Gündem

Kürt meselesinde maço ittifakı

03 Temmuz 2010 03:00

T24 - Kürt sorununuyla ilgili olarak Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı'nın "kuma" çözümü ve bu çözüme Diyarbakır Ticaret Odası başkanı Galip Ensarioğlu, Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar ile BDP'li Hasip Kaplan'ın verdiği yanıtları eleştiren Ayşe Böhürler, "maço bakışta birleşenlerin çözümde birleşemediklerini" belirtiyor. 

Yani Şafak gazetesi yazarlarından Ayşe Böhürler'in "Kürt meselesinde maço ittifak" başlığı ile (3 Temmuz 2010) kaleme aldığı yazısı şöyle:


Kürt meselesinde maço ittifak


Siyasetin içinde maço bakışı taşıyan çok kişinin varlığına şahit olursunuz. "Memleketin erkek insan gerçeği bu" deyip geçersiniz. Değişimi bir sonraki nesile havale edersiniz. Ancak son günlerde gündem olan bir açıklama göz ardı edilecek gibi değil.

Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı "hısım olanlar hasım olamaz" yaklaşımı içinde "buradakiler oradakilerden ikinci eş alsın, Kürt sorunu böyle çözülür" açıklaması ile hepimizin kanını dondurdu. Sonradan özür ve yanlış anlaşılmaya ilişkin açıklama yapsa da konu yenilir, yutulur ve savunulur cinsten değil. Bir kere özür açıklamasında yer alan "medya çarpıttı" ifadesini de ayrıca sorunlu buluyorum. Burada medya söylenmeyen bir sözü olmayan, bir olayı bağlamından kopartmış değil ki? Bu nedenle medyayı suçlamak yerine, ciddiyetsiz bir yaklaşım sahibi olarak kendini eleştirmesini daha manidar bulurdum.

Konu çok yönden kınamayı gerektiren birçok yaklaşımı içeriyor.

Burada sanki evlilik bir tür etnik asimilasyon aracı olarak görülmüş. Kürtlerle evlenip karışalım, ancak onları ikinci eş olarak alalım ki... Yani Kürt kadınlarına ancak ikinci eşlik reva görülüyor. Kendiliğinden, hayatın içinde muhabbetle yaşanan böyle birçok olay zaten var. Kişisel tercihtir, hiç kimsenin karışmaya hakkı yok. Ancak bunu bir siyasetin parçası imiş gibi sunmak, nereden bakarsanız bakın, hastalıklı bir kişisel bakışın izlerini taşıyor. Her kesimde, her düşünce ve inançta bu bakışı paylaşan insanları bulmak mümkün. Hele de bir kitle partisinde... Partinin değerleri ve kuruluş felsefesi ile alakası olmayan, hatta taban tabana zıt bu tür yaklaşımlar içeren yurdum insanları her yerde var. Önemli olan böyle zihniyete sahip olanların sözlerinin kaale alınabileceği bir konumda olmamalarıdır.

Ancak konuya ilişkin Diyarbakır Ticaret Odası başkanı Galip Ensarioğlu'nun açıklamasını da aynı derecede sorunlu buluyorum. "Kürt sorunu bu şekilde çözülecekse, onlar bize iki versin biz onlara bir kız verelim" derken bir yanlış bakışı düzeltmiyor, aynı yanlış bakışa kendi yöresinden cevap veriyor. Hiç beklemediğim bir cevap da Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar'dan geldi: "Karadeniz'e Kürt erkeği gönderelim" diyerek aynı maço bakışın yöresel farklarının altını çizmiş oldu.

Bırakın Kürt meselesini, hiç bir sorunun bu yaklaşım ile çözülemeyeceği ortada. Böyle konuların siyasetin kaba malzemesi yapılması da ayrı bir sorun. Buyurun BDP milletvekili Hasip Kaplan'ın açıklamasına bakın: " Belediye Başkanı, hükümetin Kürt sorunuyla ilgili hiçbir projesi olmadığı için, kendince bir formül yaratmış. Türkiye'de Medeni Kanun ve Anayasa'ya aykırı olarak çok eşliliği savunan ve imam nikâhıyla meşruiyet kazandırmaya yönelik bu çözüm modeli AK Parti zihniyetini ortaya koyuyor." Üstelik bu sözlerin sahibi şimdiye kadar Ak Parti hükümeti döneminde getirilen, kadınlara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldıran, 2004'teki Anayasa'nın 10. Maddesi'nden başlayarak töre cinayetlerine, çalışma hayatından aile içi şiddete kadar birçok kadın lehine değişimi içeren yasaya destek vermeyen bir partiye mensup. Çok değil bir ay önce, Anayasa değişiklik paketi içinde kadınlara pozitif ayırımcılık içeren maddeye bile EVET oyu vermeyen BDP milletvekilinin konuşması bir başka ciddiyetsiz tutumu ortaya koyuyor.

Maço bakışta birleşenler nedense meselelerin çözümünde birleşemiyorlar.

Kürt meselesinin çözümünü, maço düşünen adamların bu meseleyi çözmek için masaya oturmamasında görüyorum.