Aralarında yabancı özel liselerin de yer aldığı özel okullarda ilk önkayıt dönemi yarın sona eriyor. Okullara daha ilk günden kontenjanlarının 3 ile 5 katı arasında başvuru oldu. Bu yüzden de “asil” listeye girme kriterinde belirleyici “yaş” oldu.
Habertürk yazarı Pervin Kaplan, kolejlere kayıt kriterindeki o değişikliği yazdı.
“Yaşı küçük olana kayıtta öncelik” verilmesi ise bugüne kadar okulların hiç kullanmak zorunda kalmadığı bir kriterdi.
Dün birçok okul yöneticisiyle konuştuk. Hepsi öğrencileri elemek için “yaş kriteri”kullanmak zorunda kalmaktan rahatsız. Bugüne dek kullanılmayan “yaş kriterinin”nedeni ise kolay TEOG ile hormonlu notlar.
Kolejlerin çoğu “hormonlu oldukları” için okul notlarını değil, TEOG sınavlarını kullanıyor. Yerleştirme puanı hesaplanırken, iki dönem TEOG puanları yüzde 50 etkili oluyor. Amerikan Robert’te ise ikinci dönem yüzde 70 etkili. Bu sınavlara göre de okullar kendi puanlarını açıklıyor. Ancak bu yıl özellikle ikinci TEOG çok kolay olup, 17 bin 79 şampiyon çıkınca bu hesaplar da ilk kez şaştı. Çünkü okullara başvuruların yarısını tam puanlı öğrenciler.
Örneğin Amerikan Robert Lisesi’ne bin başvurunun yarısı 1000 tam puanlı. Okulun kontenjanı ise 200. Üstelik bu sadece Robert için değil, diğerlerinde de geçerli.
Eşit puanlı öğrencilerin kayıt işlemlerinde ise şu kural işliyor:
Puan eşitliği durumunda sırasıyla Türkçe 2, Türkçe 1, Matematik 2, Matematik 1, Fen 2, Fen 1, İnkılap Tarihi 2 ve 1 sınav puanları yüksek olan kayıt hakkı kazanıyor. Eşitlik bozulmazsa bu kez sırasıyla 8. sınıf, 7. sınıf ve 6. sınıf yıl sonu başarı puanı yani okul notları yüksek olan aday kayıt hakkı kazanıyor. Bugüne kadar kullanılan en son kriter okul notlarıydı. Ancak bu yıl öğrenciler arasında burada da eşitlik bozulmayınca kullanılmayan “yaş kriteri” devreye girdi. Okulların asil kayıt listesi yaşı küçük olana öncelik verecek şekilde oluşturuldu. Hatta yaşı da eşit olan bazı öğrenciler için son kriter olan devamsızlığa da bakıldı.
İşte “başarı yerine” yaş gibi kriter kullanılması bu okul yöneticilerini rahatsız ediyor ve eleştirilerini şöyle sıralıyorlar:
“Başvuran çocukların yarısı tam puanlı.Bu yıl TEOG’da özellikle ikinci dönem sınavları bilenle bilmeyeni ayırt edecek şekilde eleyici olmadı. Bu yüzden okul notlarına bakıldı. Çoğu hormonlu 100 verilmiş notlar da elemedi. Maalesef hiç kullanmadığımız yaşa baktık. Yaşı küçük olana öncelik tanıdık. Ocak yerine temmuz ayında doğduğu için ya da okula erken başladığı için bazı çocuklar asil listeye girdi. Hatta hemen her okulda 10 kadar öğrenci yaşta da eşit çıkınca son kriter olarak devamsızlığa bakıldı. Oysa çocuk belki hastalandığı için okula gitmedi. Bu elenme gerekçesi olabilir mi? Ama maalesef oldu. “
Bir başka okulun yöneticisi ise “son kriter” olarak yaşı kullandıklarını söyleyerek,“Toplam 750 başvuru içinde 100 tane yaş önceliği kazanacak öğrenci var. Bugüne kadar hiç böyle bir kriter kullanmamıştık. Hiç adil değil. İlk kayıt dönemi bugün de sürecek. Akşama kadar nasıl bir tablo çıkacak biz de endişe ile bekliyoruz” diyor.
MEB, ne kadar TEOG sınavlarının “eleme”amacı taşımadığını söylüyor olsa da bu sınavlar eğer yerleştirmede kullanılıyorsa bunun bir eleme ve seçme sınavı olduğunu kabul etmesi ve sorularını da sıralama sınavlarındaki gibi “bilenle bilmeyeni“ayırt edecek nitelikte hazırlaması gerekiyor. Aksi halde tablo bu oluyor.