Gündem

Korucular: Devlet bizi tasfiye ederse silah bırakmayız

Gerek köylülerden gerek PKK’dan tepki aldıklarının bilincinde olan korucular ise silah bırakmaktan yana değil

24 Kasım 2013 13:08

Altı ilde korucularla görüşülerek yapılan araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı. Korucular, “Devlet bizi tasfiye ederse silahlarımızı bırakmayız” diyor.

Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA), koruculuk sistemine ilişkin araştırması kitap oldu. Geçmişten Günümüze Türkiye’de Paramiliter Bir Yapılanma: Köy Koruculuğu Sistemi adlı kitap Şemsa Özar, Nesrin Uçarlar ve Osman Aytar tarafından kaleme alındı.

Taraf gazetesinden Bahar Kılıçgedik’in haberine göre kitapta 1985’te oluşturulan ve hâlâ varlığını sürdürülen Köy Koruculuğu sistemi detaylı olarak ele alındı. Devlet ile PKK arasında kaldıklarını anlatan korucular, “Silahlarımızı bıraktığımızda PKK’nın hedefi oluruz. Devlet eğer güvence vermeden bizi tasfiye ederse, biz de isyan ederiz. Teröre karşı devlet dursa da biz durmayız” diyor.

 

Dünden bu güne koruculuk

 

Kitapta yer alan resmî verilere göre, 1 Şubat 2013 tarihi itibariyle bölgedeki 22 il sınırı içinde toplam 46 bin 195 geçici köy korucusu bulunuyor. Ayrıca gayrıresmi 20-25 bin civarında gönüllü köy korucusu olduğu belirtiliyor. Çalışma, 2011 yılında Ağustos’tan, Ekim sonuna kadar Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Şanlıurfa, Şırnak ile Van’ın il, ilçe ve köylerinde gerçekleştirildi. Bu kapsamda geçici-gönüllü korucular ve bunların eşleri, çocukları başta olmak üzere toplam 68 kişi ile görüşüldü.

Çalışmada, silahların sustuğu dönemde köy koruculuğunun tasfiyesi yerine, korucu sayılarının artırılması ile bu sistemin asimilasyon ve böl-yönet yoluyla Kürt toplumunu hizaya getirme amacı taşıdığı tespitine yer verildi. Koruculuk sisteminin halkın devletten yana olması için geliştirildiği belirtilerek, sırf bu yüzden defalarca işlenen suçların görmezden gelindiği bilgileri de yer aldı.

 

Taburları var

 

Çalışmada koruculuğun köylerde oluşturulan gruplarla sınırlı olmadığına da dikkat çekildi. Oluşturulan korucu taburlarının başında çoğunlukla muhtarların bulunduğu belirtildi. Taburda, tabur komutanı ile kendilerini bölük komutanı olarak tanıtan korucuların bulunduğu belirtiliyor. Şırnak tarafında “Hançer Timi”, Van’da ise 5000’den fazla korucuyu bünyesinde barındıran “Şimşekler Taburu” olduğu ifade ediliyor.

 

Silah bırakmak istiyorlar

 

Van’da bir korucu; “Bugün de imkân olsa, bu sorunu çözseler; ilk silahı biz bırakırız imkânımız olursa. Hiçbir zaman koruculuk sistemini kabul etmedik. Bizim köy ve çevremiz, hepimiz zorla korucu olduk” derken, Mardin Midyat’ta görüşülen bir korucu, “Koruculuğun bize hiçbir faydası olmadı, ama alıp götürdüğü çok şey oldu. Bu sistem batık durumda” diyor. Diyarbakır-Lice’de korucu çocuğu olan biri, “Korucu çocuğu olduğumuzu söyleyemiyoruz. Ağabeyim üniversitede okuyor, o da hep gizli tutuyor” diye aktarıyor. Araştırmada, koruculuk erkekleri kapsayan bir uygulama olsa da, farklı bölgelerde toplam 35-40 kadının geçici köy korucusu olarak istihdam edildiği belirtiliyor.

Kadın korucular, kocaları görevdeyken hayatlarını kaybedenlerden oluşuyor. Gerek köylülerden gerek PKK’dan tepki aldıklarının bilincinde olan korucular ise silah bırakmaktan yana değil. Bu grup, talepleri karşılanmadan koruculuk sistemi tasfiye edilirse isyan edeceklerini şu şekilde aktarıyor: “Devlet koruculuğu kaldırırsa bizi de öldürmüş olur. Bize tepki var, hem de çok fazla. Bazen tepkilerinde haklıdırlar.

Korucular burada da şiddet yapmışlar, baskılar yapmışlar. Devlet bize ‘Bu iş bitti, hadi silahınızı verin, gidin’ diyemez. Öyle bir şey yaparsa daha kötü olur, biz de başkaldırırız”.

Van’da korucu olan Dernek Başkanı, koruculuğu gönüllü olarak yaptıkları için çok düşman kazandıklarını belirterek, şunları ifade ediyor: “Bize, ‘Ayıptır, Kürt olan biri nasıl koruculuk yapar?’ yaklaşımı sürekli vardır. Ama biz devletimizi, Türkiye’mizi seviyoruz. Canımızı seve seve feda ederiz. Bir defa terör durdurulmadıkça biz de durmayız. Devlet dursa biz durmayız”.

 

Aralarında uzlaşma anlaşması yapılmalı

 

Koruculuğun açtığı yaraları sarmanın sadece özlük haklarını karşılamakla mümkün olmayacağının belirtildiği çalışmada, koruculuğun tasfiyesi durumunda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şu şekilde sıralandı:

- Sivillere karşı suç işlemiş korucular derhal mahkeme önüne çıkarılmalıdır.

- Korucuların, işgâl ettikleri topraklardan ve evlerden çekilmesi sağlanmalı.

- Silah taşımayı gerektirecek ya da başkaları üzerinde imtiyaz sağlayacak herhangi bir işte çalışmamaları için kesin önlemler alınmalı.

- Gerek PKK ve korucular, gerekse korucular ve köylüler arasında öç alma eylemlerinde bulunulmayacağına dair, her kesimin katılacağı bir uzlaşma anlaşması yapılmalı.