KONDA'nın yaptığı araştırmaya göre AKP seçmenleri arasında Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin tepkilerini haklı görenlerin oranı yüzde 35 civarında.
Boğaziçi Üniversitesi olaylarını duyanların yüzde 80’i öğretim üyelerinin tepkisini haklı buluyor. Boğaziçi akademisyenlerinin KONDA ile birlikte hazırladığı “rektör belirlemede öğretim üyelerinin sürece katılımı” ve “Boğaziçi olayları” konularına ilişkin modülün sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre Boğaziçi Üniversitesi olaylarını duyanların yüzde 80’i öğretim üyelerinin tepkisini haklı buluyor.
Türkiye’deki her 100 haneden 40’ında gelirin giderden daha az olduğuna vurgulayan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, "Toplumun sakin bir yerden ‘siyaset marifetiyle çözüm bulur muyuz’ ya da ‘kaos yaşamadan buradan kurtulur muyuz’ diye bir derdi var. Umutsuz olmak için bir sebep yok, Türkiye toplumu çok hızlı bir biçimde değişiyor." değerlendirmesinde bulundu.
KONDA’DAN BOĞAZİÇİ BAROMETRESİ
Boğaziçi’nden akademisyenlerin KONDA ile yaptığı Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili modülün sonuçları açıklandı. “Rektör Belirleme Süreçleri ve Boğaziçi Olayları Modülü” başlığını taşıyan çalışma 5-6 Şubat 2022 tarihlerinde gerçekleştirildi. Türkiye’deki 15 yaş üstü yetişkin nüfusun, siyasal eğilimlerini, tercihlerini ve profillerini ölçmeye yönelik yapılan çalışma, 3 bin 506 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldı. 24 Haziran 2018 seçimlerini mahalle ve köy sonuçlarına göre hazırlanan ve -kır, kent, metropol olarak ayrıştırılmış- 12 bölge esas alınan araştırmanın sonuçları İstanbul’da yapılan toplantı ile paylaşıldı.
Türkiye’nin içinde bulunduğu zor günlere dikkat çekerek sözlerine başlayan KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır, "Bir yandan savaşa var, bir yandan pandemi ile insanlar hala hayatını kaybediyor, bir yandan dehşet bir ekonomik kriz var" dedi. Ağırdır, geride bıraktığımız ay Türkiye’deki her 100 haneden 40’ında gelirin giderden daha az olduğuna vurgu yaptı.
Ağırdır şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye toplumunda zihni planda çok büyük bir değişim var"
"Toplumun sakin bir yerden ‘siyaset marifetiyle çözüm bulur muyuz’ ya da ‘kaos yaşamadan buradan kurtulur muyuz’ diye bir derdi var. Umutsuz olmak için bir sebep yok, Türkiye toplumu çok hızlı bir biçimde değişiyor. Türkiye toplumunda -kelimeleri bizim gibi kuramıyor olabilirler- ama zihni planda çok büyük bir değişim var. 12 yıl arayla baktığımızda bile toplumda nasıl bir dönüşüm olduğunu, olumlu anlamda, görüyoruz. Evet bu memleketin insanları birey olmak konusunda gayretli ama yurttaş olmak konusunda ikircikli. Hep söylüyorum, donmuş bir göle bakıyor gibiyiz, o kutuplaşma hala varlığını sürdürüyor ki, kutuplaşma bile nitelik değiştirmiş durumda. Ama asıl buzun altında çok ciddi bir değişim var, gündelik hayat pratikleri benzeşiyor ve benzeştiği yerde ortaklaşma hali var. Empati yükseliyor. Kültürel kimliklere olan sadakat eksiliyor, sınıfsal mesele olduğunu biliyor ama henüz ne yapacağı konusunda net olamıyor. İktidar yanlısı da sorun olduğunu görüyor, damın su aldığını biliyor ama karşı eve doğru da koşamıyor, beni almazlar diye. Özetle toplumun büyük bir kesimi arabayı emniyet şeridine çekmiş hangi konvoyun arkasına takılırsam neşeli ve rahat hayata giderim diye düşünüyor. Onun için kimseye kızmamıza gerek yok. Yeni bir konvoy düzmek zorundayız.”
