AB, son beş ayda iki kez düşen Boeing 737 Max 8 tipi uçakların Avrupa hava sahasına kullanmasını geçici olarak yasakladı. Konu Alman gazetelerinin bugünkü baskılarında geniş yer buluyor.Boeing 737 MAX 8 tipi uçağın son beş ayda iki kere düşmesi üzerine farklı ülkeler Amerikan Boeing şirketine ait modelin hava sahalarını kullanımını yasakladı. Avrupa Birliği, Türkiye, Avustralya, Brezilya ve Çin bu ülkeler arasında yer alıyor. Bundan önce THY yaptığı açıklamada, yolcu emniyetinin birincil öncelikleri olduğunu vurgulayarak, uçuş emniyet tartışmalarına neden olan Boeing 737 MAX tipi uçakları geçici olarak seferlerinden çektiğini açıklamıştı. THY'nin filosunda Boeing 737 MAX 8 tipi 11, Boeing 737 MAX 9'dan bir adet bulunuyor.
Öte yandan ABD Havacılık Dairesi FAA, Amerikan Boeing şirketinin ürettiği 737 MAX 8'in uçuş yasağına gerekçe olabilecek herhangi bir güvenlik tehlikesinin bulunmadığını açıkladı.
Oldenburg'da yayımlanan Nordwest Zeitung, Boeing'in olası ticari kayıpları karşısındaki çekincelerinin anlaşılır olduğunu ancak can güvenliğinin birincil öncelik olması gerektiği görüşünde:
"Amerikalı uçak üreticisi Boeing için şu an imaj kaygısından daha fazlası ön planda. 737 Max 8 tipi uçağı etrafında alevlenen tartışmalar Boeing'i ticari anlamda sarsabilir. Şirket şu ana kadar bu tipte 350'den fazla uçağı havayolu firmalarına teslim etti, binlercesinin siparişi de alınmış durumda. Bu yüzden Boeing'in, uçağının güvenli olduğu konusundaki ısrarının neden kaynaklandığını anlamak mümkün. Ancak havayolu şirketleri, resmi kurumlar ve diğer müşterilerinin güvenini kazanmak için, şirketin yaptığı açıklamalar ve bu uçaklarda yapacağını duyurduğu yazılım güncellemesi yeterli olmayacaktır. Boeing, kendileri için de en büyük önceliğin güvenlik olduğunu ortaya koyan net bir mesaj vermesi gerekir. Bunun için de tüm enerjisini uçakların düşme nedenini araştırmak için kullanmalı. Bu gerçekleşene kadar da uçaklarını yerde bırakmalıdır."
Kieler Nachrichten gazetesi de benzer çekinceleri paylaşıyor:
"Ticari çıkarları insan hayatının üstünde tutmak işte tam da böyle bir şey. Boeing'in kâr getiren uçağına yazılım güncellemesi yapacağı haberiyse bu çılgınlığı destekler nitelikte. Bu belki otomobiller için mümkün olabilir. Örneğin dizelle çalışan otomobilimizi yazılım güncellemesi olmadan kullanmakla, uçağın yol bilgisayarı yeniden ölümcül bir hata yapmasın ve düşmesin umuduyla bir uçuşa izin vermek aynı şeyler değil. Bu Amerikan usulü Rus ruleti oynamak demek. Neyse ki Almanya Ulaştırma Bakanının Boeing karşısındaki tutumu yerli otomobil sanayine karşı takındığı umursamaz tavrı gibi değil."
10 Mart'ta Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan Kenya'nın başkenti Nairobi'ye gitmek üzere havalandıktan sonra düşen Boeing 737 MAX 8 tipi uçakta kurtulan olmamıştı. Bishoftu kasabası yakınlarındaki bir tarlaya düşen uçakta 149 yolcu ve sekiz kişilik mürettebat bulunuyordu. Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesinin konuyla ilgili yorumuysa şöyle:
"Endonezya’dan gelen geçici soruşturma sonucu, pilotların mevcut yazılım karşısında eli kolu bağlı oldukları ihtimalini güçlendiriyor. Buna göre pilotlar yazlımı nasıl kullanacaklarını biliyor ancak acil bir durumda sistemi devre dışı bırakamıyorlar. Yolcular da, konunun uzmanı olmayan herkes gibi haklı olarak soruyor: Hangi havayolu şirketi böyle bir şeye izin verir ki? Ya da hangi denetim kurumu buna göz yumar? Boeing daha birincisi düştüğünde 'hâlihazırda çok güvenli olan uçağını daha da güvenli hale getireceği' sözünü vermişti. Şirketin açıklaması bu yönde. Ancak Etiyopya'daki kazaya bakarak, şirketin bu modelinin geleceğinin olmadığı görünüyor. Yani bu uçak güvenli olmaktan çok uzak."
Hannoversche Allgemeine gazetesindeki yorumdaysa şu satırlar dikkat çekiyor:
"Şu ana kadar düşüşün teknik nedenlere mi dayandığı kesinlik kazanmış değil. Ancak bu konudaki tereddüt sürdükçe uçaklar yerde kalmalı. Aslolan bu. Günümüzde uçaklar hiç olmadığı kadar güvenli. Diğer ulaşım araçlarıyla kıyaslandığındaysa daha güvenli oldukları söylenebilir. Ancak toplumun hava ulaşımından beklentisi yüksek. Bu yüzden de sektörün bunu dikkate alması şart. Düşüşün asıl sebebinin ne olduğunu araştırmak aylar sürse de. "
DW/MK,DÇÜ
© Deutsche Welle Türkçe