Gündem

Demirtaş:Kullanılan dil güven verici değil ama açıklamalar olumlu, somut adımlar bekliyoruz

Selahattin Demirtaş: Kullanılan dilin müzakereyi ilerletmeye ve taraflara güven vermeye dönük bir dil olmasını bekliyoruz

04 Ocak 2013 13:29

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İmralı Adası’nda Abdullah Öcalan ile görüşmelerin sürdüğüne ilişkin açıklamaları sonrasında  bu yeni süreci  değerlendiren BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bu hükümete bakınca çok da umut vermiyor. Ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘İmralı’da görüşmeler oluyor, olacak’ demesi kesinlikle olumlu bir şeydir. Bu aşamada biz nasıl destek sunabileceğimizi tartışıyoruz. Bu yıl içerisinde bazı somut gelişmeler olmalı ki süreç ilerlesin” dedi.

Radikal gazetesinden Rıfat Başaran'a konuşan Demirtaş, Başbakan'ın açıklamalarını  olumluyarak şunları söyledi:  Başbakan’ın “İmralı’da görüşmeler oluyor, olacak” demesi kesinlikle olumlu bir şey. İleri bir adım. Bizim de ısrarla üstünde durduğumuz konulardan biriydi bu. “Kesinlikle İmralı’da Öcalan’la görüşmeler olmalıdır, kendisinin dışlandığı bir çözüm süreci de mümkün değildir” diyorduk. Bunu dediğimiz için yargılandığımız da oldu, taşlandığımız da, hakarete uğradığımız da... Ama en nihayetinde bu noktaya tekrar gelinmiş olması sevindiricidir, olumludur.

"Hükümetin İmralı ve Oslo deneyimlerinden yeterince faydalanmadığını görüyoruz" diyen  Demirtaş, "Yapılan ilk açıklamalar bunu gösteriyor. Açıklamalarda kullanılan dil ve kavramlar kesinlikle süreci geliştirmeye dönük değil. Görüşmeleri tarifleme biçimi kesinlikle çok sıkıntılı. Amaç ve hedef belirlenirken yapılan tarifler çok sıkıntılı. Bir defa bütün devlet adına bir tane siyasi danışman konuşuyor. Görülmüş bir şey değil. Hükümeti bağlayacak şekilde açıklamaların yapılmasını bekliyoruz." dedi.

Demirtaş konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Bu dil güven vermiyor: "Kullanılan dilin müzakereyi ilerletmeye ve taraflara güven vermeye dönük bir dil olmasını bekliyoruz. Ama güven verici bir dil değil. “Biz PKK ’yı yendik bitirdik, şimdi Öcalan’ı bir enstrüman olarak kullanıyoruz. PKK’ya silah bıraktırmayı tartışıyoruz şu anda” diyor. Bu nasıl bir dil, nasıl bir çözüm, müzakere anlayışıdır? Neden yenme yenilgi üzerine kuruyorsun ki bunu?

Beklenti yüksek olmamalı: Katıldığım tek bir şey var, ‘beklentilerin yüksek olmaması lazım’ diyor. Doğru, beklentilerin yüksek olmaması lazım. Ben herkes için bunu söylüyorum. Hayalleri yüksek olanın hayal kırıklığı da büyük oluyor. Bu aşamada kimsenin büyük derin hayallere girmemesi lazım. Herkesin gerçekçi olması lazım.

Nasıl destek olabiliriz: Görüşmeyi olumlu buluyoruz, desteklemek istiyoruz ama bu sürece müdahil değiliz, içinde değiliz. Bilgimiz dahilinde, desteğimiz dahilinde yürüyen bir süreç değil. Sadece sağlıklı gelişmesi için nasıl destek sunabileceğimizi tartışıyoruz. Sabırlı olmak lazım. Şu anda sürecin tam içinde değiliz diye de yaygara koparıp olabilecek olumlu gelişmeleri engelleyen bir duruş da sergilemek istemiyoruz. Eğer bu süreç derinleşecekse BDP de müdahil olacaktır. Biz bir şekilde BDP’nin sürece dahil olması gerektiğini düşünüyoruz.

Bazı adımlar bekliyoruz: Bütün gelişmeler dikkate alınarak hareket edilmezse süreçler heba edilebilir. Güney Afrika’da 10 yıl sürmüş müzakere. Burada bölgesel gelişmeler çözümü hızlandırmayı dayatıyor. Bu yıl içerisinde bazı somut gelişmeler olmalı ki süreç ilerlesin. Doğru adımlar atılır ve güven verici müzakere süreci işlerse, demokratik yöntemlerle çözüm olabilir. Yeter ki insanlar ölmeden, kan dökülmeden siyasetin çözeceğine ilişkin inanç gelişsin. Bunun için de bu yıl atılması gereken adımlar atılmalı. Mesela, seçim barajı, partilerde liderler sultasının kaldırılması, adayların belirlenmesinde demokratik yol, Hazine yardımı, medya özgürlüğünün gelişmesi gibi adımlar atılmalı."