Koronavirüs | İşverenler evden çalışanları nasıl denetliyor, özel hayatın gizliliği tehlikede mi?
26 Haziran 2020 09:24
Koronavirüs salgını nedeniyle alınan önlemler kapsamında dünyanın birçok bölgesinde çok sayıda insan evden çalışmaya başladı.
Başta teknoloji alanında olmak üzere bazı şirketler salgın sona erdikten sonra da çalışanlarının evden çalışmayı sürdüreceklerini açıkladı.
Danışmanlık şirketi Global Workplace Analytics, 2021'de ABD işgücünün dörtte birinden fazlasının haftanın birkaç günü evden çalışacağı tahmininde bulunuyor.
Bu süreç aynı zamanda işverenlerin, çalışanların performansını takip etmesini sağlayan bazı uygulama ve programların kullanımının arttığı bir dönem oldu.
Thomson Reuters Foundation'da yer alan bir haberde, personelin çalışmasını ve verimliliğini gözetleyen araçlar geliştiren Amerikan şirketi Hubstaff'ın kurucusu David Nevogt, Mart ayından bu yana kendilerine yapılan başvuruların üç katına çıktığını belirtiyor.
Ancak bu durum özel hayatın gizliliğinin tehlikeye düşmesi ve gözetim ve takibin kötü maksatlı kullanımı ile ilgili kaygıların dile getirilmesine de neden oluyor.
Pandeminin etkisiyle işini kaybetme korkusu yaşayan birçok çalışanın, gözetlenme konusunda isteksiz olsalar da işverene itiraz etmelerinin zor olduğu ifade ediliyor.
ABD'de California merkezli siber güvenlik şirketi EFF'nin yöneticisi Eva Galperin, "Hayır demek giderek zorlaşıyor. Ekonomi bu haldeyken, işsizlik oranı yüzde 20'lerdeyken başka seçeneğiniz var mı?" diye soruyor.
Şirketler bu tür programları kullanmalarını masum nedenlere bağlasa da, özel hayatın korunması ile ilgili kaygılar dile getiriliyor.
Ancak usulünce yapılması halinde şirketlerin çalışanlarının verimliliğini denetleme hakkına sahip olduğu ifade ediliyor.
Takip hangi koşullarda başlıyor?
Kişisel veri-bilgilerin korunması konusunda birçok ülkede özel yasalar var. Bu yasalar, kişiler hakkındaki bilgilerin belli bir amaç doğrultusunda yasal, adil, şeffaf kullanımını ve gerektiğinden fazla saklanmamasını öngörüyor.
Gözetlemeye başlamadan önce işverenlerin çalışanları bundan haberdar etmesi, bu takibin nedenlerini ve elde edilen verilerin nasıl kullanılacağını açıklaması gerekiyor.
İngiltere'de mühendis, müdür, bilim insanı ve diğer uzmanları temsil eden Prospect sendikasından Andrew Pakes, beyaz yakalıların gözetlenmesi ile ilgili yeni gözetleme araçları oluşturulduğuna ve bunların diğer kesimleri de kapsayacak şekilde yaygınlaştırabileceğine dikkat çekiyor.
Pakes, "Teknoloji, ihlal düzeyini ve aşırı gözetleme kabiliyetini başka boyutlara taşıyor" diyor.
Sendika görevlisi, bu tür teknolojiler kullanıldığında çalışanların haberdar edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Ancak şirketlerin evden çalışma düzeneklerini kurmada aceleci davrandıkları bir dönemde her şeyi gereğince yapmayabilecekleri uyarısında bulunuyor.
"Kamu sağlığı ve esnek çalışma adı altında, ki bunlar önemli, yeni bir gözetim düzeyine doğru uyur gezer adımlarla ilerliyor olabiliriz" diyor.
Forbes'ta yer alan bir haberde, çalışanların takip edilmesiyle ilgili eylemler şöyle sıralanıyor:
Klavyede yazılanların denetlenmesi
İnternet aktivitesinin kaydedilmesi
Ekran görüntüsü alınması
Cihazlardaki kameraların kullanılması
Hangi çalışanların hangi dosyalara ve ne zaman girdiklerinin belirlenmesi
GPS tekniğiyle çalışanın lokasyonunun tespit edilmesi
Bilgisayarın boşta kaldığı zamanın veya bir uygulama veya programın ne kadar süreyle açık kaldığının ölçümü yoluyla çalışanların verimliliğinin ölçülmesi
Çalışanları gözetleyen programlar da oldukça çeşitli. Örneğin Slack işverene özel mesajlara erişim olanağı sağlıyor. Ya da Slack'te (veya Facebook, YouTube ve asıl işiniz üzerinde) kaç dakika harcadığınızı ölçen daha karmaşık programlar da var.
Evden çalışma döneminde kullanımı yaygınlaşan Zoom ise ödemeli servisinde, toplantı çağrısı yapan kişiye "dikkat takibi" adı verilen bir hizmet sunarak toplantıya katılanların 30 saniyeden fazla programdan uzaklaşmalarını tespit etme olanağı sağlıyor. Zoom bunun sadece çağrı yapan kişinin ekran paylaşması halinde aktive olduğunu ve sunumların ne kadar dikkatle izlendiğine dair eğitim çalışmalarında kullanımının amaçlandığını belirtiyor.
Hubstaff'ın geliştirdiği program işverene çeşitli gözetleme seçenekleri sunuyor. Bunlar arasında GPS yoluyla işçinin yer tespiti, bilgisayar başında fare ve klavye kullanımının takibi yoluyla da çalışma hızlarının gözetlenmesi de bulunuyor.
Ayrıca çalışanların hangi web sayfalarında dolaştığı, belli bir projede ne kadar zaman harcadıkları tespit edilebiliyor ve belli aralıklarla ekran görüntüleri alınabiliyor.
Hubstaff, ekran görüntüsü alınırken kullanıcıya uyarı gittiği ve bu seçeneğin engellenebileceğini söylüyor.
Çalışanlar farkında olmadan arka planda işleyen takip programları için yapılan başvuruların reddedildiğini belirtiyor.
Bilgisayar programcılığı şirketi Sapience, çalışanların bilgisayardaki aktivitelerinin yanı sıra ne zaman çevrim dışı kaldıklarının da belirlenebildiğini belirtiyor.
Araştırma şirketi Gartner'a göre, birçok büyük şirket "geleneksel olmayan" gözetleme tekniklerini kullanıyor. Bunlar e-posta analizleri, bilgisayar kullanımı ve çalışanın ofis içindeki hareketlerinin gözlenmesini de içeriyor.
Çalışanların haberi olmadan izlenmesini sağlayan takip uygulamalarının reklamını yapan bazı programcılık şirketlerinin de olduğu belirtiliyor.
Reuters haberinde bunlardan biri olarak Kanada merkezli Deep Software programcılık şirketine yer veriliyor.
Şirket, Nisan ayında geçen yılın aynı dönemine göre bu tür programlar hakkında bilgi almak için yapılan başvuruların yüzde 70 arttığını söylüyor.
Verilerin kullanımı sorunu
Prospect sendikasından Pakes, müdürlerin çalışanların verimlilikleri ile ilgili makul taleplerde bulunma hakkı olduğunu, ancak asıl kaygıların gözetleme programlarının topladığı bilgi miktarıyla ilgili olduğunu söylüyor.
Ekran görüntülerinin özel yazışmaları içerebileceği, ziyaret edilen web sayfalarından ise çalışanın hamile olduğu, sağlık sorunu olduğu veya sendika üyesi olduğu gibi bilgilerin müdürler tarafından elde edilebileceği belirtiliyor.
Elde edilen bilgilerin nerede ve nasıl saklandığı, ne için kullanıldığı veya paylaşıldığı ile ilgili kaygılar da dile getiriliyor.
Deep Software, veri paylaşımının kendi programlarını kullanan işverenlerin inisiyatifinde olduğunu, ancak sağlık gibi bazı alanlarda yasal sınırlamalar bulunduğunu belirtiyor.
Hubstaff ise tüm verilerin kriptolu olduğunu ve müşterinin seçtiği tür ve plana bağlı olarak üç yıla kadar saklanabildiğini; bu verilere sadece işveren şirket ve müdürlerin erişebileceğini söylüyor.