Gündem

Kürt kadınlar neden kendilerini yakıyor?

'Benim bedenim yüzünden bana acı çektirdiniz. Alın, ben de bu bedeni yakıyorum, ortadan kaldırıyorum'

26 Haziran 2013 19:59

Irak'ın Kürt Yönetimi'nin başkenti Erbil'de son günlerde en çok konuşulan konulardan biri Kürt kadınlarının intihar vakaları... Kürt kadınlar kendilerini yakarak intihar ediyor. Bu örneklerden biri de 14 yaşındaki Meryem... Meryem kendini yakarak intihar etmek istedi. Meryem'in iki ablası da kendilerini yakarak intihar etti ve iki kardeş aynı gün hastanede hayatını kaybetti.

Peki neden Kürt kadınlar kendilerini yakıyor? Bu durumu bazı psikologlar şöyle açıklıyor: Benim bedenim yüzünden bana acı çektirdiniz. Alın, ben de bu bedeni yakıyorum, ortadan kaldırıyorum.

Erbil'deki intihar vakalarını ele alan BBC Türkçe'den Mahmet Hamsici'nin haberi şöyle:

14 yaşındaki Meryem Nebil, Irak Kürt Yönetimi'nin başkenti Erbil'deki bir hastanenin yanık ünitesinde tedavi görüyor. Vücudu sargılarla kaplı, canı yanıyor, konuşurken zorlanıyor. Vücudu sargılarla kaplı, canı yanıyor, konuşurken zorlanıyor. Meryem, Sızlamalar eşliğinde hastaneye geliş hikayesini anlatıyor.

Ailesi Meryem'in cep telefonunu kontrol ederken erkek arkadaşından gelen mesajları görmüş. Bu olay üzerine Meryem erkek arkadaşından kendisiye evlenmesini istemiş. Ancak erkek arkadaşı onu terk etmiş.
"Ailem, telefonumdaki mesajlarıma bakıp erkek arkadaşım olduğunu öğrendi. Kendimden çok utandım ve ailemin yüzüne bakamadım. Erkek arkadaşımdan benimle evlenmesini istedim. Beni reddetti, ben de bu yüzden kendimi yaktım" diye özetliyor hikayesini.
 

İki ablasından sonra kendisi de intihara teşebbüs etti
 

Bu, Meryem'in ikinci intihar girişimi. İlkinde çamaşır suyu içerek kendini öldürmek istemiş. Tedavi olduktan sonra erkek arkadaşının kendisine yardım etmemesi durumunda aynı şeyi tekrar yapacağını söylemiş.
Meryem’in iki ablası Meryem daha küçükken intihar etmiş. Meryem’in ablalarından büyüğü bir tartışma sırasında daha küçük ablasına vurunca annesi de büyük ablaya vurmuş. Bunun üzerine büyük abla kendini yakmış ve hasteneye kaldırılmış. Bu duruma üzülen kardeşiyse evde beklerken üzerine sıcak su dökerek intihara teşebbüs etmiş. İki kız kardeş aynı gün hastanede ölmüşler.
Tedavisi sırasında Meryem'e, yengesi Majide Muhammed eşlik ediyor. Meryem'le aynı mahallede oturan yengesi olay gününden beri onunla birlikte.
Meryem’in intihar ettiği gün daha dün gibi gözlerinin önünde: "Bir çığlık duydum. Kocamla kendimizi dışarı attık. Oraya vardığımızda ateş kontrol altına alınmıştı ama üzerindeki bütün giysiler yanmıştı. Üzerine biraz su döktüm. Hastaneye giderken yol boyunca erkek arkadaşının adını sayıkladı ve Allah'tan af diledi. Kendisini hayatta bıraktığı için Allah'a dua ediyordu."
Odalarından sürekli çığlık ve sızlama seslerinin yükseldiği hastanede Meryem'e benzer hikayeleri olan daha birçok kadın var.
 

'Kazayla oldu diyorlar ama aslında intihar teşebbüsü'
 

Yanık tedavisi için bu hastaneye gelen kadınlar yaşananlarla ilgili akrabaları dışındaki kimseyle konuşmak istemiyor.
Doktorlara ise kendilerini kazayla yaktıklarını söylüyorlar.
Ama gerçek farklı gibi görünüyor.
Majide Muhammed, “Buradaki birçok insanlar doktolara soba ya da benzin patlaması sonucu yandıklarını söylüyorlar ama bana kendilerini yaktıklarını anlattılar” diyor.
Yanık ünitesinde görevli doktorlardan Mhamed Nebil, ünitedeki kadınların neredeyse tamamının intihar nedeniyle yandıklarını iddia ediyor.
Nebil, "Bu hastanenin yanık ünitesine ayda yaklaşık 400 kadın geliyor. Onların yüzde 99.9'u intihara teşebbüs etmiş. Çoğu beşinci derece yanıkla buraya geliyor" diye konuşuyor.
Nebil, erkeklerin ve çocukların yanık ünitelerindeki yanık türü ve derecesiyle kadınların ünitesindekilerin tamamen farklı olduğunu söylüyor.
 

İstatistik tartışması
 

Konuyla ilgili görüştüğüm Süleymaniyeli gazeteci ve sanatçı Julie Adnan, Erbil dışındaki kentlerdeki hastanelerde de kadınların yaşananları gizlemek için kazayla kendilerini yaktıklarını söylediklerini belirtiyor.
Resmi rakamlara bakılırsa her yıl ortalama bir kaç yüz kadın yanarak ölüyor.
Ancak kadın hakları savunucularına göre gerçek rakamlar daha fazla.
Kürt bölgesinde kadın haklarıyla ilgili bir bakanlık yok. Bu konuyla ilgili çalışmalar Kadın İşleri Yüksek Konseyi tarafından yürütülüyor.
Konseyin başındaki isim Pakhshan Zangana bir bakan statüsünde algılanıyor.
Konseyin Erbil’deki merkezinde görüştüğüm Zangana, kendi yakma yoluyla intiharları kabul ediyor ancak bunların oranının kadınların benzer baskılar altında yaşadığı benzer toplumlarda yaşananlardan daha fazla olmadığını söylüyor.
Pakhshan Zangana, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde kadınların hakları için sürekli yeni adımlar atıldığını, kadın haklarıyla ilgili yeni yasal düzenlemeler yapıldığını söylüyor ve kadın intiharlarının da azaldığını belirtiyor.
Bölgede kadın haklarıyla ilgili çalışma yürüten Kadın Haklarını Güçlendirme Derneği Başkanı Suzan Aref’se, yeterli resmi soruşturmalar yürütülmemesi nedeniyle ellerinde doğru rakamlar olmadığını söylüyor: “Yetkililer kadın örgütleriyle çalışmak istemiyorlar. Siyasi partiler de istemiyor. Herşeyi kontrol ediyorlar. Rakamlar aşağı gidiyor deniyor ama bir şeffaflık yok. Çok çalıştıklarını göstermek için yüksek rakamları açıklamak istemiyorlar.”
Aref kendilerinin de yeteri kadar veri toplayamadığını çünkü yaralanan kadınların korktukları için kendilerine konuşmadığını söylüyor.
 

'Kadınları yakıp intihar süsü veriyorlar'
 

Kadın İşleri Yüksek Konseyi Başkanı Pakhshan Zangana'ya göre bölgede kadın haklarını geliştirmek yönünde olumlu adımlar atılıyor.
Peki kadınlar neden intihar ediyor?
Zangana, Irak Kürdistan bölgesinin bir dönüşüm yaşadığını, eski dönemin toplumsal yapısının hemen değişmediğini, bu değişim sürecinde zorluklar yaşandığını, bu zorlukların üstesinden gelemeyen kadınların intihar yolunu seçtiğini belirtiyor.
Kadın haklarıyla ilgili çalışmaları bulunan Süleymaniyeli fotoğrafçı ve sanatçı Julie Adnan, “Sorun, Kürt bölgesindeki toplumsal yapı” diyor.
Suzan Aref’se bölgede zorunlu evlilik, erken evlilik, şiddet, eğitim hakkından yoksunluk, çalışmaya izin verilmemesi gibi sorunlar karşısında kadınların yalnız ve sahipsiz kalmasının altını çiziyor: “Kimse kadını desteklemiyor. Toplum ve aile kadını çok ağır şekilde cezalandırıyor. Sorunlarını kendi içine atmak zorunda kalıyor. Birçok durumda herkes onu suçluyor, onu dövüyor. Ailelerimiz çok muhafazakâr. Kadın sorununu kimseyle konuşamıyor, kimseden destek alamıyor ve sonunda canına kıyıyor.”
Aref ayrıca yanarak ölme olaylarının yaklaşık yüzde 90’ının intihar değil cinayet olduğunu iddia ediyor: “Namus cinayetlerine verilen cezalar artırıldı. Bunun üzerine namus cinayetleri farklı yollarla işlenmek isteniyor. Kadınları yaktıkları zaman cinayetle ilgili kantıları ortadan kaldırmış oluyorlar. Bazı olaylardaysa aileler kadınları kendilerini yakarak inithar etmeleri için teşvik ediyorlar.”
 

Neden kendini yakma yöntemi?
 

Kadın Haklarını Güçlendirme Derneği Başkanı Suzan Aref, yetkililerin kadın örgütleriyle çalışmadığını söylüyor.
Kadınlar intiharı neden kendini yakma yöntemiyle seçiyor?
Julie Adnan, “Kadınlar en acılı yöntemi seçerek kendilerinin ne kadar acı çektiklerini, kendilerine bunu çektirenlere göstermek istiyorlar” diyor.
Kadın İşleri Yüksek Konseyi Pakshan Zangana, bu konuda şu yorumu yapıyor: “Gündelik hayatlarında en fazla erişebilir olan bir aracı kullanıyor olabilirler. Bazı psikologlar bunun kadınların topluma bir tepkisi olduğunu söylüyor. Kadınlar neden şiddet görüyor? Kadın bedenine sahip olduklarından dolayı. Bazı psikologlara göre kadınlar şu mesajı vermek istiyor: Benim bedenim yüzünden bana acı çektirdiniz. Alın, ben de bu bedeni yakıyorum, ortadan kaldırıyorum.”
Suzan Aref’se bu yolla intihara teşebbüs eden kadınların bu yöntemine dair şöyle konuşuyor: “Bu, bölgede geleneksel bir yöntem. Ateşe ulaşmak kolay. Onların silahı yok ama her evde benzin ve ateş var. Ayrıca medya da hep böyle intihar olduğunu duyuyorlar ve bu yolu seçiyorlar.”
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi son yıllarda ekonomik alandaki büyüyen görüntüsüyle dikkat çekiyor.
Bu değişime paralel olarak daha fazla kadın eğitim görüyor ve çalışma yaşamına katılıyor.
Ama toplumun derinlerinde kadın erkek eşitsizliğinin ve ayrımcılığının sona ermesi süreci uzun ve zorlu olacak gibi görünüyor.