03 Ağustos 2017 14:11
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki kurmay subayların 'imamı' olduğu öne sürülen, Akıncı Üssü iddianamesinin 4 numaralı şüphelisi Hakan Çiçek "15 Temmuz menfur darbe girişiminin ülkemize yapılmış hain bir darbe girişimi olduğunu düşünüyorum" dedi. İddianamede yer verilen tespitin aksine "ByLock" kullandığı suçlamasını kabul etmeyen Çiçek, Mahkeme Başkanı'nın, "Bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?" sorusuna "FETÖ" karşılığını verdi.
Çiçek, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda görülen davadaki savunmasın "15 Temmuz menfur darbe girişiminin ülkemize yapılmış hain bir darbe girişimi olduğunu düşünüyorum ve bu girişimin içinde bulunmuş herkesi lanetliyor, hadiseyi kınıyorum. Bu darbe Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ve Türk milletinin canları pahasına tankların önüne atılarak darbenin durdurulduğuna canıgönülden inanıyorum. Bu darbe girişiminde yakınları olan olmayan bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet, kalanlara başsağlığı, 2 bin 200 gazimize can sağlığı diliyorum." sözleriyle başladı.
Darbe girişiminin aynı zamanda mağduru olduğunu söyleyen Çiçek, toplumsal travmaya neden olan 15 Temmuz dolayısıyla kendisinin, ailesinin, işlerinin, şirketlerinin zarar gördüğünü ifade etti.
Cezaevinde bulunduğu sırada, hakkında "kara propaganda" şeklinde haberler çıktığını savunan Çiçek, şöyle devam etti:
"O haberlerle darbe yöneticisi olduğumu öğrendim. Türk olarak, Türk vatandaşı olarak, bu ülkenin bir mensubu olarak gurur duyduğum bu ülkeyi yıkmakla suçlanıyorum. Yani devlete, millete, bu vatana ihanet etmiş bir insan olarak beni yargılıyorsunuz. Fakat bu iddianame içerisinde hakkımda somut suç delili olan, darbe ile alakalı bir tane bir şey bulamadım. Bunu da normal görüyorum. Zira atfedilen suçlamayla ilgili bu işin içinde olmam, yönetmem, yönetilmem, emir almam ve vermem şeklinde hiçbir ilgi ve alakam yoktur."
"Sadece varsayımlarla zanlarla darbe girişiminin parçası olduğunu" ileri süren Çiçek, "darbe girişiminin yönetildiği 141'inci, 142'nci, 143'üncü filoları iddianameden ve haberlerden öğrendiğini söyledi.
İddianamede kendisinden suçsuzluğunun ispatının istendiğini söyleyen Çiçek, "15 Temmuz akşamı ben Akıncı Üssüne neden gittim, ne yaptım, neden kaçtım, bunların cevaplarını vereceğim." dedi.
Çiçek, 16 Temmuz sabahı saat 08.00-08.30'dan itibaren iki, iki buçuk saat tarlada yürüyerek bir köye ulaşmaya çalıştığını, yürüyüşü sırasında içinde 23 bin 800 dolar olan bir çanta bulduğunu anlattı. Yürürken sonra jandarma aracı gördüğünü, ona yöneldiğini ve gözaltına alındığını anlatan Çiçek, jandarma karakolunda işlerinden ve okul sahibi olmasının ardından kendisinden şüphelenildiğini ifade etti.
O sabah kendisinin de 5 bin dolar ve 7-8 bin lira parası olduğunu bildiren Çiçek, jandarmaya "Bu poşeti de yolda buldum, aldım" dediğini söyledi.
Türkiye'de farklı sektörlerde 4, ABD'de bir şirketi bulunduğunu, ABD'ye yılda 3-4 milyon liralık mermer sattığını, alışveriş merkezlerinde dükkanları ve bankada milyonlarca lira parası olduğunu anlatan Çiçek, 23 bin 800 doların kendisi için çok büyük bir meblağ olmamasına rağmen basında bu konuda aleyhine haberler çıktığını söyledi.
Darbe girişiminin ardından 'FETÖ'ye bağlı okul ve şirketlerin kapatıldığını anımsatan Çiçek, hakkındaki haberler üzerine de kendi okulunun da kapatıldığını bildirdi.
Hakan Çiçek, asker yöneticisi olduğu belirtilen Akın Öztürk'ü tanımadığını, hayatının hiçbir döneminde görmediğini öne sürdü.
Değişik iş kollarında faaliyet gösteren bir iş adamı olduğunu, yurt içi ve dışında sık sık seyahatlerde bulunduğunu anlatan Çiçek, 3 çocuğunun da 'FETÖ' okullarında değil Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda eğitim gördüğünü, 'FETÖ'nün şirketleriyle hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, devlet ihalelerine de katılmadığını öne sürdü.
"Cumhuriyetimize, anayasamıza bağlı biriyim. Bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum." diyen Hakan Çiçek, "Benim üzerime kalmış Yenimahalle'deki okul inşaatından dolayı 24 trilyon kullanılmış kredi borcu var. Ben gizli FETÖ'cüyüm, 24 trilyon da borcum var. Oysa bu adamların piyasaya tek kuruş borcu yok." dedi.
Hakan Çiçek, Ankara'da 2 ilköğretim okulu, 1 lisesi, Yenimahalle'de de okul inşaatı bulunduğunu, Yenimahalle'deki okulun kayıtları için mart ayında bursluluk sınavı yaptığını, bu andan itibaren okulundaki pazarlama ekipleriyle yeni okula öğrenci bulmak için hep birlikte çalıştıklarını anlattı.
Özel okulların öğrenci çekebilmek için resmi kurumlarla çeşitli anlaşmalar yapıp, indirimler uyguladığını dile getiren Çiçek, en son 15 Temmuz'dan 2 gün önce Yenimahalle'deki okulun iskan işlerini halletmek için İstanbul'dan Ankara'ya geldiğini, okullarını ve iş yaptığı taşeron şirketlerin yöneticilerini ziyaret ettiğini söyledi.
Okulda bulunduğu dönemde velilerle bizzat ilgilendiğini ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'da beni Akıncı Üssü'ne davet eden Albay Ahmet Özçetin ile Anafartalar Koleji'nin Çankaya Yıldız'daki şubesinde 2 gün önce tanıştım. Bundan önce bu kişiyle tanışıklığım yoktu. Akşam saatlerinde okuldan çıkarken sağa sola bakınan Özçetin'e yardımcı olabileceğimi söyledim. Bana Albay olduğunu, Akıncı Üssü'nde görev yaptığını söyledi. Bunun üzerine Özçetin'e Yenimahalle'deki okul açılınca Akıncı'dan gelen çocukları Çankaya'dan Yenimahalle'ye alacağımızı söyledim. Yeni öğrenciler bulabilmek için Özçetin'den yardım istedim. Bana, 'Ben de okuldan memnunum, size yardımcı olabilirim' dedi. Okuldan pazarlama ekibini yollayabileceğimi söyledim. Cuma günü Akıncı Üssü'nde sosyal etkinlik düzenlediklerini söyledi. Buraya gelip gelemeyeceğimi sordum. Bana, 'Olabilir' karşılığını verdi. Bizzat katılmak istediğimi söyledim. Nasıl geleceğimi tarif etti. 'Üssün dışında büyük bir otopark ve cami var.
Ben sizi oradan 19.30-20.00 gibi alayım. Aksilik olursa kapıya ismimi verin, ben sizi ya alırım ya da aldırırım' dedi. Zaten tek yapacağım iş orada çocukları bulunan velileri okulumuza davet etmekti, ben de bunu yaptım."
Bu beyan üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Ahmet Özçetin'in Çiçek'i tanımadığı, Akıncı Üssü'ne de davet etmediği yönündeki ifadesini hatırlattı. Hakan Çiçek, bunun üzerine, "Benim beyanım bu şekilde. Ben doğruları söylüyorum. Darbe davasından yargılanıyorum. Kuzenim bile beni tanımadığını söylese bir şey diyemem." diye konuştu. Bunun üzerine mahkeme başkanının, "Sivil bir kişi olsa bunu anlayabiliriz. Oysa Ahmet Özçetin sanıklardan biri, yargılanıyor. Sizi tanımadığını söyleyerek neyi kurtaracak?" dedi. Çiçek'in "Onu kendisine soracaksınız." demesi üzerine Giray, "Soracağım zaten ama siz yalan söylemeyeceğinizi belirttiniz. Buna dayanarak soruyorum" karşılığını verdi.
15 Temmuz akşamı Özçetin ile anlaştıkları saatte Akıncı Üssü'ne gittiklerini belirten Çiçek, lojman bölgesine geçtiklerinde Özçetin'in bir telefon konuşması yapıp, "Acil bir durum var. Siz burada oyalanın. Ben gidip geleceğim" diyerek ayrıldığını öne sürdü.
Burada yaklaşık 45 dakika oyalandığını anlatan Çiçek, saat 20.30 gibi etkinliğin yapılıp yapılmayacağını öğrenmek için nizamiyeye doğru yürüdüğünü, kapıya varmadan hareketlilik fark ettiğini savundu. Çiçek, rütbeli 2 askerden ziyarete geldiğini belirterek yardım istediğini ancak askerlerin terör saldırısı nedeniyle giriş çıkışların kapalı olduğunu belirterek kendisini nizamiyeden uzaklaştırdığını öne sürdü.
Birkaç saat sonra nizamiye bölgesindeki hareketliliğin daha da arttığını anlatan Çiçek, gece saat 24.00'e kadar üssün lojmanlar bölgesindeki evlerin arkasına saklandığını, buradan hava hareketliliğini duyduğunu ancak bulunduğu mesafeden uçakları göremediğini savundu.
Saat 24.00 sularında dışarıdan tekbir sesleri duyduğunu bildiren Çiçek, bunun üzerine tekrar nizamiyeye geçtiğini ancak dışarı çıkamadığını belirterek, "Nizamiyeye doğru giderken silah sesleri gelmeye başladı. Kapıdakilere dağılmaları yönünde anonslar yapılıyor, patır patır silah sıkılıyor. Normal bir insan ne yapıyorsa ben de onu yaptım. Döndüm ve evlerden de uzaklaşıp kimsenin göremeyeceği şekilde kendimi gizledim. Tek derdim sabah olunca buradan çıkmaktı." diye konuştu.
"Ben oradan çıksam bugün karşınızda bulunmayacaktım, şehit olacaktım" diyen Çiçek'e salondakiler tepki gösterdi.
Hakan Çiçek, sabah 08.00 sularında tel örgülerin arasından çıkıp dışarıdaki tarlaya geçtiğini, yaklaşık 2 saat uzakta gördüğü bir köye doğru yardım istemek için yürümeye başladığını söyledi. Yolda iki jandarma aracı gördüğünü ve bu araçlara doğru yürüdüğünü belirten Çiçek, jandarma aracının da tarlaya girip kendisine yöneldiğini dile getiren Çiçek, kendisini tanıtıp kimlik kontrolünün ardından araca bindiğini ve jandarma karakoluna gittiklerini anlattı.
"Yılda 6-7 kez yurt dışı, 30 kez yurt içi seyahati, 4 şirketi, ABD'de şirketi, 200 çalışanı olan, işi tamamen para kazanmak olan bir adam nasıl 'kurmay subay abisi' oluyor, ben çözemedim" diyen Çiçek, örgütle hiçbir bağı olmadığını, sohbetlerine gitmediğini, himmet vermediğini, kitaplarını okumadığını ve okutmadığını iddia etti.
Kod ismim bulunmadığını söyleyen Çiçek, mali yapısının incelenmesi halinde okulunun FETÖ okulu olmadığının anlaşılacağını kaydetti.
İddianamede yer verilen tespitin aksine "ByLock" kullandığı suçlamasını kabul etmeyen Çiçek, Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?" sorusuna "FETÖ" karşılığını verdi.
Çiçek, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in Bank Asya'ya para yatırılması yönündeki talimatının anımsatılması üzerine, bu bankaya hiç para yatırmadığını söyledi.
Eşinin yatırdığının anımsatılması üzerine Çiçek, "Eşim de kendine ait olan bir parayı ben seyahatteyken yatırmış. Evde durmasın diye yatırdığı bir paradır" dedi.
Hakan Çiçek, avukatların sorduğu bazı soruların salonu ve mahkeme heyetini etkileme amacı taşıdığını iddia etti. Buna karşılık Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Biz etkilenmiyoruz" karşılığını verdi.
Çiçek, bir soru üzerine, Ahmet Özçetin'in okulunda okuyan çocukları için herhangi bir burs vermediğini söyledi.
"Akıncı Üssü'ndeki toplantıda tanıtım için dağıtmak üzere kaç kart götürdünüz?" sorusuna Çiçek, "Yanımda 15-20 kart vardı" yanıtını verdi. Müşteki avukatları, jandarma tutanaklarına göre Çiçek'in üzerinden kart çıkmadığını ifade etti.
"FETÖ terör örgütünün lideri kimdir? Lanetliyor musunuz?" sorusu üzerine Çiçek, "Fetullah Gülen'dir, lanetliyorum" dedi.
Avukat Uğur Kızılca'nın "Pilot Binbaşı olan kardeşiniz Gökhan Çiçek'in o gece neden Akıncılar'da bulunduğunu biliyor musunuz?" sorusuna Çiçek, "Niye gittiğini ifadesinden öğrendim. Helikopter pilotlarıyla gitmiş. Herhangi bir faaliyete katılmadığını, çekilip bir kenara oturduğunu biliyorum. Varsa bir suçu, cezasını çeksin." yanıtını verdi.
"Yakın akrabalarının FETÖ ile iltisaklı olduğu öne sürülen şirketlerde çalıştığının" hatırlatıldığı Çiçek, akrabalarıyla irtibatının zayıf olduğunu söyledi. Çiçek, eşinin bir dönem FETÖ ile irtibatlı olduğu iddia edilen bir okulda öğretmenlik yaptığını kaydetti.
Başbakanlık Avukatı İskender Minar'ın "Akıncı'da bulunduğunuz süre içinde camilerden selalar verildi. Bu selaları ve çağrılar duymadınız mı?" sorusuna Çiçek, "Duymadım" karşılığını verdi.
Avukat Ömer Oğur'un "Kısa sürede edindiği 60 milyonluk serveti" sorduğu Çiçek, ilk başlarda özel dersler verdiğini, sonrasında araba alıp sattığını, Vizyon A.Ş. isimli firmanın ortağı olduğunu, büyük firmalarda genel müdürlük yaptığını, Ümraniye'de bir restoran işlettiğini, okul yaptırmak için aldığı arsadan kazancının olduğunu anlattı. Çiçek, bankadan çektiği kredileri de okul yapımında kullandığını kaydetti.
Avukat Ahmet Zeki Kaplan'ın "Darbe girişimi gecesi yakalandığınızda üzerinizde 5 bin doların olduğunu söylüyorsunuz. Ancak jandarma kayıtlarına göre kartlığınızın içinde ayrıca bir 50 dolar bulunmuş. Bu 50 dolar neden ayrı bir şekilde kartlığınızda duruyordu? Bir anlamı mı var?" sorusu üzerine Çiçek, "Yıllardan beri kartlığımda duruyor bu 50 dolar. Hatırlamıyorum neden koyduğumu" dedi.
AK Parti vekili avukat Muammer Cemaloğlu'nun, eşinin FETÖ yapılanmasına bağlı olduğu ileri sürülen kurumda çalışmasına neden izin verdiği yönündeki sorusu üzerine Çiçek, "Evindeki aslana sahip çıkan bir erkek var mı burada? Eşim evime yakın bir yerde çalışmak istediği için ve çalışacağı yer kız şubesi olduğu için ben de o dönemde çalışmasına razı oldum. Gitti çalıştı" dedi.
Bazı şehit yakınlarının vekili Serkan Kılıçkaya'nın sorusu üzerine Çiçek, örgüte bağlı evlerde kalmadığını, basında Cihangir'de örgüt evinde kaldığı yönünde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.
Çiçek, örgüte bağlı FEM Dershanesi'nin Altunizade şubesinde kantin işlettiğinin SGK kayıtlarıyla tespit edildiği hatırlatılarak, burada örgütün elebaşı Fetullah Gülen'i görüp görmediğinin sorulması üzerine, "Ben kantinciyim. Orada o şahsı hiç görmedim" dedi.
Fatih'te yine örgüte bağlı bir kurumda Gülen ile yakın bir yerde kaldığı yönündeki iddianın hatırlatılması üzerine Çiçek, "Ben Fetullah Gülen denilen terör başını hiçbir zaman görmedim, bir araya gelmedim, yanında namaz kılmadım, arkasında saf tutmadım. Herhangi bir vaazı ya da nasihatini de dinlemedim, bu adamların sohbetlerine ne esnaf olarak ne öğrenci olarak katılmadım." dedi.
"Gülen'in sizin kantin işlettiğiniz yerde yaşadığını biliyor muydunuz?" sorusuna karşılık Çiçek, örgütün elebaşının kantin işlettiği yere gelip gittiğinin konuşulduğunu, ancak bu kişiyi canlı olarak hiç görmediğini öne sürdü.
Çiçek, bir avukatın, "Darbe gecesi uçan kurmay subayları siz mi seçtiniz?" sorusu üzerine, o gece uçan subaylardan hiçbirini tanımadığını, kimseye örgütsel anlamda abilik yapmadığını savundu. Çiçek, "Akıncı Üssü de başka üsler de dahil hiçbir hiçbir kurumda kurmay abiliği yapmadım. Sistem içinde böyle bir abi değilim. Kurmay abisi olsam ve sınav sorularını versem kendi kardeşimi de kurmay yapardım. O gece uçan subayları ben seçmedim, bu salon içindeki herhangi bir insanı da tanımıyorum" dedi.
Çiçek, soru üzerine, sermayesinin FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını, mal varlığını çalışarak edindiğini öne sürdü.
Avukat Bülent Kaya'nın, Tuncay Güney ile tanışıp tanışmadığını sorduğu Çiçek, Güney'i tanımadığını söyledi. Çiçek, "Altunizade'deki okullara Amerikalıların gidip geldiğine tanık olmadığını" söyledi.
"Virginia'da ev tuttuğunuzu söylediniz. CIA merkezinin burada olduğunu biliyor musunuz?" sorusuna, "CIA merkezinin burada olduğunu duymuştum." karşılığını verdi.
Çapraz sorgunun ardından beyanı sorulan Çiçek'in avukatı Fatih Çetin, müvekkilinin tüm sorulara samimi şekilde cevap verdiğini söyledi.
Mahkeme heyeti, avukat Çetin'in beyanından sonra duruşmaya ara verdi.
İddianame
İddianamede, Çiçek'in diğer sivil sanıklar Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş ve Nurettin Oruç ile Akıncı Üssu'nde darbenin başarılı olması için çaba sarf ettiği belirtiliyor.
Çiçek'in bazı akrabalarının örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in yakınında korumalık yaptığı aktarılan iddianamede, meslekten ihraç edilen Pilot Yarbay İlkay Ateş'in kurmaylık sınavına hazırlanırken, örgütte "Abi" olarak nitelendirilen kişilerin sınava hazırlanılması konusunda Çiçek'in kendisini teşvik ettiğini söylediği kaydediliyor.
Ateş'in, "Nevzat" kod adlı örgüt mensubunun daha sonra Hakan Çiçek'in kardeşi olan Pilot Binbaşı Gökhan Çiçek ile tanıştırdığını, Hakan Çiçek'in ise örgütün "kurmay subaylar abisi" olarak örgütün tepe yöneticilerinden aldığı talimatları kurmay subaylara ilettiği yönündeki beyanları nakledilen iddianamede, 17-25 Aralık 2013 sürecinin ardından örgüt elebaşı Gülen'in talimatıyla Çiçek'in eşinin yanı sıra baldızları, kayınvalidesi ve amcasının yaklaşık 210 bin lirayı kapatılan Bank Asya'ya yatırdığı, ayrıca Çiçek'in FETÖ/PDY'nin tepe yöneticilerinden Kudret Ünal ile 55, Süleyman Tiftik ve İsmail Cingöz ile 19, Cemal Türk ile 5, Süleyman Uysal, Naci Tosun ve Ahmet Can ile 2, Ahmet Kirmiç, Faruk İlk, Hidayet Karaca ve İhsan İşbilen ile bir kez görüştüğünün belirlendiği kaydedildi.
© Tüm hakları saklıdır.