Gündem

Kobani davası devam ediyor  | HDP'li Kubilay'dan mahkeme heyetine: Siz yönünüzü siyasi iktidara dönmüşsünüz, bunu yapıyorsanız cübbenizi çıkarıp gidin

Çizim, @HDPonline hesabından alınmıştır

20 Mayıs 2021 11:04

T24 Haber Merkezi

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobani davası Ankara  22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, DBP Eş Genel Başkanları, DTK Eş Sözcüleri ve pek çok baro başkanı davaya katıldı. 

"Heyetin her üyesini ayrı ayrı reddediyorum"

İlk sözü alan Ayla Akat Ata, "Faşizmin bugün dünyada geldiği nokta popülist rejimlerdir. Dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bu popülist rejim yükseldi ve bugün biz bu rejimle mücadele ediyoruz. Burada kişisel olarak biz değil, HDP fikriyatı yargılanmaya çalışılıyor. Şu an arkamdaki sıralarda ötekileştirilen bütün insanlar. Heyetin her üyesini ayrı ayrı reddediyorum" dedi.

"Yolsuzlukların, arsızlıkların, mafyatik ilişkilerin üstü örtülüyor"

Gültan Kışanak şu ifadeleri kullandı: 

"Bu dava demokratik siyaseti Meclis'ten atma davasıdır. (Mahkeme heyetini kastederek) Siz buna hizmet ediyorsunuz, konuşmamızı keserek, 'keşke mecliste konuşsaydınız2 diyerek bize burada demogoji yapmayın.   Bugün yargının içinde olduğu durum büyük yapısal bir krizdir. Yargı iktidarın oyuncağı olmuştur. Yolsuzlukların, arsızlıkların, mafyatik ilişkilerin üstü örtülüyor. Ama tek bir tweet attığı için insanlar tutuklanıyor.

Biz şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ülkenin sorunlarının çözümü için kendimizi muhatap olarak görüyoruz. Siz ne kadar bizi siyaset dışına atmaya çalışırsanız çalışın. Biz halkın desteğiyle yine karşınıza çıkarız.

Önümüze getirilen şey bir iddianame değil. Bir senaryo, bir kurgu. Siz bu senaryoda aktör olmak istiyor olabilirsiniz ama biz olmayacağız. Biz barışı, demokrasiyi, kadın haklarını savunmaya devam ederek bu iddianameyi size iade edeceğiz. İşte iddianame ve kararlar böyle doldurma metinler. İnternete Gültan Kışanak yazıp, çıkan ne varsa eklenmiş.

Bu mahkeme başladığında beri tutukluluğumuz hakkında iki karar verdiniz. Hakkımda yazılan karardaki haberlerin ikisi ben gözaltındayken Eş Genel Başkanlarımızın açıklamaları. Üçü ben tutukluyken yine partililerimizin açıklamarı. Kalan haberlerden beşi aynı. Kürtleri yeri gelince gerici diye, yeri gelince terörist diye yargılıyorsunuz. Bu sıfatların hepsini bize yakıştıranlara iade ediyoruz. Biz Kürdüz, bunu kabul etseniz, insan haklarını kabul etseniz bir sorun kalmayacak.  7 Haziran’da Türkiye’de bir umudun mümkün olduğunu, farklı kimliklerin yan yana siyaset yapabileceğini gösterdik. Hemen bir siyasi darbe fitili ateşlendi, o gün bugündür HDP ile uğraşıyorlar. HDP cinsiyet eşitliği bayrağının taşıyıcısıdır. Siz kadınla erkek eşit değildir diyorsunuz. HDP talancılara karşı ekoloji hareketinin bayraktarlığını yapıyor, siz onu yargılıyorsunuz. Faşizmin önünde engel kalmasın istiyorsunuz.

Günay Kubilay: Siz yönünüzü siyasi iktidara dönmüşsünüz

“Bu kumpası yürüten mahkeme heyeti bugün sırtını sağlam kayalara, Ağrı Dağı’na dayadığını düşünüyor olabilir. Size Zekeriya Öz’ü hatırlatıyorum, altına zırhlı araba verilmişti şimdi nerede? Siz yönünüzü siyasi iktidara dönmüşsünüz. Bunu yapıyorsanız cübbenizi çıkarıp gidin.

Nazmi Gür: Başı Sedat Peker’le belaya giren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yargıya sığındı, bu çok ironik

“Bağımsız bir yargının Türkiye’nin ekmek hava kadar ihtiyacı olduğunu her koşulda dile getirdik. Şimdi başı Sedat Peker’le belaya giren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yargıya sığındı. Bu çok ironik.

(Mahkeme başkanını kastederek) Az önce Gültan Kışanak konuşurken “yargıya müdahale edildiğine dair bir tane belge getirin, istifa ederim” dediniz sizin önünüzde tam 3530 sayfalık yargıya müdahalenin belgesi duruyor.

Ali Ürküt: Bu davanın adını iyi koymak gerekir. Bu davanın yıllar sonra raflardan indirilip önümüze getirilmesi siyasi iktidarın kendi ömrünün devamı için bir ihtiyaçtır.

Cihan Erdal: Farklı görüşlerden, yaşlardan, inançlardan dayanışma mesajları alıyorum. ‘Yok artık’ diyorlar tutuklu bulunmamıza. İnsanların hala ‘yok artık’ diyebilmesi bu ülkeye inanmanın temel garantilerinden biri.

Can Memiş: “Bu iddialar başka bir siyasi partinin adına yapılmış olsaydı emin olun bu kadar soyut, dayanaksız delillere savcı ‘soruşturmaya yer yok’ der geçerdi”.

Sırrı Süreyya Önder: Siyaset yargısallaşmıştır

“Yargı siyasallaşmış” demek gerçeği açıklamaya yetmiyor bugünün şartlarında söylenmesi gereken şudur: “siyaset yargısallaşmıştır”. Dün de öyleydi bugün de öyle

Bugün Filistin konusunda gösterilen hassasiyet neyse dün Kobanî konusunda gösterilen hassasiyet aynıydı. Bunu yargılamaya çalışarak 6 milyonu olağan şüpheli haline getiremezsiniz. 

 Et ve süt kurumunun temsilcisi de orada, soruyorum: Ben size ne yaptım? Etinizi mi çaldım, sütünüzü mü döktüm? Bana ve arkadaşlarıma 38 müebbet istenen bir davada müşteki olacak kadar ne geldi başınıza?

Alp Altınörs:

“Kollektif suç” kavramı insanlığın en karanlık dönemi olan Nazi Almanyası’nda ortaya çıkmıştır. Partili savcı Ahmet Altun ise Türk hukukunda olmamasına rağmen bu iddianameye sızdırmış ve siz de bunu kabul ettiniz. Tutukluluğumuza devam kararı alırken temel aldığınız, talimat sayarak twit attığımızı öne sürdüğünüz mail 22:05’te gelmiş. Ama atılan twitlerin saati 19:00-20:00 civarı. Böyle bir özensizlikle karşı karşıyayız.

Bülent Parmaksız: Sizden kişisel olarak hiçbir talebim ve beklentim yok. Sadece kendi inşa ettiğiniz hukuksal normlara uymanızı öneriyorum. Taraflısınız ve özgür değilsiniz

Bülent Parmaksız: Tutukluğumun devamına neden olan şey evimde bulunan Abdullah Öcalan’ın 7 kitabıdır. 21. yüzyılda kitap yasaklama ve bunu tutuklanma gerekçesi yapmaktan, kendi adınıza bu utançtan vazgeçin.

Bircan Yorulmaz:

Burada HDP’nin attığı twitler sonrası çıktığı iddia edilen olaylarda HDP sorumluluğu yargılanmıyor. HDP ve HDP’li olmak yargılanmaya çalışılıyor. HDP hiçbir zaman şiddete özendirmemiş ve şiddetin tarafı olmamıştır.

HDP Eş Genel Başkanı’nın Meclis çatısı altında yaptığı bir konuşmanın linkinin bana maille iletilmesi 38 kez müebbetle yargılanmama neden oluyor.

Pervin Oduncu: Kadınım, Sosyalistim, Kürdüm. Sorunlara çözüm gücü HDP’de olduğu için burdayım. 6 milyon insan da bu çözüm gücüne onay verdi. Parti ve bir dönem yargılanmak isteniyor. Bu kabul edilemez.

Beyza Üstün:

"Söylemekten yorulduk ama bizi tahliye etseniz de biz kaçmayacağız. Bugün tahliye edilsek yarın gelir buraya devam ederiz, çünkü biz burada yargılanan değiliz. Biz bu ülkede yok edilmek istenen demokrasi için çaba sarfediyoruz.

Bugün hanginize ben sorsam, 'Kobanî olayları nedir' diye her biriniz ayrı olguyla tanımlarsınız. Herhangi bir mafya liderinin, içişleri bakanının ya da 'mafya lideri yoldaşımdır' diyen parti yetkilisinin sözlerini uyguluyorsunuz."

Aralarında siyasetçilerin de olduğu 108 kişiye yöneltilen suçlamalar şöyle: “İnsan öldürme (37), insan öldürmeye teşebbüs (31), yağma (24), alıkoyma (38), alıkoymaya teşebbüs (2), mala zarar verme (1750), yakarak mala zarar verme (397), kamu malına zarar verme (1060), yakarak kamu malına zarar verme (503), işyeri dokunulmazlığını ihlal (53), geceleyin işyeri dokunulmazlığını ihlal (294), geceleyin açıktan hırsızlık (26), açıktan hırsızlık (20), hırsızlık (114), geceleyin hırsızlık (272), basit yaralama (5), silahla basit yaralama (43), kamu görevlisini silahla basit yaralama (264), kamu görevlisini kasten basit yaralama (7), kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama (1), kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama (1), silahla kasten yaralama (78), kamu görevlisini silahla yaralama (51), iş ve çalışma hürriyetinin ihlali (3), ibadethanelere zarar verme (4), düşük yapmaya neden olma (1),bayrak yakma (24), 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna muhalefet (25), suç işlemeye tahrik etme, devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozma.”

TIKLAYIN | Kobani davası ertelendi | Selahattin Demirtaş cezaevinden '128 milyar dolar nerede' yazılı kâğıdı SEGBİS kamerasına gösterdi

TIKLAYIN | Demirtaş'tan mahkeme heyetine: AİHM kararının resmî çevirisi hâlâ dosyada yok, A Haber’den, ATV’den mi dinlediniz de atıf yaptınız?