Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, yıl sonuna kadar Gelişen İşletmeler Piyasasını (KOBİ Borsası) faaliyete geçirmeyi düşündüklerini bildirdi.
Erol, Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) Projesinin İMKB bünyesinde devam etmesi konusunda gerekli onayın alınması amacıyla gerçekleştirilen GİP A.Ş Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, KOBİ Borsası’nın sermaye piyasası aktörleri olarak kendilerini çok ilgilendirdiğini söyledi.
Aracılık faaliyetlerinin çok önemli misyon gerektirdiğini ifade eden Erol, "Aracılık faaliyetlerini yeterince açabilirsek hem KOBİ Borsası hem de diğer borsalar açısından, şirket finansmanı, danışmanlık dahil bütün sermaye piyasası faaliyetlerini çok daha iyi yapabiliriz" dedi.
Bu sabah gerçekleştirdikleri toplantıda en son geldikleri aşamayı değerlendirdiklerini, SPK tarafı olarak kanun değişikliği gerektirmeden yapılabilecek kolaylıklar konusu üzerinde durduklarını anlatan Erol, şunları kaydetti:
"Bunlar büyük ölçüde ya bürokrasiyi azaltıcı, ama daha ziyade maliyetleri azaltıcı çalışmalar. Bu tür şirketlerin halka arzında SPK kaydına girme aşamasında maliyetleri azaltıcı bir takım muafiyetler olması gerektiğini düşünüyoruz. Bütün bunları gözden geçireceğiz. Onun da ötesinde gönlümüz, vergi değişikliğinin de olduğu daha büyük bir paket olarak kabul ettirebilmeyi istiyor. Yıl sonuna kadar bu piyasamızı faaliyete geçirmeyi düşünüyoruz."
Halka arz seferberliği sürüyor
İMKB Başkanı Hüseyin Erkan da göreve geldiklerinden itibaren başlattıkları halka arz seferberliğinin bir devamı olan, özellikle de KOBİ'lere yönelik yapacakları çalışmaların bir başlangıcı niteliğindeki GİP'in desteklenmesi ve hayata geçirilmesi konusunda üzerlerine düşen görevi yerine getiriyor olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Erkan, GİB A.Ş'nin birkaç yıl önce SPK'nın girişimiyle TOBB, KOSGEB, TSPAKB ile bazı banka ve aracı kurumların desteğiyle başlatıldığını, ancak hayata geçirilmesinde bazı sorunlar yaşandığını anlattı.
İMKB bünyesinde şu anda birçok KOBİ'nin bulunduğunu hatırlatan Erkan, "Şu anda İMKB'de 320 şirket işlem görüyor. Bunların 138'i Türkiye'nin en büyük bin şirketi arasından geliyor, geri kalanı küçük ve orta ölçekli şirketler... Dolayısıyla İMKB gerçek anlamda da aslında bir KOBİ borsası" diye konuştu.
SPK Başkanı ile yapmış oldukları mutabakatla bu çalışmayı apayrı bir piyasa olarak yapılandırdıklarını belirten Erkan, hisse senetleri piyasasının bir alt pazarı değil, tamamen KOBİ'lere, gelişen işletmelere yönelik bir piyasa şeklinde bunu değerlendirdiklerini kaydetti.
KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan ise KOBİ Borsası’nın, KOBİ'lerin finansman problemlerine çözüm olacağını, sermaye piyasalarından pay almak için önemli bir karar olduğunu vurgulayarak, İMKB bünyesinde böyle bir platformun kurulmasının KOBİ'lere çok büyük katkılar sağlayacağını söyledi.
TSPAKB Başkanı Nevzat Öztangut da projenin yakın zamanda hayata geçeceğini belirterek, "İMKB bundan böyle bu projenin ev sahibi olacak" dedi.
GİP A.Ş ile İMKB arasında geçtiğimiz aylarda yapılan toplantıda, İMKB'nin mevcut yazılım alt yapısı, yetişmiş insan kaynağı, yaratmış olduğu işlem hacmi ve yüksek likiditesi sonucunda muhtelif kaynaklardan elde ettiği gelirlerle ihtiyaç duyulması halinde KOBİ'lere yönelik bir piyasanın, pazarı destekleyebileceği dikkate alındığı, GİB'in bu nedenle İMKB altında teşkilatlandırıldığı belirtiloi. İMKB altında kurulacak bu pazarın "Gelişen İşletmeler Pazarı" olarak adlandırılmasının projenin kesintisiz devamı açısından faydalı olacağının değerlendirildiği bildirildi.
Önemli bir finansman kaynağı
Borsaların önemli bir işlevi firmaların yatırımları için kaynak yaratması. Bir firma istihdam sağlayacak yeni bir yatırıma başladığında, bu yatırımın finansmanında esas olarak üç kaynak kullanılıyor. Birinci kaynak firmanın öz kaynakları dediğimiz o dönem elde edilen karın yatırıma yöneltilmesi. İkincisi borçlanma. Üçüncüsü ise hisse senedi ihracı yoluyla şirkete yeni ortak alma. Borsa bu üçüncü finansman biçiminin gerçekleşmesini sağlayan bir araç.
Türkiye’de borsanın şirkete kaynak sağlaması iki yolla gerçekleşiyor. Birincisi ilk kez hakla arz edilen bir şirketin pay senetlerinin bir bölümü belli bir fiyattan satışa sunuluyor. Bu, firma ilk kez borsaya açıldığında gerçekleşen bir süreç. Halka arz fiyatından senet alanlar firmanın yeni ortakları oluyor ve onların ödedikleri para da firmanın kasasına gidiyor. İkinci yol ise daha önce bu yolla halka açılmış bir şirketin bedelli sermaye arttırımına gitmesi yani ek finansman amacıyla bir kısım hissesini daha halka açması.
Borsa yoluyla finansman yaratmak, reel faizlerin çok yüksek olduğu Türkiye’de firmalar açısından çok cazip bir çözüm, çünkü borsaya açılmamanın alternatifi yüksek faizden borçlanmak…
Tüm dünyada da, Türkiye’de olduğu gibi, borsa şirketlere kaynak yaratan bir kurum olarak önemli bir toplumsal fonksiyon üstleniyor. Farkların belirmeye başladığı noktalar, uzmanlara göre, Türkiye’de kurum kültüründen kaynaklanıyor. Borsaya açılan yani bu cazip finansman aracını kullanmaya başlayan şirket sayısı Türkiye’de çok az. Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin ise yarıdan fazlası henüz borsaya açılmış değil. Anadolu sermayesi ve KOBİ’ler ise borsaya açılma sürecinde neredeyse hiç yok. Bunda KOBİ Borsası gibi bir altyapının bulunmaması önemli bir etken olarak değerlendiriliyor. Şirketlerin hala ağırlıklı olarak patron ve aile şirketi; patronların da genellikle şirketlere yeni ortak almayı sevmemeleri diğer etkenler arasında sayılıyor. Uzmanların değerlendirmesine göre Türkiye’de büyük şirketler için borsaya açılmak yerine bir banka kurup, halktan mevduat toplamak ve bu mevduatı şirketlere plase etmek her zaman daha fazla tercih ediliyor.