T24- Cumhurbaşkanı'nın görev süresi tartışması siyaseti ısıttı. 5+ 5 olacaksa daha iki yılı bulunan Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Başbakan Erdoğan, 'bu konuda kararı YSK verecek' diyerek hukuk karmaşasına yeni bir boyut kazandırdı.
Akşam gazetesinin haberine göre, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine olanak tanıyan anayasa değişikliğinin 30 Ekim 2007'de yürürlüğe girmesinin ardından bir süre tartışılan görev süresi konusunda top YSK'ya atıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden hemen sonra Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliği referanduma sunulmuş ve kabul edilerek yasalaşmıştı. Fakat yasaya mevcut cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili geçici madde eklenmemesi nedeniyle Gül'ün durumuyla ilgili bir yasal boşluk oluşmuştu.
Gül'ün görev süresi '5+ 5 mi, yoksa mevcut anayasa değişikliğinden önce seçildiği için 7 yıl mı?' bu konudaki kararı Yüksek Seçim Kurulu verecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, günlerdir hem köşe yazarlarının hem de siyasilerin görüş bildirdiği konudaki tavrını açıkladı. Show TV'deki programda Erdoğan 'Cumhurbaşkanlığı seçimi 5+5 ya da 7 yıl, Yüksek Seçim Kurulu var. Biz bununla ilgili yasal düzenlemeleri yaptık, Nihai karar YSK'nın olacaktır' dedi.
BAŞBAKAN'IN İNCE MESAJI
Erdoğan'ın, bazı hukukçular gibi 'kazanılmış hak söz konusu, Gül'ün görev süresi 7 yıl' dememesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile aralarında bu konuda görüş ayrılığı olduğu sorusunu akla getirdi. Bugüne kadar 'Görev sürem 5+ 5' demeyen Gül'ün, Hindistan'da anayasa değişikliği konusunda yaptığı 'fırsat kaçtı' açıklaması ve ardından görev süresi ile ilgili tartışmalara tepki göstermesi, bu konuda Köşk'e aday olmasına kesin gözüyle bakılan Erdoğan ile gizli yarışın ve nabız yoklamasının erken başladığı şeklinde yorumlandı.
YSK: GÜNDEMİMİZDE YOK
BaŞbakan Erdoğan'ın, Gül'ün görev süresine ilişkin kararın YSK'yı adres göstermesi dikkatleri bu kurula çevirdi. YSK kaynakları ise Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin tartışmanın henüz Kurul'un gündeminde bulunmadığını belirtiler.
Bu tartışmadan önce, 2011'in Temmuz ayında genel seçim yapılacağına dikkat çeken YSK çevreleri, Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin olası bir değerlendirmenin, genel seçimlerden sonra Kurul'un gündemine gelebileceğini belirtiyorlar. YSK'ya yakın kaynaklar, Gül'ün görev süresine ilişkin değerlendirmenin Kurul'a yapılacak herhangi bir başvuru veya Kurul'un re'sen harekete geçmesiyle ele alınabileceğini de ifade ediyorlar.
KÖSE YAZARINDAN AL HABERİ
Gül, Erdoğan ve hükümet çevrelerine yakın- uzak köşe yazarları da birkaç gündür yoğun biçimde Köşk seçimini tartışıyor. İşte bazı köşelerden görüşler:
ŞAMİL TAYYAR (10 Şubat- Star )
Hİçbİr zaman 'fırsat' olmadı ki, kaçsın. Şimdi dar kapsamlı yeni bir anayasa hazırlığı var. Uzlaşmayla çıkarılması arzu ediliyor ama gerekirse referandumun göze alınabileceği sinyali veriliyor.
İktidar partisi bunu becerirse tarihi bir adım atmış olacaktır. Böyle bir ortamda Gül'ün teşvik edici olması gerekirken umutsuzluk pompalaması, dikkatimi çekti doğrusu.
'Fırsat kaçtı' sözü hafızamda yeni bir çentik açtı.
Biliyorum Çankaya sakin ama büyülü bir yerdir. Refah Partisi'nin bile 'demokrat' kimliğine inanarak oy verdiği Ahmet Necdet Sezer'in zamanla nasıl katı bir statükocuya dönüştüğünü hep birlikte gördük. Turgut Özal gibi örnekler de var. O da Çankaya'da en özgürlükçü hüviyete büründü. Yazının sonunda başka bir soruya cevap arıyorum. Gül, Özal gibi mi kalacak yoksa Sezerleşecek mi? Ya da seçim yaklaştıkça tribünlere mi oynayacak?
FEHMİ KORU (12 Şubat- Yeni Şafak)
CumhurbaŞkanI'nIn yoğun programı yüzünden Türkiye gündemini izleyemediği belli; gazetelerde neler yazıldığını, ekranlarda ne yorumlar yapıldığını bilmiyor. Bu yüzden denilen ve yazılanları özetlemek gerekti.
Cevabı şu: 'Kendimi hiçbir mevkidaşımla, hiç kimseyle kıyaslamam ve kıyaslanmayı da istemem. Eğer kıyaslayan varsa arkasında başka niyet ararım. Bunu yapan art niyetlidir. ...'
...Hayrettir, medyada yapılan ve Cumhurbaşkanı Gül'ü kastının çok dışında niyet ve görüş sahibi olmakla suçlayan yorumlar hiç tahmin edilmeyecek kalemlere ait. Gül'ü iyi tanıyor bu yazarlar, bugüne kadar neyi, niçin yaptığını bildikleri gibi neleri yapmayacağından da haberdarlar. Anayasa değişikliğine karşı çıkan, demokratikleşmeyi engelleyen, basına sansür talep eden ve bütün bunları siyasi çıkar beklentisiyle yapan bir Abdullah Gül portresinin sırıtacağını ve o portreyi çizmenin çizeni zor duruma düşüreceğini de görüyorlar elbette...
GÜNGÖR MENGİ (11 Şubat-Vatan)
Kanal 24 Genel Yayın Yönetmeni Akif Beki'nin CNNTürk'e yaptığı açıklama 'söyleyene değil söyletene bak' dedirtecek anlamlar içeriyor olabilir.
Başbakan Erdoğan'ın uzun zaman basın danışmanlığını yapan Akif Beki'nin mensubiyet bağları Cumhurbaşkanı Gül'ü tehdit kokan ifadelerle uyarmasına izin vermeyeceğine göre aşağıdaki sözlerini bir yerden taşımış olması ihtimali oldukça yüksektir: 'Cumhurbaşkanı, partilere eşit mesafede durma meselesini, haklı haksız ayırt etmeyen bir tutuma dönüştürmüş görünüyor ve bunun çok olumlu algılanacağı kanaatinde değilim. Bu durumun siyasetteki karşılığını göreceğiz ama bunun kamuoyunda çok da makul ve makbul bulunacağını düşünmüyorum.'
Gül'ün tarafsız görünme hevesine yönelen uyarı, Başbakan'ın da Çankaya'ya talip olacağının yeni bir işaretidir!
AKİF BEKİ (12 Şubat- Radikal)
Vatan yazarı Güngör Mengi'nin dünkü köşesi için 'Aklını ve mesleğini batık bankaya yatırmış'' dersem, olur mu Allah aşkına?...
...Fikrimi açıkça beyan etme iradesine de, cesaretine de sahibim. Sizi sözcü tutmadığıma ve ihale sizde kalmış olduğuna göre...
Mahallenizin en uyanığı siz misiniz?
Bırakın Cumhurbaşkanı'nın tansiyonu düşürme niyetiyle ortaya attığı bir görüşü yeniden Köşk'e seçilme hesabına bağlamayı...Bırakın Cumhurbaşkanı'nın o görüşüne dair itirazımı Başbakan'la ilişkilendirmeyi...Netice-i kelam; benim üzerimden Başbakan'la Cumhurbaşkanı'nı karşı karşıya getirmek için beyhude çırpınmayı bırakın da...
Boyunuzun yetişeceği daha basit bir
meşgale bulun kendinize. Mesela, tartıştığımız mevzuda kendi fikriniz nedir, onu anlatın bize...