T24 - “Biz, istiklal mücadelesinden itibaren sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek adam yetiştirmek isteriz. Çünkü ümmet devrinin böyle bir adamı vardır. Bu, imamdır. İmam, insan doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiği vakit mezarının başında telkin vererek, doğumundan ölümüne kadar bu cemiyetin manen hâkimidir. Bu manevi hâkimiyet, maddi tarafa da intikal eder. Çünkü köylü hasta olduğu vakit de sual mercii imam olur. Biz imamın yerine, köye devrimci düşüncenin adamını göndermek istedik.”
Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Murat Sabuncu imzalı haberde; “Genç cumhuriyet” in en önemli isimlerinden Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel 1940 yılında temelini attığı Köy Enstitüleri’nin misyonunu böyle tarif etmişti. Can Dündar’ın bu konudaki kitabından okuduğuma göre, 13 yıl süresince bu okullardan 17 bin kişi mezun oldu. Kapatılması üzerine yapılan tartışmalar aradan yıllar geçse de bugün hâlâ devam ediyor. Cumartesi akşamı Gaziantep Belediyesi’nin genel sekreteriyle buluşmaya giderken bu konunun gündeme geleceği, belediyenin uygulamaya çalıştığı modelde “enstitüleri önemli bir çıkış noktası yaptıklarını dinleyeceğim” hiç aklımdan geçmemişti.
AKP'li belediyenin Genel Sekreteri Fuat Özçörekçi ve yardımcısı İbrahim Evrim ile yaptığımız sohbette çalışmalarını anlatırken en önem verdikleri projelerinin “öğrenen organizasyonlar” olduğunu belirttiler. Peter Senge’nin temellerini attığı bu felsefenin tüm dünyadan takipçileri-uygulayıcıları var. Temeli “öğrenme insanların yaptıkları her şeyin içine dahil edilmiştir”e dayanıyor. Ayrıca; “Öğrenme, anlık bir olay değil bir süreçtir, bireyler kendilerini geliştirirken etraflarını-kurumlarını da değiştirirler, tüm ilişkilerin temelinde işbirliği vardır” gibi unsurları içeriyor.
Gaziantep Belediyesi Genel Sekreteri Özçörekçi, bu sistemi bir dönem Sabancı Grubu’nda üst düzey yöneticilik yapmış Alper Tokalp’ten duyup Belediye Başkanı Asım Güzelbey’e götürüyor. Oradan da destek alınca önce belediyede, sonra köylerde hatta Emniyet Müdürlüğü’nde bu sistem işlemeye başlıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nden Yavuz Durmuş danışmanları. Kısa bir süre önce Mısır devleti “öğrenen organizasyon” çalışmalarına başladığı zaman Gaziantep bu işi iyi uygulayan model şehir olarak davet almış.
Ortak akılı geliştiren, bilenin bilmeyene öğrettiği, yaratılan değerden herkesin yararlandığı bir sistem. Belediyenin genel sekreteri Özçörekçi diyor ki:
“Köy enstitüleri bu sisteme çok benziyor. Öğrenen organizasyonlar sanki o günkü sistemin bugüne uyarlanmış hali. O yüzden ülkemizin geçmişindeki bu deneyimi tüm Gaziantep’i öğrenen şehir haline getirerek yaşatmak istiyoruz.”
Paraları azdı, ikinci el vagonla Gaziantep modelini yarattılar
Gaziantep’in nüfusu 1 milyon 600 bin kişi. Bölgeden göç alıyor. Trafik yoğunlaşıyor. Özellikle Suriye ile vizenin kalkmasından sonra en büyük sorunlardan biri “ile gelen otobüslere park edecek alan bulmak”.
Önümüzdeki yıllarda trafiğin daha da büyük sorun yaratacağını düşünerek iki yıl önce raylı sisteme geçmeye karar vermişler. Ama raylı sistem pahalı. En az 130 milyon euro gerekiyor. Belediyenin de o kadar parası yok. Projeden de vazgeçmek istemiyorlar. Bir toplantı için gittikleri Almanya’da Frankfurt’ta vagonların ikinci elinin satın alınabileceğini öğreniyorlar. İkinci el derken hurda değil. Halen orada hizmette olan vagonlar. Anlaşıyorlar ama elden geçirmeden “servise koymak” işlerine gelmiyor. Eskişehir’de “devrim arabasının” da yapıldığı Tülomsaş tesislerinde vagonlar adeta baştan üretiliyor.
Ön kısmı değiştiriliyor. İçleri yenileniyor. Bir nevi Gaziantep modeli çıkıyor ortaya. Maliyette düşüyor. Yaklaşık 30 milyon euro’ya maloluyor raylı sistem. Şimdi modeli uygulamak isteyen başka belediyeler “know how” için Gaziantep ile temasta. Bunlardan biri de Kazablanka Belediyesi.
Fakirlere kredi kartı
Gaziantep Belediyesi “ihtiyacı olan ailelere yapılan yardımın” şeklini değiştirmiş. Artık evlere kamyonu yanaştırıp “makarna, yağ, un, şeker” bırakılmıyor. Bunun “onur kırıcı” olduğunu düşünmüşler. Yeni uygulama şöyle: İhtiyacı olan aileler tespit ediliyor. Onlara “1 yıl” boyunca kullanabilecekleri bir kart veriliyor. Şehrin değişik yerlerinde “gıda bankaları” kurmuşlar. Bu kart sahibi gidip oradan kartıyla alışverişini yapıyor. Neye ihtiyacı varsa ihtiyacı olduğu kadar… Belediye ailenin gelir durumunu takip ediyor. Maddi durumları iyileşirse kart iptal oluyor.
Atatürk Gaziantepli biliyor musunuz?
Önümüzdeki yıl ortasında Gaziantep Türkiye çapında bir kampanyaya başlıyor. Kampanyanın adı “Atatürk Gaziantepli biliyor musunuz?” Dayandıkları “haklı bir gerekçe” var. Nüfus kağıtları çıkmaya başladığı zaman ilin ileri gelenleri Mustafa Kemal’a haber yolluyor. “Başında Gazi ünvanı olan şehrimizden size nüfus kağıdı çıkartmak isteriz.” Atatürk bu teklifi kabul ediyor. Ve kendisi Gaziantep’in nüfusuna kaydediliyor. Gazi Mustafa Kemal Beymahallesi Gaziantep...