Gündem

Kültür Bakanı Nabi Avcı: AKM binasından hayır gelmeyeceği belli; oraya opera binası yapılacak

“İstanbul'a yakışan bir opera binasının yeniden projelendirilmesi gerekiyor”

18 Ekim 2016 20:05

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) binası için "O binadan hayır gelmeyeceği İstanbul Teknik Üniversitesi raporundan da belli. Rapor olmasa bile çıplak gözle görülüyor zaten. Cumhurbaşkanı da ilan etti, İstanbul'a yakışan bir opera binasının yeniden projelendirilmesi gerekiyor. Oraya yeni bir opera binası yapılacak" dedi.

Topkapı Sarayı'nın hazine bölümünde derin çatlakların bulunduğu, sarayın önünde çukur oluştuğu yönündeki tespitlere ilişkin Avcı, çukurun 'dramatik' bir çukur olmadığını ancak "Fatih Sultan Mehmet Köşkü'nde hazine olarak kullanılan bölümdeki çatlağın çok ciddi olduğunu fakat çözümsüz olmadığını" söyledi.

Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Bakan Avcı, Ankara'da inşaatı devam eden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) binasının ne zaman hizmete açılacağı, opera bale ve diğer sanat dalları için yeni binaların gündemde olup olmadığı, İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ile ilgili son gelişmelerin neler olduğu ve Sümela Manastırı'ndaki restorasyonun ne zaman ziyarete açılacağına ilişkin sorular üzerine, şöyle devam etti:

 

Sümela Manastırı 2018'de ziyarete açılacak

 

"Sümela, aslında bizim bitmesini beklediğimiz bir projeydi ama orada yukarıdan taş düşmeleri nedeniyle, oradaki müteahhit, yeni ortaya çıkan riskli durumu gidermek için bir keşif artışı talebinde bulundu. Bu keşif artışı makul bir talep. O tedbir alınmazsa yapılan düzenleme etkisiz olacak. Burayı ziyaret edecek insanların güvenliği bakımından da o düzenlemenin yapılması, onun için de keşif artışının sağlanması gerekiyor. Onlar yapıldıktan sonra 2018 Ağustosu'nda tamamen hizmete girecek gibi görülüyor."

 

CSO binası için tarih verdi

 

Avcı, Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) binasının durumuna yönelik olarak da daha önce binanın yapım sorumluluğunun Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda, sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda olduğunu anlattı.

İki defa ciddi keşif artışı yapılarak, projenin revize edildiğini ama buna rağmen bitirilemediğini belirten Avcı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uzmanlarının "Kültür ve Turizm Bakanlığı, burayı alıp bitirsin" dediğini ifade etti.

Avcı, "Biz bu konuyla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla görüşüyoruz. O binanın gerçekten Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, artı benzeri başka orkestraların kullanımı için uygun hale getirilerek, proje tadilatlarının da yapılması gerekiyor. 2019 yılı içerisinde biter gibi görünüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla yaptığımız görüşmelerden çıkan sonuç o gibi görünüyor." diye konuştu. 

 

AKM binasına yönelik tartışmalar

 

İstanbul'daki AKM konusunun ise yılan hikayesine döndüğüne işaret eden Avcı, binanın 1946'da tiyatro olarak projelendirildiğini ve inşaatına başlandığını, 1956'da Bayındırlık Bakanlığının projeyi "kültür merkezi" olarak revize ettiğini, 1969'da İstanbul Kültür Sarayı adıyla hizmete açıldığını, bundan bir sene sonra da yangın çıktığını ve binanın kullanılamaz hale geldiğini anlattı.

 

Tadilatı 7 yıl sürdü

 

Avcı, binanın bu yangından tadilatının 7 sene sürdüğünü, 1977'de ikinci kez hizmete açıldığını ve bu süreçte de binaya yönelik tartışmaların başladığını söyleyerek, 1993'te koruma kurulu kararıyla binanın bulunduğu alanın "kentsel sit alanı" olarak tescil edildiğini ardından da 1999'da "korunması gerekli kültür varlığı" olarak binanın tescil edildiğini aktardı. 

Bu süreçten sonra bakanlığın talebiyle binanın betonarme taşıyıcı sisteminin dayanıklılığı hakkında Sakarya Üniversitesi'nden 2007'de alınan raporda, binaya yönelik çok ciddi sıkıntıların tespit edildiğinin altını çizen Avcı, binanın 2009'da tadilat, tamirat ihalesinin yapıldığını ama buna rağmen İstanbul 9. İdare Mahkemesi'nin, koruma kurulu kararının projelerinin iptaline karar verdiğini hatırlattı.

 

Hukuki açmaz

 

Nabi Avcı, "Koruyamazsın, yıkamazsın, tadilat da yapamazsın" manasına gelen hukuki bir açmazın ortaya çıktığını ifade ederek, kültür merkezinin mevcut haliyle korunması sadece güçlendirme yapılmasına yönelik ihalenin gerçekleştirildiğini ama söküm işlemleri esnasında binanın ciddi tehlikeli durumda olduğunun tespit edildiğini dile getirdi.

 

"Binadan hayır gelmeyeceği belli"

 

İstanbul Teknik Üniversitesinin (İTÜ) incelemesinde de bu tahribatın beklenen seviyenin üzerinde olduğunun tespit edildiğini ve 23 Mayıs 2010'da Bakanlık oluruyla ikinci bir emre kadar işin durdurulmasına karar verildiğini belirten Avcı, şunları kaydetti: 

"Dolayısıyla bugün o binadan hayır gelmeyeceği İstanbul Teknik Üniversitesi raporundan da belli. Rapor olmasa bile çıplak gözle görülüyor zaten. Cumhurbaşkanı da ilan etti zaten, orada İstanbul'a yakışan bir opera binasının yeniden projelendirilmesi ve yapılması gerekiyor. Biz onunla ilgili proje çalışmasını başlattık.

 

Taksim'e uygun opera binası

 

Oraya gerçekten Taksim'in genel düzenlemelerine uyan opera binası olarak hizmet verecek şekilde düşünülen opera binası yapılacak. Buranın alışveriş merkezi yapılacağına dair iddialar var. Öyle bir şey söz konusu değil, orada yeni bir opera binası yapılacak."

Bakan Avcı, AKM binasının bir sembol olarak görülmesinin anlaşılabilir olmadığının altını çizerek, "Mimari, özgün yapı mı? Hayır, değil. Daha önce yaşanmışlıkları itibariyle, orada öyle bir tarihi olay yaşanmıştır ki oranın muhafazası tarihsel önemine binaen anlaşılabilir. Zaman zaman onun önünde 'burayı yıktırmayız' tartışmalarından kaynaklanan gösteriler var. Bunlar böyle bir binayı tarihi sembol haline getirmeye yetmez" ifadelerini kullandı.

 

Gençlere destek

 

"Hükümet programında yer alan 'gençlerin sanat üretmesi' konusunda bakanlığınızın attığı adımlar nelerdir?" şeklindeki soru üzerine Avcı, "Genç-Des Projesi"nin güzel düşünülmüş bir proje olduğunu belirterek, eski Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'a projeyi başlattığı için teşekkür etti.

Yasada "Genç-Des desteği, yıl içinde verilir ve o yıl içinde bitirilecek projelere verilir" dendiğini belirten Avcı, şimdi müracaat edilen tüm projelerin 31 Aralık 2016'ya kadar bitmiş olması, bitirilecek nitelikte olması gerektiğini söyledi. Avcı, "Yoksa siz çok parlak bir belgesel projesiyle geliyorsunuz, çok güzel. Ama iş takvimiyle bu haziranda biter. Dolayısıyla biz ona veremiyoruz." dedi.

Avcı, önümüzdeki yıl taleplerin erkenden alınarak bunun telafi edileceğini vurgulayarak, bu yıl, bugüne kadar 350 projenin değerlendirildiğini ve hangilerinin ne kadar destek alacağının gelecek hafta duyurulacağını kaydetti.

Bakan Avcı geleneksel sanatlar, sahne sanatları, plastik sanatlar, edebiyat, müzik, sinema etkinlikleri, kısa film, animasyon, belgesel, dergi, senaryo, edebi eser, tiyatro metni yazımı gibi projeleri desteklediklerini ifade ederek, "Bu alanlarda gençler veya gençlere yönelik projeler hazırlayan yetişkinler bize müracaat edecekler, biz de bunlara çok ciddi destekler veriyoruz, vereceğiz. Önümüzdeki yıl da inşallah vermeye devam edeceğiz." dedi.

 

Topkapı Sarayı'nın durumu

 

Topkapı Sarayı'nın hazine bölümünde derin çatlakların bulunduğu, sarayın önünde çukur oluştuğu yönündeki değerlendirmeler hatırlatılıp, "Bu çukurun olduğu bölümde risk var mı? Topkapı Sarayı'nda ne gibi düzünlemeler yapılması planlanıyor?" diye sorulması üzerine Bakan Avcı, Sarayın önünde "dramatik bir çukur" olmadığını söyledi.

Avcı, bu bölümde bir sarnıç bulunduğunu ancak sonrasında iptal olduğunu belirterek, yağmur sularının da etkisiyle burada derinliği bir metreyi bulmayan, çökmeden dolayı bir çukur oluştuğunu kaydetti.

 

"Dramatik bir çukur söz konusu değil"

 

Avcı, "Dramatik bir çukur söz konusu değil. Öyle büyük bir çukur değil, bir metre var yok bir çökme olmuş. Sebebini de biliyoruz, hiçbir risk yok." dedi. Bazılarının obruk beklentisi bulunduğunu ifade eden Avcı, böyle bir şeyin de söz konusu olmadığını kaydetti.

 

O çatlak çok ciddi

 

Fatih Sultan Mehmet Köşkü'nde hazine olarak kullanılan bölümdeki çatlağın ise çok ciddi olduğunu belirten Avcı, "Bu birdenbire ortaya çıkmış bir şey de değil. Ciddi bir çatlak ama çözümsüz değil" diye konuştu.

Bu çatlağın iki açık sebebi olduğunu dile getiren Avcı, ilk nedenin sismolojik olduğunu söyledi. Avcı, sözlerine şöyle devam etti:

 

Nedeni beton kubbe

 

"Aslında buranın kubbesi ahşap kubbeymiş. Topkapı'nın bütün diğer birimlerinin kubbeleri gibi bunun kubbesi de ahşap olmasına rağmen 1940'larda birtakım aklı evveller, 'Almanlar gelirlerse çatından girerler, soyarlar' diye orayı beton yapmışlar. Beton kubbe yapıyorlar. O beton kubbe acayip bir yük bindiriyor duvarların üzerine. Statik hesabı yapılmadan ahşap kubbe beton yapılınca müthiş bir yük binmiş, zaten zaman zaman oluşan sarsıntıların da etkisiyle o çatlak büyümüş." 

Sismolojik araştırma kuyuları açtıklarını ve ölçümler yapıldığını bildiren Avcı, zemin etütlerinin de yapıldığını dile getirdi. Avcı, çalışmalar sonunda beton kubbenin alınacağını ve orjinalindeki gibi ahşap kubbe yapılacağını kaydetti.