Alperen Ocakları Vakfı İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican’ın geçtiğimiz yıl LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne ilişkin, " Devlet eğer müsaade ederse biz müsaade etmeyeceğiz, biz yürütmeyeceğiz. Onlar hangi bölgede yürüyecekse gideriz o bölgeye o caddeyi kapatırız onlar gelemez zaten oraya. Biz hiçbir şekilde yürütmeyiz. İstesek 200 bin kişi de buluruz" sözleri savcılık tarafından ifade özgürlüğü sayıldı. Savcının kararında Mican’ın gazeteci olmamasına rağmen sık sık ‘basın özgürlüğü’ vurgusu yapması dikkat çekti.
Evrensel'den Cansu Pişkin'in haberine göre geçen yıl 25 Haziran’da Taksim’de yapılması planlanan LGBTİ Onur Yürüyüşü öncesi KRT’de katıldığı programda "tehdit ve nefret söylemi içeren beyanlarda bulunduğu" gerekçesiyle Alperen Ocakları Vakfı İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. Avukat Rozerin Seda Kip ve Avukat Levent Pişkin tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan şikâyet dilekçesinde Mican’ın, hakaret, tehdit, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği beyan edilmişti.
Mican, Onur Yürüyüşü’nü şu sözlerle tehdit etmişti:
“Bunların projesi her mahallede bir yapı oluşturmak. İstihbaratımızı uyarıyoruz. Bu bir proje, kapitalist, komünist, emperyalist güçlerin projesi. Eşcinselliği yaygınlaştırarak, aile birliğini yok etmek, üremeyi durdurmak, karı koca ilişkisini sonlandırmak ve karı koca ilişkisinden doğan çocukların yetişip vatana millete hayırlı fert olabilmesini engellemek istiyorlar. Aile yapısının temeline koyulmuş dinamittir. Gençler o yöne doğru meylediyorlar. Özellikle mahalle çalışmalarına indiler. Biz hiçbir şekilde ne olursa olsun yürütmeyeceğiz. Türk milletine sesleniyorum, bu yapılar çok tehlikeli yapılar. Bu ahlaksızlığı bizim önlememiz lazım, çok ciddi manada yayılacak. Devlet eğer müsaade ederse biz müsaade etmeyeceğiz, biz yürütmeyeceğiz. Onlar hangi bölgede yürüyecekse gideriz o bölgeye o caddeyi kapatırız onlar gelemez zaten oraya. Biz hiçbir şekilde yürütmeyiz. İstesek 200 bin kişi de buluruz.”
Basın özgürlüğü kapsamında değerlendirildi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosundan Cumhuriyet Savcısı Ersoy Altıntaş avukatların şikayeti üzerine söz konusu sözleri ifade özgürlüğü olarak gördü. Mican’ın gazeteci olmamasına rağmen kararında sık sık ‘basın özgürlüğü’ vurgusu yapan Altıntaş, Mican’ın sözlerinden ziyade konuyu da televizyon kanalı ve program üzerinden değerlendirdi. Altıntaş, “Başka bir şahsın sözlerinin yayılmasına yardımcı olduğu için bir gazetecinin cezalandırılması, basının halkı ilgilendiren konuların tartışılmasına katkıda bulunmasına ciddi engel olacaktır ve bunu yapmak için çok geçerli nedenler yoksa bu yolda başvurulmamalıdır. Gazeteciler için, başkalarını rencide veya tahrik edebilecek yahut itibarını zedeleyebilecek beyanlara resmen sistematik olarak mesafeli durmaları yönünde genel bir koşul getirilmesi, basının güncel olaylar, görüşler ve fikirler hususunda bilgi verme rolüyle bağdaşmamaktadır” dedi.
“İfade özgürlüğü demokratik toplumlarda en önemli temel haklardan birisi” diyen Savcı Altıntaş, “Kanundaki düzenlemeye göre suçun oluşabilmesi için somut tehlikenin oluşması gerektiği, söz konusu haberin kanunda tanımlanan somut tehlikeyi oluşturmadığı, şikayete konu olayda şüphelinin üzerine atılı diğer suçların da yasal unsurlarının oluşmadığı, Cumhuriyet Başsavcılığımıza yapılan soruşturma neticesinde, şikayete konu olayda şüphelinin üzerine atılı suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmakla” diyerek kovuşturmaya yer olmadığını belirtti. Avukatlar söz konusu karara itiraz edecek.