İsmetpaşa Mahallesi Egemenlik Caddesi'ndeki lokantanın ikinci katında, 5 Haziran 2018'de, Kadir Işık, kızı Z.I.'yı (25) taciz ettiği öne sürülen Tamer Çetin'e ruhsatlı tabancasıyla ateş etti. Işık daha sonra yere düşen Çetin'e çekiçle vurdu. Gelen sağlık ekiplerince hastaneye götürülen Tamer Çetin hayatını kaybetti. Gözaltına alınan Kadir I. sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Başlatılan soruşturmada, Kadir ışık hakkında 'kasten adam öldürme' suçundan müebbet hapis istemiyle Kahramanmaraş 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın karar duruşması bugün görüldü.
Savcı, tahliyesini istedi
Duruşmada mütalaasını veren savcı, Tamer Çetin'in yaralı olarak kaldırıldığı hastanedeki doktor ve tanıkların ifadelerine göre Çetin'in hayati tehlikesi bulunmadığını, kan kaybının olmadığını, bacağında kırık olduğu ve yürümeye çalıştığı, ameliyat için hazırlık yapılırken birden kalbinin durduğu, Çetin'in ölümüne ise kalpte ritim bozukluğunun neden olduğunun düşünüldüğünü belirterek, toplanan deliller ve tanıkların ifadelerine göre suç vasfının değiştiğini söyledi.
Yine delil ve tanık ifadelerinde Tamer Çetin'in Kadir Işık'ın ailesini sürekli tehdit ettiğini belirten savcı, "Maktulün yaşadığı İstanbul'dan Kahramanmaraş'a gelmesinin maktulün tehdit fiillerinin icra aşamasına geçtiğine dair sanıkta haklı endişe meydana getirdiği, yine ülkemizde son yıllarda eski eş, eski sevgili, eş ve sevgililerin kıskançlık, ayrılmayı veya barışmanın reddini kabullenmeme ve sair sebeplerle işlediği kadın cinayetlerinin maktulün tehditleri ile büyük benzerlik gösterdiği de nazara alındığında sanığın haksız tahrik altında fiili işlediğinin kabulünün somut olaya uygun düştüğü" değerlendirmesinde bulunarak Kadir Işık'ın 'kasten yaralama' suçundan cezalandırılmasına ve haksız tahrik indirimlerinin uygulanıp Işık'ın tahliye edilmesini talep etti.
Çetin'in ailesinin avukat ise Kadir Işık'ın planlayarak adam öldürdüğünü öne sürüp 'adam öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep etti.
"Öldürecek olsam devletten sürekli yardım istemezdim"
Duruşmada son sözü sorulan Kadir Işık ise maksadının öldürmek olmadığını söyledi. Tamer Çetin'in kızını taciz edip kendisi ve ailesini sürekli tehdit ettiğini belirten, bunun için da adli mercilere gerekli başvuruları yaptığını kaydeden Işık, "Benim kastım öldürmek değil konuşmaktı. Öldürme kastım olsa çekiçle biber gazını yanıma neden alayım? Öldürme kastım olsa sürekli devletten yardım istemez kafasına sıkardım. Bir baba öldürmek istese kızına adamı evine çağırtıp kafasına sıkardı. BİMER'den CİMER'e kadar şikayet etmediğim yer kalmadı. Askerde olduğum için doğumunda, cezaevinde olduğum için de nişanında yanında olmadım kızımın. Yakında düğünü olacak ve düğününde yanında olmak istiyorum. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum" dedi.
Önce müebbet sonra 12 yıl
Kadir Işık'ın avukatı da suç vasfının değiştiğini, bu nedenle müvekkilinin tahliye edilmesi gerektiğini belirtip benzer davalarla ilgili Yargıtay kararlarını okudu. Tarafların dinlenmesinin ardından mahkeme başkanı duruşma salonu boşalttı ve kararı salonda sadece avukatlar varken açıkladı. Mahkeme heyeti, Kadir Işık'ı önce 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, haksız tahrik indirimi ve duruşmadaki saygılı tavrından dolayı cezada indirime gidip Kadir Işık'ı 12 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırdı.
Adliye koridorunda bekleyen Kadir Işık'ın eşi Nazile Işık, kararı duyunca koridorda bayıldı. Nazile Işık, sağlık görevlilerinin müdahalesinin ardından adliyeden gözyaşları içinde ayrıldı.
Davanın ardından Kadir Işık'ın avukatı Kadir Bastırmacı da açıklama yaptı. Mahkeme heyetinin ilk duruşmadan karar duruşmasına kadar tutumunu hiç değiştirmediğini söyledi. Karara itiraz edeceklerini kaydeden Bastırmacı, şöyle konuştu:
"Yaklaşık bir yıl boyunca bütün hukuki girişimlere girmiş, her hukuki yolu denemiş ancak netice alamamış bir babadan bahsediyoruz. Daha yılbaşında hükûmetimiz tarafından çıkartılan yeni kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik genelge yayınlandı. Daha üzerinden bir gün dahi geçmemişken mahkeme heyetinin sanki kadına yönelik şiddetin önünü açarcasına, yani 'size ve ailenize karşı saldıran insanlara siz müdahale etmeyin, hukuka da başvurun, hukuk da gerekeni yapmazsa siz de gerekeni yaparsanız biz de sizi bu şekilde cezalandırırız' anlamına gelecek bir ceza ile karşı karşıya kaldık. Bu hukuk mantığı vicdanları çok derinden yaralamıştır. Müvekkilim duruşmada anlattı, kamuoyunun vicdanını derinden sarsan Münevver Karabulut cinayeti, Özgegan cinayeti, Emine Bulut cinayeti gibi cinayetlerin önüne geçebilmek adına müvekkilim kendi ailesinin önüne siper olmuş, eşi ve çocuklarını korumak için bu şahsa müdahale etmiştir. Ailesine gelmesini önlemek istemiştir ve bunun için de bir yıl beklemiştir. Çeşitli hukuki yollara başvurduktan sonra eline bir şey geçmeyince kendi hakkını kendi aramak zorunda kalmış. İstemediği bir şekilde yaralama ile kalacak iş hastanede geçen sürenin sonunda ölüm neticesi meydana gelmiş."