Gündem

Köşe yazarları, Dink kararı için ne dedi?

Köşe yazarları, Hrant Dink davasında 5 yıl sonra çıkan kararı değerlendirdi.

18 Ocak 2012 02:00


T24 -
Köşe yazarları, Hrant Dink davasında 5 yıl sonra çıkan kararı değerlendirdi.



İşte o yazılar:


'Silahlı çocuklar, karanlık bey amcalar'

Ezgi Başaran - Radikal gazetesi (18 Ocak 2012)

Hrant Dink'in ölümünü birkaç 'çocuğun' üstüne yıkıp sıyrılmak, bu ülkenin karanlık güçleriyle nasıl hesaplaşmaktır diye 5 yıldır sormaktayız. Duruşmalar bitse de, illa kapatılsa da davalar, her Allah'ın günü avaz avaz sormak boynumuzun borcudur. 

Yazının devamını okumak için tıklayın...


'Hrant Dink'i korumayan devlet, kendini korudu'

Hilal Kaplan - YeniŞafak (18 Ocak 2012)

Başbakan Erdoğan tarafından 2007 yılında Başbakanlık Teftiş Kurulu devreye sokularak cinayetle ilgili soruşturma başlatıldı ama ne hikmetse aynı hükümetin İçişleri Bakanlığı suçlananları aklamak için rapor hazırlayıp, soruşturmaya gerek olmadığına hükmetti. Mesela Başbakanlık müfettişleri raporlarında, dava sanıklarından Coşkun İğci'nin Yasin Hayal ve arkadaşlarının Hrant Dink'e yönelik bir suikast planı içinde olduğunu Jandarma'ya bildirdiğini belirtmelerine rağmen, İğci'nin "kayıt dışı" çalıştırılmasını gerekçe gösterip Jandarma'nın bunu dikkate almamasını meşrulaştırdı...

Yazının devamını okumak için tıklayın...


'AKP, korumacı bir tutum sergiledi'

Oral Çalışlar - Radikal (18 Ocak 2012)

AKP, kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak değerlendirdiği darbecilerin üzerine yürürken gösterdiği kararlılığı Dink suikastında göstermediği gibi, cineyatte ihmali, kışkırtması, koruması olduğu ortaya çıkan bürokratlara karşı korumacı bir tutum sergiledi.

Hrant Dink cinayetinin kamuoyu açısından artık önemli bir ölçüde aydınlandığını söyleyebiliriz. Cinayetin arka planındaki 'ana aktörler' konusunda az çok bir fikir birliği  var.

Yazının devamını okumak için tıklayın...


'Sonunu ezbere bildiğimiz bir film seyrettik'

Mehveş Evin -  Milliyet (18 Ocak 2012)

Bir kez daha, sonunu ezbere bildiğimiz bir filmi seyrettik. Bu filmin aktörlerini, kurgusunu, yönetmenini biliyoruz. Bile bile seyrediyoruz. Seyrederken bazen yuh çekiyor, bazen isyan ediyoruz.

Arap dünyasına ‘model’ olarak sunulan, hukuk devleti olma iddiasında ve demokratikleştiğini söyleyen bir ülkenin vatandaşlarıyız. Bize söylenen bunlar, ama gerçekte hiçbir şeyin değişmediğini gayet iyi biliyoruz.

Biliyoruz ki eğer bir şeyler değişmiş olsaydı, Dink davası bu şekilde sonlandırılmazdı. Ortaya serilen deliller, böylesine kör gözün parmağına yok sayılmazdı. Zaten hiçbir şeyin değişmesi istenmiyor, belki anlamadığımız bu. İktidar el değiştiriyor, semboller değişiyor, moda deyimiyle “konsept” değişiyor.

Yazının devamını okumak için tıklayın...


'Siyasi cinayetler ve Ermeni düşmanlığı'

Ali Bayramoğlu - YeniŞafak (18 Ocak 2012)

Hrant Dink cinayeti, iki 'devlet geleneği'nin kesişme noktasında durmaktadır: Siyasi cinayetler ve Ermeni düşmanlığı.

Hakikati ortaya çıkaracak bir yargılama için bu iki devlet geleneğiyle yüzleşmek kaçınılmazdır. Çünkü cinayetin nedeni ve oluş biçimi ancak bu sayede anlaşılabilir. Devlet'in siyasi cinayet geleneğiyle yüzleşmeden 'suç örgütü'nün yöntemlerini ve eylemin örgütlenme biçimini anlamak mümkün olmayacağı gibi; kadim Ermeni düşmanlığıyla yüzleşmeden de 'suç örgütü'nün bu eylemi gerçekleştirmesinin, üstelik gözler önünde, göstere göstere gerçekleştirebilmesinin en önemli nedeni de anlaşılamayacaktır..."

Yazının devamını okumak için tıklayın...


'Hepiniz Hayalsiniz'

Yasemin Çongar - Taraf (18 Ocak 2012)

Şimdi, beş yıl sonra, savcısının “Bu cinayeti simit satan çocukların tek başlarına işlemediği bellidir. Ergenekon örgütünün Trabzon ayağının işlediği bir cinayettir bu” dediği; mağdur avukatlarının “Bu cinayet Ergenekon’u da aşan devâsâ bir örgütün işi” diye tarif ettiği; delillerinin bizzat devlet tarafından imha ve gözardı edilmesiyle tıkanıp kaldığı bilinen bu dava sözümona bittiğinde, bitirilmek istendiğinde, bu kez, “Bilmedikleri bir şey var” diye mealini buluyor aynı çığlık: “Biz bitti demeden, bu dava bitmeyecek!”

Yazının devamını okumak için tıklayın...


'Dink cinayeti karanlıkta'

Abdülkadir Selvi - YeniŞafak (18 Ocak 2012)

Dink cinayeti, herkesin işleneceğini bildiği ama kimsenin önlem almadığı bir, "Kırmızı Pazartesi" cinayetini andırıyor.

Devlet içerisindeki bir mekanizma delilleri gizliyor, yok ediyor. Daha birkaç gün önce olay yerinde 5 kişinin konuştuğu ortaya çıktı. Aynı şekilde Samast cinayet mahalline gönderildikten sonra gözcülük yapan birilerinin varlığı tespit edildi.

Yazının devamını okumak için tıklayın...


'Sahiden bir örgüt aradılar mı? Sanmıyorum'

Ruşen Çakır - Vatan (18 Ocak 2012)

Kılık kıyafetlerine, okudukları kitaba, dinledikleri müziğe, gittikleri yerlere bakıp gencecik çocukları “terör örgütü üyesi” olmakla suçlayan, yıllarca tutuklu yargılayan ve çoğunu da ağır cezalara çarptırıp hayatlarını karartan hukuk sistemimiz nedense Hrant Dink’in katledilmesinin ardında herhangi bir örgüt bulmadı. İşin acısı, bu acı karar Hrant kardeşimizin katlinin 5. yıldönümünden iki gün önce çıktı. Sahiden bir örgüt aradılar mı? Sanmıyorum. Arasalardı bulurlar mıydı? Sanmıyorum. Bulsalardı üzerine giderler miydi? Yine sanmıyorum.

Yazının devamını okumak için tıklayın...