Ekonomi

‘Krizden çıkışın anahtarını bulmaya çalışıyoruz’

Ailelere tasarruf önerileri sunan ekonomi yazarı Meliha Okur, acaba kendisi ne tür tasarruf önlemleri uyguluyor?

24 Ocak 2009 02:00

‘Krizden çıkışın anahtarını bulmaya çalışıyoruz’ diyen ekonomi yazarı Meliha Okur, evlere girip, ailelere tasarruf önerileri sunuyor... Peki acaba kendisi ne tür tasarruf önlemleri uyguluyor?

Ekonomi yazarı Meliha Okur, televizyonda sabah kuşağında yayınlanan Evdeki Hesap programında, aile üyelerine kriz döneminde kemer sıkma önerilerinde bulunuyor; onlarla çarşı pazar geziyor.... "Krizden çıkışın anahtarını bulmaya çalışıyoruz,'' diyen Okur, bu sefer de kendi tasarruf önlemlerini anlatmış.

İşte Meliha Okur’la yapılan ve Sabah gazetesi Cumartesi ekinde (24.12009) yer alan röportaj:

Ekonomi haberlerini, anlaşılmaz ve ulaşılmaz olmaktan çıkarıp özellikle ekran karşısındaki ev kadınlarının da rahatlıkla anlayabileceği bir dille anlatan Sabah yazarı Meliha Okur, şimdi de stüdyodan çıkıp, evlere girmeye başladı. NTV'de sabah kuşağında yayınlanan Evdeki Hesap programında evlere girerek pratik hayattaki ekonomiyi ve yansımalarını takip ediyor ve tam da kriz ortamında, aile üyelerine kemer sıkma önerilerinde bulunuyor; onlarla çarşı pazar geziyor, 'giren hesap çıkan hesap' ayarlamaları yapıyor ve ailelere ekonomik alanda, bir anlamda yaşam koçluğu yapıyor. Hafta içi her sabah saat 10.10'da Evdeki Hesap'la ekrana gelen Okur'la biz de çarşı pazar gezip, ekonominin nabzını birlikte tuttuk.

Derdini anlatmak için sıraya giren esnaftan, emeklileri kimsenin düşünmediğinden şikayetçi olanlara, "Belediye başkan adayı olduğunuz için mi halkın arasına girdiniz? Yoksa gazeteciler bizi unuttu.'' diyenlere kadar, herkesi dinledik.

Laf arasında da Meliha Okur'dan kriz döneminde tasarruf yapmanın püf noktalarını, parası olanların 2009'da en iyi nasıl yatırım yapabileceğini ve Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda zenginler ligine girebilmesinin sırlarını da öğrenmeye çalıştık.

Her gördüğümü almam

Ailelere bol bol kemer sıkma önerilerinde bulunurken, kendi hayatınızda nelerden tasarruf ediyorsunuz?

Ben her zaman kemer sıkan bir aile yapısından geliyorum. Üstelik ekonomik şartları çok kötü olmayan, kendi ayakları üstünde durup üretmesi gereken bir aile geleneği... Bu yüzden hep bilinçli tüketim ve tasarrufa dikkat ediyorum, gereksiz harcama yapmam. Elim sıkı değil, ama çok bilinçli harcama yapmaya dikkat ederim. Yaşam kalitesi de önemlidir.

Alışveriş yapmayı sever misiniz?

Severim ama her gördüğümü de almam. Kimsenin de almaması lazım. Program için şimdi yeni bir aileyle birlikteyiz. Evin hanımı artık büyük marketlere gitmiyor. Çünkü büyük marketlere gittiğinde kendini tutamayıp her şeyi satın almak istiyormuş. Onun için artık küçük marketleri tercih ediyor, bu kişisel bir davranış. Herkesin kendi yanlış yaptığı noktaları bilip ona göre önlem alması lazım.

Mutfak alışverinizi nerelerden yaparsınız? Çarşı pazar gezer misiniz yoksa büyük marketlere mi gidersiniz?

Büyük marketlerden, toptan alışveriş yaparım. İndirimi de mevsimine göre yaparım. Bilinçli bir alışverişçiyim ben.

Rahmetli işadamı Sakıp Sabancı, "Ben alışverişin pazarlık yanını severim, pazarlık yapmadan hiçbir şey almam,'' derdi. Siz pazarlık yapar mısınız?

Ben çok pazarlık yapamam, belli kalemleri izlerim, fiyatı yüksek bulursam nedenini mutlaka sorarım, anlamaya çalışırım.

Büyük marketlerde zaten pazarlık yapma şansımız yok ama pazara gittiğimde çok rahat sorarım.

Zorda kalsanız önce neden vazgeçersiniz? Taksiden mi, kuaförden mi?

Taksiden vazgeçerim. Normalde işimin dışında çok fazla kullanmak istemem. Çünkü Türkiye yılda 14 milyon ton akaryakıt tüketiyor, ithal.

Toplu taşımayı kullanıp otobüse, tramvaya, metroya biniyorum, gayet de mutlu mesut gidiyorum. Kuaföre gelince, güzellik benim için çok fazla maliyetli bir iş değil zaten, o alanda da tasarruf yaparım.

Meliha Okur’dan kısa kısa…

Bir kere ben Madonna değilim, şov yıldızı değilim, gazeteciyim. Gazetecinin görevi bilgili olmaktır, analiz yapmaktır. Kendisine gelen haber bombardımanı içinde kaybolmadan, doğru yolu görmektir.

Bu programda amacımız ukalalık yapmak, fikir satmak değil ama kriz dönemlerinde Türkiye’de hiç yapılmayan bir şeyi, krizden çıkışın anahtarı olan harcama planlamasını yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla çok yol gösterici olabilir, çok fikir verebilir. En bilinçli, en ekonomik alışveriş nasıl yapılır araştırıyoruz. Kaynaklar kıt. Bu kıt kaynakları doğru kullanmalıyız.

Esnaf mutlu oluyor, bazen de kızıyorlar tabii. Kızgınlıkları size değil, kendilerini unutan medyaya. Böyle bir yapı içinde kendilerinin dinlenmesi, fikir beyan edebilmeleri hoşlarına gidiyor.

Küresel krizin boyutlarını bilemiyoruz. Ama '2010'da makul büyüme gelecek' öngörüsünde bulunuluyor. Bu öngörü, altının her zaman daha gözde olacağını gösterebilir. Ama altınla ilgili fonların sıkıntılarını da görebiliriz, dikkat etmek lazım.

Türkiye, para kazanmanın emek olduğunu unuttu. Harcamak kültür ister. Emek ve kültürde sınıfta kalmış bir ülkenin bir an önce kendine gelmesi lazım. Genç nüfusu olan bu ülke, içinde bulunduğu yapısal sorunlar ve küresel krizden, harcama ve insan kaynağı planlamasıyla rahatlıkla çıkabilir.

Türkiye'nin bir numaralı sorunu üretim. Resmi kayıtlara göre 2 milyon 800 bin işsiz var. Üretemeyen sessiz çoğunluğun durumunu yansıtabilmek, anlatabilmek, galiba bu ülkeyi yönetenlerin de gündemindeki önemli konu.

1990'ların Türkiyesi'nde değiliz. Paranın kaynaklarının kötü kullanıldığı, sermayenin olmadığı, fukara diye nitelendirilen bir ülke konumundayız. Ekonomide yapısal bir dönüşüm içindeyiz. Bizim çok zenginimiz yok. Çok zenginimiz olmalı. Böylece mutlu insanların sayısı da artacak.

Kadınlar ekonomiden daha iyi anlar. Eğer dünyada evlerinin içini yöneten kadınlar, şirketleri, fabrikaları yönetseydi dünyanın hali başka olurdu. Yaşam kalitesi artardı. Türkiye'de de ne yazık ki üretimde kadın yok, gençler yok.