Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, gelecek günlerde yapılması beklenen "kabine değişikliği" ile ilgili olarak kulis yazdı. "Başbakan Binali Yıldırım’ın kabineden dört ismin değişmesini ve değişikliğin hemen yapılmasını istediği dün kulislerde konuşuluyordu" diyen Çevikcan, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kabinenin ana omurgasını oluşturan temel bakanlıklarda değişimi şu aşamada düşünmediği belirtiliyor" ifadesini kullandı.
Serpil Çevikcan'ın "Erdoğan’ın hızı ve siyasete yeni ‘kurul" başlığıyla yayımlanan (31 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
16 Nisan referandumundan sonra taşlar yerine oturuyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önce Ak Parti’ye üye oldu, ardından partisinin başına yeniden geçti, Ak Parti üst yönetimini belirledi ve 2019’a giden yolda beraber çalışacağı parti A takımını oluşturdu.
Referandum sonucunun gerektirdiği aşamalardan sonuncusu da dün gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı, Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla Meclis’e gelerek partisinin grup toplantısında 1044 gün sonra ilk konuşmasını yaptı.
Meclis dün çok hareketliydi.
Alınan güvenlik önlemleri, oluşturulan uzun selamlama ve selfi kuyrukları, Ak Parti Grup Toplantı Salonu’nda Ak Parti teşkilatlarının bir ağızdan “Bir şarkısın sen” şarkısını söylemeleri olağanüstü günün notlarıydı.
Cumhurbaşkanı’nın Ak Parti üyeliğini yeniden kazandığı törenden itibaren kamuoyuna yansıyan Cumhurbaşkanı-Başbakan uyumunun izleri dünkü grup toplantısı öncesi ve sonrasında da açıkça görülüyordu.
Nitekim Cumhurbaşkanı, grup toplantısında Başbakan Binali Yıldırım için, “Kendisi demokrasi tarihimize altın harflerle yazılacak bir süreci başarıyla yürütmüştür” ifadesini kullandı ve teşekkür etti.
‘Değişim, icraat, seçim’ mesajları
Erdoğan, 2017’yi değişim, 2018’i icraat, 2019’u seçim yılı olarak ilan etmişti.
Referandumun sonuçları açıklandıktan sonraki her konuşmasında Cumhurbaşkanı’nın bu sacayağına dönük mesajlarını daha keskin vurgularla dinliyoruz.
Erdoğan, dünkü grup konuşmasında da partideki, “metal yorgunluğu” üzerinden bir istikamet çizdi.
Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını dinlerken Ak Parti’nin kuruluş felsefesi konusunda yaptığı değerlendirmeler sırasında kullandığı, “toplumsal merkezi, siyasi merkezi taşıma misyonunun” altını çizdim.
Cumhurbaşkanı da Ak Parti’nin bu misyonunun altını çizip, millet-devlet bütünleşmesini sağlayarak siyasi tarihe geçtiğini belirtirken, bu süreçte siyasi rakiplerinin olmadığını da vurguladı.
Bu nedenle Ak Parti’nin kendisiyle yarışmak zorunda kaldığını belirterek, tüm bu süreçlerin bir yorgunluğa yol açtığına işaret etti.
Partisini, milletle olan bağın kopması, Ak Parti’nin misyonunu yitirmesi halinde olabilecekler konusunda uyardı.
2019, 2023, 2035 hedefleri koyan Erdoğan, Ak Parti için hazırladığı ev ödevleri net.
İki uyarı
Cumhurbaşkanı, “Önümüzdeki süreyi çok iyi değerlendirmeliyiz” dedikten sonra şu ifadeleri kullandı:
“İlk etapta tüm bakanlarımızdan 180 günlük kısa vadeli bir eylem planı istedim. Tıpkı 100 günlük acil programlarımız gibi bu programlar da milletimizin sıkıntılarını çözmeye yönelik olacak... 16 Nisan’da kabul edilen anayasa değişikliği ile başarı çıtası yüzde 50+1’e yükseldi. 1 Kasım’da aldığımız tarihimizdeki en yüksek oy oranı dahi artık yeterli değildir. Yüzde 50’nin üzerini görmeliyiz... Bu yıl sonuna kadar il, ilçe teşkilatlarımızı güncelleyeceğiz. Ortada bir metal yorgunluğu var. Çok daha dinamik, çok daha gayretli ekiplerle 2019’a hazırlanmamız gerekiyor.”
Cumhur- başkanı Erdoğan, benzer değerlendirmeleri önceki günkü Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında da yaptı.
Erdoğan’ın en önemli iki uyarısının, “çok çalışmak” ve “tevazu içinde çalışmak” olduğunu öğrendik.
Bu arada MYK üyelerinin tespiti noktasında Ak Parti’nin kuruluşundan itibaren önemli bir ayırt edici özelliği olan, “istişare” ve “temayül yoklaması” yönteminin uygulandığını da duyduk.
Boş kâğıtla temayül
Toplantıda Erdoğan, MKYK üyelerine birer boş kâğıt dağıttırarak, MYK’da kimin yer almasını istedikleri konusunda bir temayül yoklaması yapıyor.
Dün Meclis kulisinde bu yoklamanın sonuçlarının çok büyük ölçüde A takımının oluşması konusunda etkili olduğu konuşuluyordu.
Önceki gün MKYK toplantısından yazılması gereken önemli bir bilgi daha var.
Anlaşılan o ki siyaset sahnesine yeni bir kurul geliyor.
‘Danışma Kurulu’ geliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu MKYK toplantısında bir Danışma Kurulu oluşturulacağını ifade ediyor.
Dün bu kurula ilişkin detaylı bilgiler almaya çalıştık.
Öğrenebildiğimiz, kurulun üyelerinin siyasette deneyim sahibi isimlerden oluşacağı.
Kurulun çalışma prensipleri ise süreç içerisinde belirlenecek.
Kurulun, hem Beştepe’den hem Meclis’ten hem de genel merkezden bazı isimlerden oluşması ve Cumhurbaşkanlığı, Ak Parti, TBMM ve hükümet arasında bir koordinasyon işlevi de üstlenmesi bekleniyor.
Kurulun ne zaman oluşturulacağı Cumhurbaşkanı’nın kararına bağlı.
Yıldırım’ın isteği
Meclis kulislerinde en çok konuşulan konulardan biri de her geçen gün yeni senaryolara konu olan kabine revizyonu konusuydu.
Dün kuliste sohbet ettiğimiz bir bakanın, “Kabine revizyonu olsa da siz de rahatlasanız, biz de rahatlasak” esprisi aslında bir gerçeği de yansıtıyor.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan, dün konuya ilişkin sorulara, “kapalı” cevaplar verdiler.
Başbakan Binali Yıldırım’ın kabineden dört ismin değişmesini ve değişikliğin hemen yapılmasını istediği dün kulislerde konuşuluyordu.
Cumhurbaşkanı’nın kabinenin ana omurgasını oluşturan temel bakanlıklarda değişimi şu aşamada düşünmediği belirtiliyor.
Kabine revizyonu beklendiği gibi hemen gerçekleşmedi, ancak mutlaka yapılacak.
Zamanlaması ise Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın istişaresinden çıkacak son karara bağlı.
İkinci Erdoğan dönemiyle değişim sürecini hızla kat eden Ak Parti, atılım sürecine hazırlanıyor.
Hedef 80 milyonu kucaklayacak, reformist ve dinamik bir yönetim.