Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 2010 yılındaki KPSS Eğitim Bilimleri Sınavında soruların sızdırılmasına ilişkin soruşturmanın, “örgüt” suçlamasından yürütüldüğü ortaya çıktı. Savcı Yücel Erkmen, 25 Ağustos 2014'te Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne talep yazısı göndererek 2716 kişinin HTS kaydının incelenmesi talebinde bulundu. Talep yazısında, şu ifadeler yer aldı: “Söz konusu KPSS sınavına ilişkin soruların daha önceden bilinmeyen bir şekilde elde edilip, e-mail veya mesaj yoluyla birtakım özel ilişki içinde bulunan kişilere gönderilmesi olayı ile ilgili soruşturma başlatıldığı, bu suçun kurulmuş olan bir örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilerek, ülke genelinde, bu örgütün iltisaklı olduğu kişilere cevapların önceden servis edilip, sınava giren bir takım kişilerin olağan dışı yüksek puanlarla sınava giren bütün öğrenciler arasındaki haklı rekabeti saf dışı bırakması eyleminin, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, bu örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve örgütlü olarak sahtecilik fiillerini somut olarak ortaya koyduğu…”
‘2716 kişinin HTS kayıtları’
“Söz konusu suç örgütü ve içerisinde bulunduğu faaliyetlerin tüm yönleri ile deşifre edilebilmesi için (...) bu aşamada başka suretle delil elde etme imkanı bulunmadığı, söz konusu sınavda 120 sorudan 110 ve üzeri soruyu doğru yanıtlayan 2676 kişi ile birlikte daha önce 564 şahsa ait telefon numaralarının HTS kayıtları ile yapılan analiz çalışması sonucunda tespit edilen 40 kişi olmak üzere toplam 2716 kişinin GSM numaraları üzerinde gerekli araştırma yapmak üzere 1 Haziran 2010 ile 1 Ağustos 2010 tarihleri arasındaki iletişimlerinin tespiti, saat, tarih ve baz arayan aranan kimlik bilgisi arayan aranan konum bilgilerini gösterir değerlerini içeren HTS raporlarının Excel ortamında dijital olarak alınması için karar verilmesi talep olunur.”
Savcılık, sınavda 120 sorudan 110 ve üzerinde soruyu doğru cevaplayan 2716 kişinin, 1 Haziran 2010 ile 1 Ağustos 2010 tarihleri arasındaki iletişim kayıtlarının araştırılabilmesi için mahkemeden karar aldı. Savcılığın, 2716 kişilik listesinde, “cemaate yakınlığıyla bilinen bir yayın grubuna ait bir telefon numarasının” da bulunduğu öğrenildi. Mahkeme kararında, savcılığın daha önce de 564 kişinin HTS kayıtlarını araştırdığı ve bunlar arasındaki 40 kişinin birbirleriyle irtibatlı olduğunu tespit ettiği belirtildi.
Yazıda, 2716 kişinin HTS kayıtları, şu sözlerle talep edildi:
“Söz konusu suç örgütü ve içerisinde bulunduğu faaliyetlerin tüm yönleri ile deşifre edilebilmesi için (...) bu aşamada başka suretle delil elde etme imkanı bulunmadığı, söz konusu sınavda 120 sorudan 110 ve üzeri soruyu doğru yanıtlayan 2676 kişi ile birlikte daha önce 564 şahsa ait telefon numaralarının HTS kayıtları ile yapılan analiz çalışması sonucunda tespit edilen 40 kişi olmak üzere toplam 2716 kişinin GSM numaraları üzerinde gerekli araştırma yapmak üzere 1 Haziran 2010 ile 1 Ağustos 2010 tarihleri arasındaki iletişimlerinin tespiti, saat, tarih ve baz arayan aranan kimlik bilgisi arayan aranan konum bilgilerini gösterir değerlerini içeren HTS raporlarının Excel ortamında dijital olarak alınması için karar verilmesi talep olunur”
Karar reddedildi, yeniden başvuran
savcı 9 ACM’den kararı aldı
Mahkeme, savcılığın bu talebini reddetti. Ret kararında, talepte belirtilen 2716 kişinin “şüpheli” veya “sanık” konumunda olmadıkları, yapılan son yasal değişiklikler uyarınca “iletişimin tespitine karar verebilmek için kuvvetli şüphenin somut delillere dayandırılması şartı” arandığı belirtilerek, “dedikodular, doğrulanmamış söylenti, tahmin veya varsayımların somut delillere dayanan kuvvetli şüphe olarak kabul edilmesinin olanaklı olmadığı” gerekçesiyle talebin reddedildiği bildirildi.
Ayrıca kararda, söz konusu sınavda 120 sorudan 110 ve üzeri soruyu doğru yanıtlayan herkes hakkında iletişimin tespiti talebinin kabulüne karar verilmesi halinde, bunun “Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil edeceği belirtilen ret kararında, bunun da korunmak istenen hak ve özgürlüğün özüne dokunacağı ve onun kullanılmasını etkisiz kılacağı” ifade edildi.
Şu gerekçeler de sıralandı:
“Suçla ilgisi olmayan numaraların değerlendirme dışında tutulacağını, aksinin ise belli bir grubun belli bir amaçla (para karşılığı menfaat elde etme veya kendi yandaşına sınavı kazandırma) yaptıkları eylemlerinin soruşturma dışında kalacağını ve delil bulunamayacağını.”
Cemaate yakın bir yayın
grubuna ait numara da inceleniyor
Savcı Yücel Erkmen, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ret kararına itiraz etti. İtirazı bir üst mahkeme olan Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi inceleyerek, kabul etti. Biri başkan toplam 5 üyesi olan mahkeme diğer iki üyenin bilgisi olmadan toplanarak HTS talep edilen 2716 kişilik listeyi kabul etti. Listede cemaate yakınlığıyla bilinen bir yayın grubuna ait bir telefon numarasının da bulunduğu öğrenildi. Bu kararın ardından savcılık, söz konusu 2716 kişi arasında birbiriyle irtibatlı olan kişileri tespit etmek üzere harekete geçti.