KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "60 yıla yakındır Kıbrıs Türk halkının kendi devleti çatısı altında yaşaması hem BM hem de uluslararası tahammüllere göre, Kosova örneğinde olduğu gibi artık bu bize kendi geleceğimizi tayin etme hakkını vermiştir." dedi.
Tatar, Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Konferans Salonunda düzenlenen Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Kıbrıs'ta 'iki halkın ve iki devletin olduğunu' söyledi.
Kıbrıs adasında Türklerin ve Rumların bulunduğunu söyleyen Tatar, ''iki milletin bundan sonra birlikte yaşamasının mümkün olmayacağını'' iddia etti.
Herkesin Kıbrıs adasındaki haklarının farkında olduğunu belirten Tatar, "Dünya bize, 'Arayışınızdan, hakkınızdan, hukukunuzdan vazgeçin.' demiyor. Dedikleri şu, 'Kıbrıs'ta bir anlaşmanın olabilmesi için iki tarafın anlaşması lazım.' İki tarafın da anlaşması bu çerçevede pek mümkün gözükmüyor. Çünkü Rum tarafı bir avantaj elde etmiş ve bunu sonuna kadar kullanmaktadır." dedi.
"Bizim için önemli olan artık bu yaşananlardan sonra kendi devletimizi daha da güçlendirmektir" diyen Tatar, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin açık denizlere açılabilmesi ve Akdeniz'deki hakimiyetini koruyabilmesi için KKTC ile iş birliği içinde deniz yetki alanlarında, karasularda, mavi vatan ve göklerde birtakım hak ve çıkarları korumak adına KKTC ile iş birliği önemli ve değerlidir. Bizim varlığımız, bizim orada bir devlet olarak yaşamımızı sürdürmemiz bir gerçektir ve bunu kimse inkar edemez. Bu devletin sınırları vardır. Bu devletin halkı, demokrasisi ile yönetilen bir yönetim anlayışı vardır. Herhangi bir devlette olan kurumsal yapı KKTC'de vardır ve var olmaya devam edecektir. 60 yıla yakındır Kıbrıs Türk halkının kendi devleti çatısı altında yaşaması hem BM hem de uluslararası tahammüllere göre, Kosova örneğinde olduğu gibi artık bu bize kendi geleceğimizi tayin etme hakkını vermiştir. Biz artık ayrı bir halk olarak kendi kendimizi yönetme ve kendi geleceğimizi tayin etme hakkı...Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle varlığımızı devlet temelinde sürdürme en temel hakkımızdır."