Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), salı akşamı son günlerde çokça tartışılan inşaat ve enerji sektöründeki kredilere ilişkin açıklama yayımladı. Açıklamada bu iki sektörün kredilerinin 46 milyar lirasının takibe alındığını kaydeden BDDK, bu tutarın 2019 yılı sonuna kadar karşılığının ayrılacağının altını çizdi. Kulislerde konuşulanlara göre, mevcut müdahale IMF’nin 4. Madde konsültasyon ekibinin talebi üzerine gerçekleşti.
İktidarla kurduğu ilişki kuşku doğuran bu iki sektörün toplam krediler içindeki payının sürekli artması, bankacılık sektörünün sırtındaki stresi de artırıyordu. 2005 yılında toplam kredilerin yüzde 4’ü bu iki sektöre aitken, 2019 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 17,8’e yükselmiş, sektörlerin bu şekilde dengesiz büyümesi finansal sorunları da beraberinde getirmişti. Birgün'den Ozan Gündoğdu'nun haberine göre, bu dengesiz büyümeye karşılık hem bankacılık sektörüne hem de iktidarla “izaha muhtaç” ilişkileri olan sektörlere deyim yerindeyse neşter vuran BDDK’nin açıklaması dedikoduları da beraberinde getirdi.
IMF, İhtimal borç ilişkisine referans için kendisine üye olmayan ülkeleri de denetliyor
Kulislerden gelen bilgilere göre BDDK, söz konusu müdahaleyi IMF 4. Madde Konsültasyon Ekibi’nin talebi üzerine yaptı. IMF’ye borcu olmayan Türkiye’nin IMF’nin ricasını neden dinlediği son aylarda çokça konuşulan dedikodulara paralel ilerliyor. Çünkü IMF denetiminde olmak için mutlaka IMF’ye borçlu olmak gerekmiyor. IMF, kendisine üye ülkeleri 4. Madde kapsamında denetliyor ve bu denetim raporu gelecek dönemde kurulacak bir borç ilişkisine referans hazırlıyor. IMF kuruluş anlaşmasına göre her üye ülkenin “4. Madde Konsültasyon Çalışması” çerçevesinde düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor. Bu durum ülkenin IMF’ye borçlu olup olmamasından bağımsız olarak ülkenin IMF’ye üye olup olmadığıyla ilgili. Başka bir deyişle her üye ülke düzenli aralıklarla IMF tarafından denetleniyor.
IMF, üye ülkelerin ekonomi yönetimlerine yol gösterici olmak ve uluslararası finansal sistem üzerindeki gözetim görevini yerine getirmek amacıyla her üyenin ekonomik gelişmelerine ilişkin olarak genellikle yılda bir kere ayrıntılı gözden geçirme çalışmalarında bulunuyor. Söz konusu çalışmalar, IMF Kuruluş Anlaşması’nın 4. Maddesi kapsamında gerçekleştirildiğinden “Madde 4 Görüşmeleri” olarak isimlendiriliyor. Bu bağlamda finansal riskleri yükselen Türkiye’nin IMF ile ilişkilerini pozitif yönlü ilerletmesi hayati önemde.
TIKLAYIN - Çiğdem Toker: IMF Avrupa Direktörü'nün sözlerindeki ipucu: Türkiye, konsültasyon görüşmelerini başlatmış