Ekonomi

'Krize ilk defa gelişmiş ülkeler gibi tepki veriyoruz'

Krizde Türk ekonomisinin durumunu değerlendiren Mehmet Şimşek, "İlk defa gelişmiş ülkeler gibi krize reaksiyon gösteriyoruz" dedi.

15 Şubat 2009 02:00

Krizde Türk ekonomisinin durumunu değerlendiren Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye, ilk defa gelişmiş ülkeler gibi krize reaksiyon gösteriyor" dedi.

Mehmet Şimşek ve eşi Annalisa Şimşek, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan ve AK Parti Eskişehir İl Başkanı Salih Koca ile çiğ börek yedikten sonra seçim koordinasyon merkezine geçerek partililere hitap etti.

Türkiye'de değişim ve dönüşümün sürdüğünü ifade eden Şimşek, kentleri daha uygar, çağdaş ve yaşanabilir duruma getirmeye çalıştıklarını söyledi. Küresel krize karşın Türkiye'de güzel gelişmeler olduğunu ifade eden Şimşek, "Türkiye, geçmişle karşılaştırılamayacak kadar küresel krize karşı direnç gösteriyor. Kur yükselmiş ama enflasyon ve faizler düşüyor" diye konuştu.
 
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Daha önce böyle bir dönem yok. 1994 yılını hatırlıyorum. Dünyada kriz falan yokken son derece normal bir dönem. Türkiye, büyük bir finansal bir krizle karşı karşıya kaldı. Kur yükseldi, 5 Nisan kararlarından sonra ne sattılar? Yüzde 406'dan 90 günlük bono sattılar. 2001'de aynı şeyler. Faizler bir ara yüzde 7 binleri buldu ama yılın ortalaması yüzde 138'di.

Şimdi ne oluyor? Bütün küresel krize rağmen faizler yüzde 15'de. Hatta Merkez Bankası'nın faizi yüzde 13'lerde. Enflasyon tekrar tek haneli rakamlarda. Bütün bunlar şunu gösteriyor. Türkiye, ilk defa gelişmiş ülkeler gibi krize reaksiyon gösteriyor. Gelişmiş ülkelerde talep daralması yaşandığı zaman faizler ve enflasyon düşer. Türkiye de ilk defa bu yaşanıyor. Neden? Çünkü hükümet son 6 yıldır çok ciddi yapısal reform yaptı. Şu anda krize gelişmiş ülkeler gibi tepki gösteriyoruz."

Türkiye önemli bir ekonomik aktör oldu

Türkiye'nin, geçmiş yıllara oranla dünya ekonomisinden çok daha büyük pay alan bir ülke konumuna geldiğini belirten Şimşek, Türkiye'nin, bölgesinde ve dünyada çok önemli bir ekonomik aktör olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin geçen yıl 1 milyon 147 bin taşıt ürettiğini ifade eden Şimşek, bunların yüzde 80'inin ihraç edildiğini, ihracatın yüzde 90'ının da Avrupa'ya gittiğini kaydetti.

Şu anda Avrupa'nın durumunun kötü olduğunu ve talep daralmasının yaşandığını belirten
Şimşek, şöyle konuştu:

"Bizim arabaları alamıyorlar. Alamadığı için araba üretimi yavaşlıyor. Bu da sanayi üretimini aşağıya çekiyor, kapasite kullanım oranlarını aşağıya çekiyor. İhracat aşağı çekiliyor. Bütün bunlara rağmen sanayiciye (çalışanlarınızı kapının önüne koymayın. Eskiden bunu yapıyordunuz. Şimdi yapmayın biz size yardımcı olacağız) diyoruz. Meclisin gündeminde çok önemli bir yasa var. 'Eğer bir talep daralması nedeniyle çalışanlardan bir kısmına ihtiyacınız yoksa onları atmayın. Onların masraflarını hazine işsizlik fonundan karşılasın' diyoruz. Bu Türkiye'de ilk defa oluyor. Yarın öbür gün dünya normalleşme sürecine girer. Türkiye rekabetçi gücünü korusun, çok kaliteli çalışanlarını bir kenara bırakmasın. Dolayısıyla kısa çalışma ödeneğini 6 aya uzatıyoruz, yüzde 50 artırıyoruz. Reel sektöre destek olmak için yapıyoruz."

Teşvik sistemi çeşitleniyor


Şimşek, teşvik sistemini değiştirdiklerini belirterek, Eskişehir'in de yeni teşvik sisteminin merkezinde olacağını kaydetti.

Yeni sistemde büyük yatırımlara Türkiye'nin rekabet gücü, verimlilik ve cari açığı açısından önemli olan sektörlere, belli bir büyüklükteki yatırımlara, nerede olursa olsun teşvik vereceklerini anlatan Şimşek, "Bunun da yasal altyapısı mecliste. Bu ay içinde çıkacak.
Eskişehir gibi cazip merkezlere büyük bir talep olacak" dedi.

Türkiye'yi 4 bölgeye ayırarak kentlerin özelliklerine göre kümelenmeyi de dikkate alarak sektörel-bölgesel içiçe bir teşvik sistemine geçileceğini aktaran Şimşek, teşvikleri de çeşitlendireceklerini bildirdi.

Şimşek, Kurumlar Vergisi indirimi, KDV ve gümrük muafiyet ve, arsa tahsisi, eğitim desteği gibi birçok destek ve faiz unsuru olacağını dile getirdi.

Kimi çevrelerin hükümete, krizi öngörmeyerek önlem almadığı eleştirisinde bulunduğunu belirten Şimşek, "Olacak iş değil" dedi.

Geçen yıl Ulaştırma Bakanlığı bütçesinin yaklaşık 2 milyar lira olmasına karşın yılın tümünde 7 milyar lira harcadığını belirten Şimşek, "Bu tesadüfi mi oldu? Hayır. Bu bilinçli birşeydi. Neden? Çünkü talebin daraldığı dönemlerde kamu harcamalarını artırırsınız. Krizi görmediysem neden bu kadar harcama yapmasına imkan verdik?" diye sordu.

1980 yılından beri toplanan KEY ödemeleri kapsamında geçen yıl 3 milyar lira ödeme yapıldığına işaret eden Şimşek, şöyle devam etti:

"Normalde bunun harcamaya gitmesi lazım. Maalesef o dönemde Türkiye'de yaratılan suni bir gündem ve belirsizlik nedeniyle insanlar tüketimini azalttı. Biraz daha içe dönük yaklaşım içine girdiler. Kriz, Eylül 2008'de derinleşti. Bankalara (istediğiniz kadar Türk Lirası likiditesi hazır, TL'ye sıkışıklık yok. Ne kadar isterseniz verelim) dedik. Bir ara Merkez Bankası'nın sisteme verdiği fon miktarı 16 milyar YTL'yi aştı. Döviz konusunda birtakım kaygılar vardı. (10.8 milyar dolarlık rezervi tahsis ediyoruz) dedik. Yeter ki siz reel sektöre destek olun. O tahsis ettiğimiz kaynağın faizini de yüzde 7'ye indirdik. Vadesini uzattık."

Krizde talep daralıyor

Şimşek, dünyanın büyük bir kriz yaşadığını belirterek, bu dönemde vatandaşın biraz daha içe dönük yaşadığını bildirdi. İnsanların ev ve otomobil almaktan imtina ettiklerini vurgulayan Şimşek, dünyada da bunun yansımalarının yaşandığını kaydetti.

Şimşek, şöyle konuştu:

"Sanki Türkiye dışında hiçbir yerde sorun yokmuş gibi abarta abarta anlatıyorlar. Doğru. Türkiye'de sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı düşüyor. Bu bir gerçek. Çünkü otomobil üretimi yüzde 52 düşmüş. Otomobil satamıyoruz. Otomobillerin büyük bir kısmını Avrupa'ya satıyoruz. Avrupa'nın durumu iyi değil. Bundan daha doğal bir sonuç var mı? Krizden herkes etkileniyor. Türkiye de etkileniyor.

Türkiye, geçmişle karşılaştırılamayacak kadar dirençli. Dünya piyasaları normalleştiği zaman Türkiye'yi çıkış dönemine nasıl hazırlarız, buna bakıyoruz. Bizim derdimiz bugünkü rakamlar değil. Bugünkü iniş çıkışlar artık kaçınılmaz. Bizim için önemli olan Türkiye bir sonraki döneme daha güçlü hazırlansın, dünyayla olan arayı kapatsın. Türkiye, daha sağlam temellere sahiptir."

Şimşek, ABD ve Avrupa'da birçok güçlü bankanın battığını belirten Şimşek, "Bankalarımız, bırakın batmayı, zarar etmeyi, dünyanın en karlı bankalarıdır" dedi.

Akbank'ın 1.7 milyar, Garanti Bankası'nın da 1.9 milyar kar ettiklerini hatırlatan Şimşek, "Türkiye'de bankalar sapasağlam ve kar ediyorlar. Türkiye'de hane halkının borcu düşük. Abartılara bakmayın. Türkiye'de hane halkı borcunun milli gelire oranı yüzde 11. Doğu Avrupa'da bu oran yüzde 28, Batı Avrupa'da ise yüzde 50'inin üzerinde" diye konuştu.