden bu kadar yüksek?
'Okulun son yıl, şu an bebek sahibi olamam'
BBC'ye konuşan 19 yaşındaki Piia*, son iki yılda 5 kez kürtaj olduğunu söylüyor.
Grönland'ın başkenti Nuuk'ta yaşayan Piia, "Kürtaj konusunu sakınmadan konuşabiliyoruz. Son kürtajımı olduğumda hem ailem hem de arkadaşlarımla bunu paylaştığımı hatırlıyorum. Genelde korunuyorum ama bazen unutuyorum da. Okulumun son yılı, şu an bebek sahibi olamam" diyor.
Piia yalnız değil. 1 Ocak 2019 itibarıyla nüfusu yaklaşık 56 bin olan ülkede hamile kalan kadınların yarısından fazlası gebeliğini sonlandırdı. Yani yaklaşık olarak her 1000 kadından 30'u kürtaj oluyor.
Danimarka genelinde ise kürtaj oranı, her 1000 kadında 12.
Grönland, Danimarka'ya bağlı özerk bir bölge.
Tabu mu?
Ekonomik zorluklar, olumsuz barınma koşulları ve eğitimsizlik gibi sorunların kürtaj oranlarını etkilediği düşünülüyor. Ancak doğum kontrolünün bedava ve kolayca erişilebilir olması, bu açıklamanın yeterli olmadığına işaret.
Kürtajın yasal ve bedava olduğu pek çok ülkede istenmeyen gebelikler bir tabu olarak görülürken, Grönland'da kadınlar arasında çok daha rahat konuşulan bir konu.
Kürtaj günü
Peki o zaman neden istenmeyen gebeliklerin oranı bu kadar fazla?
Danimarka'daki Roskilde Üniversitesi'nde bu konu üzerine doktora yapan Turi Hermannsdottir, "Grönland'da kürtajın bir tabu ya da ahlaki kınama konusu olmadığı görülüyor. Evlilik öncesi seks ve istenmeyen hamilelikler için de aynı şey geçerli" diyor.
Hermannsdottir ayrıca, başkent Nuuk'da her Çarşamba öğrencilerin cinsel sağlık merkezlerine gidebildiğini, bu nedenle Çarşamba günlerinin "kürtaj günü" olarak da anıldığını söylüyor.
Bedava doğum kontrolü
Piia, çoğu arkadaşının bedava ve erişimi kolay olsa bile doğum kontrolüne yanaşmadığını belirtiyor.
Grönland'da kürtaj konusunda yıllardır araştırmalar yürüten jinekoloji uzmanı Stine Brenoe ise, "Yaptığım ankete katılan kadınların yarıya yakını doğum kontrol yöntemlerinden haberdar olduğunu söylerken, yüzde 85'i ya bunları kullanmıyor ya da yanlış kullanıyor" diyor.
BBC'ye konuşan Brenoe, alkol tüketiminin de, hem erkek hem kadınların korunmayı unutmasına ve istenmeyen gebeliklere sebep olabildiğine dikkat çekiyor.
Hermannsdottir ise, Grönland'da kadınların neden korunmadığını 3 başlıkta açıklıyor:
"Birinci grup, çocuk isteyen kadınlar; ikinci grup, alkol ve şiddet gibi nedenlerle çalkantılı yaşamları olan ve doğum kontrol haplarını almayı unutanlar; üçüncü grup da, partnerleri prezervatif takmayı reddedenler."
Şiddet ve cinsel istismar
Tecavüze uğrayan ya da şiddet ve istismarın yaşandığı sorunlu bir eve bir bebek getirmek istemeyen kadınlar, kürtaja yönelebiliyor.
Grönland'da kadına yönelik şiddet, tekrarlayan bir sağlık sorunu olarak görülüyor. İskandinav Sağlık ve Sosyal Sorunlar Merkezi'ne göre, ülkede her 10 genç öğrenciden biri annelerinin şiddet gördüğünü söylüyor.
Çocuklar evlerinde şiddete tanık olmakla kalmıyor, pek çoğu şiddete maruz kalıyor.
Hükümetin cinsel istismarla mücadele politikalarını yürüten Ditte Solbeck, Danimarka basınına yaptığı açıklamada Grönland'daki her üç yetişkinden birinin çocukken bir tür istismara maruz kaldığını söylemişti.
Doğum kontrol hakkındaki bilgiler sınırlı
Araştırmalara göre, Grönland'da yaşayan aileler yaygın olarak cinsel sağlık konusunda konuşmaktan ya kaçınıyor, ya da zor ve garip buldukları bu konuyu tartışmayı erteliyor.
Piia da, "Ertesi gün hapını daha geçen ay keşfettim. Bunun bir seçenek olduğunu bilen çok fazla insan olduğunu sanmıyorum. Annem bana asla cinsel sağlık konusunu açmıyor. Bazen okul aracılığıyla, ama çoğunlukla arkadaşlarım üzerinden cinsellikle ilgili bazı şeyleri öğrendim" diyor.
Dünyanın en yüksek intihar oranına sahip ülke
Uluslararası Kutuplar Sağlık Dergisi'nin verilerine göre Grönland'da intihar oranları da çok yüksek.
Her yıl 100 bin kişiden 83'ü intihar ediyor ve bu kişilerin önemli bir bölümü gençler. İntihar girişimlerinin yarısından fazlası da genç erkeklere ait vakalar.
Grönland 1953 yılında Danimarka Krallığı'nın topraklarına ait olduğunda anadil olarak Danca öne çıktı ve hem toplum, hem de ekonomide keskin değişimlere yol açtı.
Nüfusun yüzde 88'ini oluşturan Eskimolar olarak da bilinen Inuit yerlileri, kendi kültürel miraslarını korumaya çalışırken bu modern topluma ayak uydurmaya çalıştı.
Pederson, "Grönland geleneksel toplumdan modern yaşama geçmeye çalışırken pek çok insan zorlandı, alkol tüketimi arttı ve hem şiddet hem de cinsel istismarı tetikledi. Adada yaşayan çoğu kişinin daha önce intihara kalkışan bir tanıdığı var" diyor.
Herkes için bedava kürtaj
Bazıları Grönland'ın kürtaj oranlarını düşürmek için uygulamanın paralı olmasını önerirken, bazıları kürtajın bedava olmasının oranlarla ilgili olmadığını savunuyor. Zira Danimarka'da aynı politikalar yürütülmesine rağmen kürtaj oranları daha düşük.
Grönland'da şiddet ve istismara uğramış çocuk ve kadınlarla çalışmış olan Norveçli profesör Johanne Sundby, kürtajın paralı olmasının "daha ucuz ve tehlikeli kürtaj piyasasının" önünü açacağı endişesinde.
Oyuncak Bebek projesi
Grönland'da resmi verilere göre gençler 14-15 yaşlarında seks yapmaya başlıyor ve 15 yaşındakilerin yüzde 63'ü düzenli seks hayatına sahip.
Hükümet de, okullarla işbirliği içinde gençlerin çocuk sahibi olmanın sonuçlarını daha iyi anlayabilmeleri için "Oyuncak Bebek projesini" hayata geçirdi.
Erkek ve kız öğrencilere gerçek bebekler gibi davranan ve hisseden, gerçekmiş gibi duran oyuncak bebekler veriliyor. Bu bebeklerin gazının çıkarılması, bezlerinin değiştirilmesi, onlarla ilgilenilmesi gerekiyor. Amaç, 13-18 yaş aralığındaki gençlerin bebek sahibi olmanın getirdiği sorumlulukları kavraması.
Broene, "Kadınların önemli bir bölümü kürtajın zor bir karar olduğunu düşünüyor. Eğer kürtajdan eminlerse travma semptomları göstermeyebilirler ancak ben şu ana kadar kürtajı önemsemeyen bir kadın görmedim. Deneyimlerim, kadınların kendilerini korumak için bu konuyu her zaman konuşmadığı, bazı sağlık uzmanlarının da bunu 'ilgisizlik' olarak algılayabildiği yönünde" diyor.
Pedersen ise, kadınların kürtaja olan bakışının yanlış anlaşılmasını, resmi anadili Danca olan ülkede özellikle başkentin dışında yaşayan pek çok insanın bu dili akıcı olarak konuşamıyor olmasıyla da açıklıyor:
"Grönland'da pek çok hastam akıcı olarak Danca konuşmuyordu ve çok sayıda hastane çalışanı da Grönlandca'ya hakim değildi. Bana kalırsa hükümet şiddet, istismar ve alkol gibi eğilimlerin istenmeyen gebeliklerle ilgisini araştırmalı."
*Kaynağın kimliğini korumak için ismi değiştirilmiştir.