Spor

Kolbastıyla gelen sempati

Turkcell Süper Lig'nin açılış maçında Trabzonspor, sahasında Ankaragücü'nü konuketti... Sevecen Tunç yazdı...

07 Şubat 2009 02:00

Tam da “Trabzonspor üç puan hayallerini Avni Aker’in zeminine gömdü” diye düşünürken, sezonun ilk yarısındaki Ankaragücü maçında ofsayt kararıyla gol sevinci kursağında kalan Umut sahneye çıktı. 90+1’de gelen “Umut” golü Avni Aker’de tribünleri coşturmaya yetti… Futbolcusu ve taraftarıyla, bu coşkulu ruhla, şampiyonluk asasını kolay teslim etmeyecektir Trabzon…

> Trabzonspor'un şampiyonluk Umut'u: 2-1
> Yanal: Ders alınacak maç

Süper Lig’de 19. haftanın ilk maçı için Trabzon’a, Hüseyin Avni Aker Stadyumu’na uzanıyoruz… Sahanın bir tarafında, çeyrek asırlık şampiyonluk hasretinin ‘vuslat’ düşündeki Bordo Mavililer, diğer tarafta ise kuruluşlarının 100. sene-i devriyesini 2. ligde kutlama kabusu içinde Ankaragüçlüler…

Ve hakemin çalan düdüğü ile maç başladı... Yattara’nın sağ kanattan ceza sahasına girerek yarattığı pozisyonda “dakika bir gol bir” denilecekken, Umut’un kaleye gönderdiği top, sarı lacivertlilerin sezon arası file transferi Bora’da kaldı. İlk dakikaların hissiyatıyla, tribünlerdeki coşkuya sahadaki mücadele eklenince Trabzon’un bizi bir futbol ziyafetine davet ettiğini anlıyorduk… Maçın 15. dakikasına geldiğimizde sahnede iki Trabzon delikanlısı boy gösteriyordu. Egemen ve Tayfun. Trabzonspor’un eski teknik direktörlerinden Ahmet Suat Özyazıcı’nın deyimiyle “yerlinin de yerlisi” türünden… Egemen’in, serbest vuruştan ceza sahasına gelen topu kafayla indirmesiyle Tayfun’un altı pas içinde topu filelere göndermesi “1” oldu!

Erken gelen bordo mavi gole rağmen “yılmaz” Ankaragüçlüler, sezonun en az gol yiyen takımlarından biri olan Trabzonspor’un kalesini ardı ardına yokluyordu. De Nigris maç boyunca “maskemi takacağım, gol şovumu yapacağım”dan başka bir şey demedi… Meksikalı golcünün 21. dakikada ceza sahası içinde yerde kalmasıyla yükselen “penaltı” itirazlarının faturası ise, hakem İlker Meral tarafından Ankaragüçlü Elyasa ve Jaba’ya birer sarı kart olarak kesildi. Her iki takımın futbolcuları da ilk 45 dakika noktalanıncaya kadar karşılıklı ataklarını golle taçlandıramasalar da ikinci yarıya ilk yarının tazeliğinde başladılar. Ve aynı makamda “dakika bir gol bir” dedirtecek cinsten, ama bu sefer sağ kanat yerine sol kanattan ilerleyen ve başrolünde Yattara yerine Gökhan’ın oynadığı pozisyonla Trabzonsporlu taraftarların yüreği ağzına geldi.

Trabzonsporlu” kimliğinin yeniden üretilmesinde etkili olacağı düşünülen ve birkaç sezondur devam eden 61. dakika gösterileri bu maçta da oldukça görkemliydi. Fakat ikinci bir golün fitilini ateşleyemedi. 73. dakikada, Selçuk’un sağdan kullandığı serbest vuruşta, ceza sahasında topa yükselen Egemen’in kafa vuruşu meşin yuvarlağı filelere değil auta gönderdi. Ve sadece üç dakika sonra Ankaragücü’nün beraberlik golü geldi. Serbest çağrışımla, Ece Ayhan’ın “Sansüttürme Şair Abüüü” “Barbaros’un aşırtma golüüüüü”… Yüzü, başı, bakışıyla ve sarı lacivert forma içindeki duruşuyla, Roberto Carlos’un yerli şubesi kıvamındaki Barbaros, belki de maçın en mücadeleci futbolcusu ünvanına layıktı…

76. dakikadan 90’a zaman “golsüz” geçti… Gökhan’ın 78’de ceza çizgisi üzerinden gönderdiği şut, filelerle buluşmasa da geçen hafta Ankaraspor’a attığı golü anımsatacak güzellikteydi. Tam da “Trabzonspor üç puan hayallerini Avni Aker’in zeminine gömdü” derken, sezonun ilk yarısındaki Ankaragücü maçında, ofsayt kararıyla gol sevinci kursağında kalan Umut sahneye çıktı. 90+1’de gelen “Umut” golü Avni Aker’de tribünleri coşturmaya yetti… “Arafilli farozli/ mahallenun mastisi/ oynalım uşaklar/ trabzon kolbastisi” şeklinde sonlanan 94 dakikanın ardından sahanın ortasında buluşan Bordo Mavili ekip, bir folklor ekibi edasıyla “kolbastı” hünerlerini sergiledi. Ortamın şopar oğlanları Yattara ve Alanzinho’nun “kolbastı” performansları ise görülmeye değerdi! Nihayetinde, rakiplerinin “takip” nefeslerini ensesinde hisseden Trabzonspor, maç fazlasıyla lider koltuğuna oturdu ve Beşiktaş maçı öncesi arzu ettiği morali buldu!

Trabzon’da “Geleneğin İcadı”

Birçok sportif kalem, Trabzonspor’un 70’lerdeki altın dekatın ardından gelen başarısız dönemini “geleneğin kaybolması” ile açıklar. Gerçekten de 80’lerin parasallaşan futbol dünyasında, Trabzon kenti ile Trabzonspor kulübünü bütünleştiren birçok yerel değer terkedilmiş ve bunun sonucu olarak kent- kulüp ilişkisi değişime uğramıştı. Bir yandan üç büyüklerin bile gıpta ettiği, yüreği futbol ateşiyle bünyan gibi yanan güzelim Trabzonspor taraftarları, gelen başarısızlıklarla sükut-u hayale uğrarken, öte yandan ülke çapında Trabzonspor’a duyulan sempati de hızla erimeye başladı.

Dün gece dinmeyen tezahuratları, hoparlörden yükselen yöresel türküleri, 61. dakika şenliği, horonu ve kolbastısı ile Avni Aker’deki “futbol karnavalı” bana, Trabzon’da, Trabzonspor’da “geleneğin yeniden icadı” gibi geldi. İçimden bir ses, “böyle giderse şampiyonluk gelecek” diyor… Gelmese bile şurası bir gerçek ki, Trabzon’un futbolseverlere yaşattığı karnavalımsı atmosfer, 80’lerden itibaren azalan Trabzonspor sempatisini yeniden alevlendirecek!