T24 - Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Genel Başkanı, "Madem küresel ısınma kapitalist sistemin eseri, o vakit kapitalist
sınıfın, küresel sermayenin hizmetinde olan devletler nasıl olacak da
küresel ısınmaya yanıt bulacak?" diyerek küresel ısınmanın engellenmesi ve durdurulması ile ilgili temel sıkıntıya vurgu yaptı ve sosyalistlerin küresel ısınmayı durdurma ile ilgili tutumu yazdı.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Genel Başkanı ve Küresel Eylem Grubu Aktivisti olan Doğan Tarkan'ın Taraf gazetesindeki (4 Kasım 2009) yazısı şöyle:
Küresel ısınmaya karşı sosyalistlerin tutumu
Dilaver Demirağ, çok talihsiz bir biçimde 24 Ekim 350 ppm gösterilerinin ertesi günü sosyalistlere çamur atmış, oysa 350 ppm gösterileri çıplak bir biçimde sosyalistlerin çözümü Marks ve Kapital’de değil, günlük yaşamda aradıklarını ve dünyayı değiştirmek için çoktan kollarını sıvamış olduklarını gösteriyor.
HerTaraf’ta “yazar ve yeşil aktivist” Dilaver Demirağ’ın yazısını ne yazık ki geç okudum ve okur okumaz bu çok “kibirsiz” yeşil arkadaşa yanıt verme ihtiyacı duydum.
Demirağ bu gösterilerde var mıydı, yok muydu, bilmem, ama gösterilerin hazırlanmasında hiçbir katkısının olmadığını iyi biliyorum. Kendisi “kibirsiz”, ama iddia ettiği gibi “aktivist” değil!
Gelelim Demirağ’ın diğer söylediklerine. Sosyalistler (bana göre Küba sosyalist bir ülke olmadığı gibi, Castro’da sosyalist değildir) küresel ısınma sorununa dört elle sarılıyor ve üzerinde yaşayan bütün canlılarla birlikte gezenimizin kurtulması, yaşanabilir hale gelmesi için mücadele ediyor. Sanırım bunu hiç değilse Türkiye’de Yeşillerden daha iyi, daha yoğun ve güçlü bir biçimde yapıyorlar. Neden mi bu kadar iddialıyım? Çünkü bütün küresel ısınma gösterilerinde vardım. Bütün küresel ısınma gösterileri için bildiri dağıttım, bir tane, iki tane değil, binlerce. Bunu hep sadece sosyalist arkadaşlarımla, DSİP üyeleri ile yaptım. Sayısız toplantıya katıldım. Küresel ısınmayı anlattım ya da diğer sosyalist arkadaşlarımın anlattıklarını dinledim. Okullarda, sendikalarda, işyerlerinde, mahallelerde, evlerde küresel iklim değişimi toplantıları yaptık.
Türkiye’de sosyalistlerin, DSİP üyelerinin yoğun olarak içinde çalıştıkları Küresel Eylem Grubu (KEG) 2005’ten bu yana birçok kentte birçok gösteri ve toplantı yaptı. Yüz binlerce bildiri dağıtarak küresel ısınma sorununa dikkat çekti, öneriler getirdi. KEG gösterilerine 30 bine yakın insan katıldı, toplantılarına daha da çok.
Sosyalistler gezenimizde karbon dioksit oranının düşürülememesi halinde ani iklim değişimi tehlikesinin kapımızda olduğunu söylüyor. Bu nedenle gezegenimiz üzerinde yaşayan bizlerin elimizi çabuk tutmamız gerektiğini ve öyle küçük, etkisiz önlemler değil, çok ciddi, kalıcı önlemler almamız gerektiğini söylüyor.
Demirağ sosyalistlerin ekoloji sorununa (ki küresel ısınma bir ekoloji sorunu değildir) Marks’tan ve Marks’ın Kapital’inden cevap aradıklarını neresinden uyduruyor bilmiyorum, ama sosyalistler küresel ısınma sorununu günümüzün bilim insanlarının çalışmalarından öğreniyor.
Sosyalistler gezegenimizin, üzerinde yaşayan tüm canlılarla birlikte kurtulabilmesi için enerji politikalarının bütünüyle değişmesi gerektiğini, fosil yakıtına dayalı enerji santrallerinin tümüyle kapatılarak yerlerine güneş ve rüzgâr enerjisine dayalı santrallerin açılmasını öneriyor.
Sosyalistler ulaşım politikalarının derhal değiştirilmesini ve elektrikle çalışan raylı sistemlere geçilmesini savunuyor.
Sosyalistler bütün binalarda derhal izolasyon yapılmasını öneriyor.
Sosyalistler çimento, çelik, petrol gibi bazı sanayi dallarının tasfiye edilmesini öneriyor. Çok katlı binalar yerine küçük ve izolasyonu tam binalar öneriyor. Büyük çarşıların tasfiye edilmesini öneriyor.
Ve son olarak, sosyalistler bütün bunlar yapılmazsa sonunda gezegenimizin tasfiye olacağını söylüyor.
Sosyalistler bütün bu önerilerin gerçekleşmesinin ancak kararlı devlet politikaları ile olabileceğini de söylüyor. Eğer devlet müdahalesi olmazsa, sorun piyasaya, piyasa kurallarına bırakılırsa hiçbir ciddi önlem alınmayacağını ve atmosferdeki karbon dioksit ve diğer sera gazlarının artmasının önüne geçilemeyeceğini ve uzak olmayan bir noktada ani iklim değişiminin başlayacağını söylüyorlar.
Sosyalistlere göre, insanlar hükümetlere baskı yapmalı, radikal politik kararlar alınarak küresel ısınmanın önüne geçilmesini talep etmelidir.
Biz insanlar bireysel önlemler alabiliriz, ama küresel ısınma konusunda azıcık bilgisi olan herkes biliyor ki biz bireylerin alacağı önlemler çok yetersiz. Asıl devletlerin önlem alması gerekir.
Sosyalistler küresel ısınmanın kapitalizm ile birlikte başladığını söylüyor. Bunu uydurmuyorlar. Bilim insanlarının araştırmaları bunu kanıtladığı için küresel ısınmanın kapitalizmin suçu olduğunu anlatıyorlar. Ve burada karşımıza asıl sorun çıkıyor.
Madem küresel ısınma kapitalist sistemin eseri, o vakit kapitalist sınıfın, küresel sermayenin hizmetinde olan devletler nasıl olacak da küresel ısınmaya yanıt bulacak? Ya öyle bir baskı uygulayacağız ki, hükümetler sonunda sermaye sınıfının bir kısmının tasfiyesine razı olacak ve önlem alacak ya da küresel ısınmayı durdurabilmek için biz insanlar başka bir dünya yaratacağız.
Benim bir sosyalist olarak başka bir dünyayı tarifim elbette ki Dilaver Demirağ’dan farklı. O nasıl bir dünya istediğini biliyor ve bunun propagandasını yapıyor. Benim başka dünyam ise benim kafamda şekilli değil, o dünyayı bugünkü düzeni yıkan ve yenisi kurmaya başlayan milyonlarca, milyarlarca insan birlikte karar verecek. Her gün tartışarak, yaparak, değiştirerek... Bu da tamamen başka bir tartışma.
Sonuç olarak, Demirağ çok talihsiz bir biçimde 24 Ekim 350 ppm gösterilerinin ertesi günü sosyalistlere çamur atmış, oysa 350 ppm gösterileri çıplak bir biçimde sosyalistlerin çözümü Marks ve Kapital’de değil, günlük yaşamda aradıklarını ve dünyayı değiştirmek için çoktan kollarını sıvamış olduklarını gösteriyor. Çünkü önemli olan dünyayı değiştirmektir.
Peki, bütün sosyalistler küresel ısınma konusunda çok mu duyarlı? Hayır. Birçok sosyalist çok duyarsız. Ama bütün Yeşiller yeni liberal politikalar konusunda çok mu duyarlı? Hayır. Birçok ülkede Yeşiller yeni liberal politikaların uygulayıcısı.
Demirağ sosyalistlere katılmak istemiyor olabilir, ama sosyalistler üzerine laf ederken onların neler yaptığına ve kendisinin neler yapmadığına bakması gerekir.
Biz onunla daha fazla tartışacak değiliz. İşimiz çok. Kürt sorunu, darbeler, kapitalizmin krizi, işsizlik, ırkçılık, milliyetçilik ve iklim değişimi. İklim değişimi en sonuncu gündem maddemiz değil. Bu sene önce nisan ayında, sonra ekimde iklim değişimi gösterisi yaptık. 12 Aralık'ta üçüncü gösterimizi yapacağız. Dilaver Demirağ’ı da bekleriz.