Gündem

'Kız meselesi' denen kavgaya 'terör' soruşturması

Dumlupınar Üniversitesi'nde cinayetle sonuçlanan kavgaya önce 'kız meselesi' dendi, şimdi ise terör kapsamında soruşturuluyor.

13 Kasım 2010 02:00

T24- Dumlupınar Üniversite'inde çıkan ve Hasan Şimşek'in ölümüyle sonuçlanan kavganın dosyaları Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yollandı. Kütahya Valiliği tarafından siyasi arkaplanı yok sayılarak "kız meselesi" olarak açıklanan kavganın soruşturması, Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Görüşen tarafından “terör örgütüne üye olmak” suçu kapsamında yürütülecek.



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili dosyayı Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığından istedi. Terör ve organize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla görevli Başsavcıvekilliği adına Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Görüşen tarafından yürütülecek soruşturma, “terör örgütüne üye olmak” ve “kasten adam öldürmek” suçları kapsamında görülecek.

Öte yandan ölümlü kavganın öncesinde ülkücü öğrencilerin polisi, BDP milletvekillerinin de Valiliği uyardığı ancak yeterli önlemin alınmadığı görülüyor. Kurtulan’ın, etkin önlem alınmamasından yakınarak, 8 Kasım’da Kütahya Vali Yardımcısı Haluk Saygı ile görüştüğü ve olayın ‘kız meselesi’nden çıktığını ileri süren Saygı’nın, girişimlere karşılık “Kütahya’da insanlar bu konuda çok hassastır, bu tür şeylere kimse prim vermez” dediği iddia ediliyor. Önceki gün Radikal’in sorularını yanıtlayan Rektör Prof. Güner Önce de 31 Ekim’de öğrenci yurdunda yaşanan kavganın ‘kız meselesi’ olarak yansıtıldığını ve tarafların şikayetçi olmaması nedeniyle ek tedbir alınmadığını söylemişti.


BDP’li Fatma Kurtulan konuyu bir soru önergesiyle TBMM gündemine de taşımış. Önergeye göre sorunun kökeni ekim ayına kadar gidiyor. Kurtulan’ın soru önergesinde “bir grup tarafından darp edilen ve aldığı tehditler nedeniyle okula gidemeyen” Kürt kökenli Özdemir Örnek’in 30 Ekim’de bir arkadaşı ile birlikte şehir dışına götürülüp tehdit edildiği ve ertesi gün yurttan ayrılmak isterken kapıda saldırıya uğradığı öne sürülüyordu. Örnek’in İHD’ye başvurduğu bilgisinin de yer aldığı önergede İçişleri Bakanı’na “Bu saldırılar Kürt öğrencilere karşı mı yapılmaktadır” sorusu yöneltiliyordu.


 ÜNİVERSİTELER ‘BIÇAK’ SIRTINDA


Mersin ve Kütahya’da yaşanan olaylar dün İstanbul’da gerginliğe neden oldu. Marmara İletişim Fakültesi’nde sınavlar yapılamadı.


Hafta içinde Mersin ve Kütahya’da üniversite öğrencilerini karşı karşıya getiren ve bir ögğrencinin hayatına mal olan bıçaklı kavgalar İstanbul’a sıçradı. Marmara Üniversitesi Nişantaşı Yerleşkesi’nde karşıt görüşlü öğrencilerin arasında çıkan kavgada bıçak ve sopalar kullanılırken, Murat Ş. isimli bir öğrenci elinden bıçakla yaralandı.

Dumlupınar Üniversitesi’nde öldürülen öğrencinin fotoğraflarının fakülte duvarlarına asılması nedeniyle çıktığı öne sürülen kaygaya çok sayıda polis müdahale etti ve bazı öğrenciler gözaltına alındı. Sabah yaşanan olayın ardından, fakülte dekanı ve öğretim üyeleri öğrencileri sakinleştirmeye çalışırken, gerginlik nedeniyle öğleden sonra tüm sınavlar bayram sonrasına ertelendi. Önceki gün akşam saatlerinde yine aynı grupların sınav çıkışında okul binası içinde tartıştığı belirlendi.


Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde, grupların özellikle okulun kalabalık olduğu sınav haftalarını hedef almaları ise dikkat çekerken, yine 19 Ekim’de aynı yerleşkede çıkan kavga sonucunda bir öğrenci ağır yaralanmıştı.



OKULUN İÇİNE BİBER GAZI



İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü’nde de çevik kuvvet ekipleri öğrencilere müdahale etti. Öğrencilerinin anlatımlarına göre, iki arkadaşlarının gözaltına alınmasını protesto eden öğrenciler çevik kuvvet polisinin müdahalesiyle karşılaştı. Kampüs içine giren polis biber gazını fazla kullanınca okuldaki akademisyenler de etkilendi. Öğrenciler buna itiraz edince de polis cop kullandı.



Öğrenciler polisin kampüs içine girmesinin gerginliği artırdığı görüşünde. Öğrenci Kolektifleri’nden İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Nida Karabağ, artık okulda festival çalışması yapmanın bile zor olduğuna dikkat çekiyor. Karabağ’a göre, “Gençlik filmleri festivali için masa açıyor, afiş asıyoruz. Bugün (dün) bugün açtığımız masanın etrafında yaklaşık 10 kişi toplandı. Güvenlik görevlileri geldi. Afişi sökmeye çalıştılar. Arbede oldu.”




BOĞAZİÇİLİ HOCALARDAN ÖĞRENCİLERİNE DESTEK



Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli 212 öğretim üyesi 5 Kasım’da Başbakan Erdoğan’ı protesto eden gençlere yönelik polis müdahalesini bir bildiriyle protesto etti. Bildiride, “Boğaziçi kampüsü, emniyet güçleri tarafından adeta ‘teslim’ alındı. Hükümete yönelik eleştirilerini pankart ve sloganlarla dile getirmek isteyen öğrenciler tartaklandı, üzerlerine biber gazı sıkıldı. Çevik Kuvvet bazı binaların içine, odalara kadar girdi, öğrencileri kovaladı... Bu orantısız ve abartılı polis gücü ve şiddet karşısında öğrencilerimizin sivil protesto geleneklerini koruyabilmelerini bizim şansımız ve öğrencilerin kutlanması gereken bir erdemi olarak görüyoruz. Daha büyük olayların çıkmamış olması öğrencilerimizin olgun tavırları sayesindedir. Çevik Kuvvet, başbakanlık korumaları ve sivil polis bu sınır/hukuk tanımaz tavırlarıyla üniversite özerkliğini ayaklar altına almış, ifade özgürlüğü ve temel demokratik hakları hiçe saymıştır” denildi.